Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1742 E. 2021/1317 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1742
KARAR NO: 2021/1317
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/02/2019
NUMARASI: 2015/572 Esas – 2019/107 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Plakalı aracın müvekkili şirkete kasko sigortalı bulunduğunu, aracın davalıların kusurları sonucunda hasarlandığını, kaza tespit tutanağına göre … plaka sayılı aracın sürücüsü …, … plakalı aracın sürücüsü … ve … plakalı aracın sürücüsü …’ın meydana gelen kazada kusurlu olduklarını, … Sigorta A.Ş.’nin … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı, … Sigorta A.Ş. ‘nin de … ve … plaka sayılı araçların trafik sigortacısı olduğunu, kaza nedeni ile müvekkilinin sigortalısına 14.883,00 TL hasar tazminatını ödediğini, davalılar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptali ile takibin 8.014,83 TL üzerinden devamına, davalıların alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin meydana gelen kazada kusuru olmadıklarını, müvekkili … tarafından Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2014/94 Esas sayılı dosyası ile kazadan kaynaklı tazminat davası açıldığını, bu davada olay mahallinde keşif yapılarak kusur oranlarının belirleneceğini, henüz kusur oranlarının belli olmadığını, davacı sigorta şirketinin kusur oranı belirlemeden icra takibi yaptığını, bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından, 14.03.2013-14.03.2014 tarihleri arasında, trafik poliçesi ile sigorta olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, müvekkili sigorta şirketinin ancak gerçek zarar miktarından sorumlu tutabileceğini, değer kaybına ilişkin talepler dolaylı zarar niteliğinde olduğundan KZMSS sigortası teminatı dışında kaldığını, davacının faiz başlangıcına ilişkin taleplerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalılardan …’in davacı olduğu, müvekkil şirkete kasko sigortası ile sigortalı … plaka sayılı araç maliki … Ltd Şti ve araç sürücüsü … ile … plaka sayılı araç maliki … Ltd. Şti ve sürücü …’ın davalı olduğu Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/94 E, 2017/90 K sayılı dosyasında 30.12.2016 tarihli kusur bilirkişi raporuna istinaden karar verildiğini, bahse konu raporda sürücü …’ın %75, … %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusur verildiğini, istinafa konu dosyanın davalıları olan …, … ve …’a ise tali kusur dahi izafe edilmediğini, mahkeme tarafından yapılan yargılamada, kusur incelemesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevkiyle, ATK tarafından dosya üzerinde başka hiçbir inceleme ve değerlendirme yapmaksızın, müvekkili şirketin taraf olmadığı Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/94 E. ve 2017/90 K. sayılı dosyasından verilen 30/12/2016 tarihli kusur raporunu tasdik eder tarzda 18/09/2018 tarihli raporun ihdas edildiğini, 30/12/2016 tarihli bilirkişi raporunun kaza tespit tutanağına ve kaza sonrası ceza dosyası ve emsal alınan dava dosyası kapsamında yapılan diğer bilirkişi incelemeleri ile açıkça çeliştiğini, … plakalı aracın lastiğinin patlaması nedeniyle, davalıların gerekli uyarı ve işaretlemeleri yapmadan duraksamalarının oluşan kazanın ana sebebi olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla girişilen takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 23/10/2013 tarihinde saat 05:20 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile TEM Otoyolunu takiben İstanbul istikametinden Kocaeli istikametine seyir halinde iken kaza mahalline geldiği esnada, kamyonetin lastiğinin patlaması sonucu sağ şeritte durup aynı istikamette seyir halinde olan … plaka sayılı kamyonet sürücüsü …’ün, arkadaşına yardım amaçlı … plaka sayılı kamyonetin önünde durması, akabinde, aynı istikamette seyreden diğer arkadaşı …’ın da sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile … plaka sayılı kamyonetin önünde durduğu esnada, aynı yönde sağ şeritte seyir halinde olan sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile önünde duran … plaka sayılı kamyoneti fark edip, bulunduğu sağ şeritten orta şeride doğru seyrettiği esnada, aynı istikamette seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici ve buna bağlı … plaka sayılı yarı römorkun, ön kısmıyla önünde bulunan … plaka sayılı kamyonete çarpması, akabinde duramayarak … plaka sayılı kamyonete çarpması, … plaka sayılı kamyonetin de çarpmanın etkisiyle önünde duran … plaka sayılı kamyonete çarpması, … plaka sayılı kamyonetin de kendi önünde duran … plaka sayılı kamyonete çarpması neticesi, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmesi sonucu, … plakalı araçta oluşan hasar bedelinin davacı sigorta şirketince ödenmesi nedeniyle, ödenen hasar bedelinin rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosyada ATK Trafik İhtisas Dairesinden 18/09/2018 tarihli kusur raporu aldırılmış olup, A) Sürücü …’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu, B) Sürücü …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu, C) Sürücüler …’in ve Sürücü … ve …’ın kusursuz olduğu kanaati açıklanmıştır. Hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun olay yeri, kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şekli, Körfez 2.Sulh Ceza Mahkemesi’ ne sunulmak üzere hazırlanan kusura yönelik 20/02/2014 tarihli raporu, Körfez 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulmak üzere İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile 30/12/2016 tarihli bilirkişi heyetince hazırlanan kusur raporu ile dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler, iddia ve itiraz edilen hususlar incelenmek ve değerlendirilmek suretiyle hazırlandığı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığına göre, Mahkemece bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/07/2021