Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1727 E. 2019/3414 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1727
KARAR NO : 2019/3414
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI : 2018/211 Esas – 2018/914 Karar
DAVA İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/09/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından Ticari Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 30/01/2012-30/01/2013 tarihlerini kapsar dava dışı sigortalı …San.ve Tic.Ltd.Şti’ye ait … plakalı ticari kamyon aracın sigortalandığını, sigortalı aracın 11/08/2012 tarihinde davalıya ait işyerinde çıkan yangın sebebiyle hasar gördüğünü, hasar nedeniyle müvekkilinin sigortalısına 11.907,00 TL ödendiğini, eksper raporu ve yangın raporunda belirtildiği üzere davalının yangının çıkmasında kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin davalıdan sigortalısına halef olarak rücu hakkını elde ettiğini, davalı taraf aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin müvekkilinin ikamet adresi olan İstanbul Anadolu Adliyesi olduğunu, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, ayrıca zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu, esasa ilişkin olarak yangının çıktığı saatte işyerinin kapalı olduğunu, müvekkilinin yangının çıkmasında hiçbir şahsi kusurunun bulunmadığını, yangın nedeniyle aracın hasar gördüğünün ve zararın ispatının gerektiğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Davalı tarafın mahkememiz yetkisine yönelik itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı tarafça, açılan takipte icra dairesinin yetkisine hiçbir itiraz ileri sürülmediğini, bu sebeple İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kabul edilmesi gerektiğini, yetki itirazı yapılmamış olması nedeni ile İstanbul icra dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkisinin kesinleştiğini belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kasko sigorta poliçesi gereğince ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasaya uygun olup olmadığıdır. İlk Derece Mahkemesince 10/10/2018 tarihli karar ile “davacının, gerek asıl zarar gören sigortalısının ve gerekse davalının ikametgahlarının mahkemenin yetki sınırları içerisinde bulunmadığı, keza zararın bulunduğu yerin de mahkemenin sınırları içerisinde bulunmadığı, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi yetkisi sınırları içerisinde bulunduğu ” gerekçesi ile İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir. Dava konusunu oluşturan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının davalı borçlu ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine itiraz dilekçesinde borca itiraz ettiği ancak icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Davalı vekili, mahkemeye cevap süresi içerisinde vermiş olduğu süre uzatım dilekçesinde Mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir.Dava, kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın, trafik kazasında hasara uğraması nedeniyle dava dışı sigortalısının zararını ödeyen sigorta şirketinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca ödediği tazminatın rücuen tahsili için başlatılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali istemine dayanmaktadır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/10/2017 tarih, 2016/ 17378 E. ve 2017/8966 K. sayılı kararında açıklandığı üzere TTK’nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.Davalı borçlu, süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Bu durumda davacı alacaklının açtığı itirazın iptali davasında davalının icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin itirazları dinlenmez. Ancak icra dairesinin yetkisine itiraz edilmeyerek takipteki yetkinin kesinleşmesi itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmesine engel değildir. İtirazın iptali davası yönünden özel bir yetki kuralı getirilmediğinden genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir (Baki Kuru HUMK Cilt 1, 2001 Sayfa 585-586).6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü, 7. maddesinde ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü yer almaktadır. HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir.Somut uyuşmazlıkta, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmeyerek takipteki yetkinin kesinleşmesi itirazın iptali davasında davalının mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkını ortadan kaldırmayacaktır. Başka bir ifadeyle takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkeme kesin yetkili hale gelmeyecektir. Sigortalı aracın yanarak zarar gördüğü yer, aynı zamanda davalının ikamet adresi olan Sancaktepe’dir. Dava dışı sigortalının adresi ise Pendik’tir. Bu durumda birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada davacının yetkisiz olan kendi mahkemesinde dava açması üzerine seçim hakkı süresinde yetki itirazında bulunan davalıya geçmiş olup davalı seçimini haksız fiilin ifa yeri ve aynı zamanda kendi ikametgahı mahkemesinden (aynı zamanda dava dışı sigortalının ikametgah adresi) yana kullanmış olması nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya bir aykırılık yoktur. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf talep eden davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf talep edenin istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı giden avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/09/2019