Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1739 E. 2021/1287 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1739
KARAR NO: 2021/1287
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/03/2019
NUMARASI: 2016/669 Esas – 2019/252 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.07.2015 günü Erzincan Refahiye yakınlarında meydana gelen trafik kazası sonucu davalı şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsünün 8/8 oranında kusuru sonucunda davacının daimi malul olacak şekilde ağır yaralandığını, aracın kasko sigorta poliçesi kapsamında manevi tazminat klozu olduğunu, poliçe limitinin 50.000,00 TL olduğunu, ekli İstanbul Araştırma hastanesinin 01.02.2016 tarihli raporunda davacının % 13 oranında sürekli maluliyetinin olduğunu belirterek 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren % 12 ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 11.02.2015/2016 vadeli poliçeyle kasko sigortalı olduğunu, manevi tazminat limitinin 50,000,00 TL olduğunu, kusur oranında ve gerçek zarar oranında sorumlu olduklarını, öncelikle sigortalının kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, İMM poliçesi kapsamında manevi tazminat taleplerinin de girdiğini ancak hakkaniyetli bir karar verilmesi gerektiğini, davacının kalıcı sakatlığının söz konusu olup olmadığını, mağduriyetinin oranının ve süresinin dikkate alınmasının gerektiğini, uygulanacak faiz oranının yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; manevi tazminat nedeniyle 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalının genişletilmiş kasko poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararının hatalı olduğunu bozmayı gerektirdiğini, mahkeme, manevi tazminat açısından fahiş bir miktar teşkil eden ve davacı açısından apaçık bir zenginleşme aracı olacak şekilde karar verdiğini, kararın kaldırılarak hakkaniyetli bir miktara hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 18/07/2015 saat 08.30 sıralarında sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametinde yolun sol şeridine geçerek yoldan çıkıp yol dışındaki boş tarlaya aracının sağ yan kısımları üzerine takla atarak devrilmesi sonucu meydana gelen kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, bu yaralanma nedeniyle aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olan davalıdan manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, kusur durumu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı lehine verilen manevi tazminat miktarının bir miktar fazla olduğu, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davalı vekili istinaf talebi yerinde görülmüştür. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Manevi tazminat nedeniyle 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalının genişletilmiş kasko poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 1.366,20 TL olduğundan peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.195,42 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 285,80 TL bilirkişi masrafı 500,00 TL, harç 170,78 TL olmak üzere toplam 956,58 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına oranına göre hesaplanan 382,63 TL’nin davalıdan (davalının genişletilmiş kasko poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen kısım üzerinden hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan (davalının genişletilmiş kasko poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2 maddesine göre reddedilen kısım üzerinden hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 28,63 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/07/2021