Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1705 E. 2021/1185 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1705
KARAR NO: 2021/1185
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/11/2018
NUMARASI: 2016/1260 Esas – 2018/1062 Karar
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 18/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkil şirket ile davalılardan … sigortanın acentesi olan diğer davalı … Sigorta Aracılık Hiz. Ltd. Şti ile … poliçe nolu, Motorlu Kara Taşıt Araçları Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi imzalandığını, bu poliçe ile davacı müvekkil şirkete ait … plakalı … marka beyaz renkli 2011 model dorse römork sigortalandığını, davacı müvekkilin sigortalı dorsesi, şoför …’e çekici ile beraber teslim edildiğini, sonrasında ise …’e teslim edilen dorsenin çalındığı bilgisine ulaşıldığını, konu davalılara iletildiğini, davalılar nezdinde hasar dosyası oluşturulmuş olmasına rağmen müvekkil şirkete, sigorta poliçesinden kaynaklı kasko bedelinin ödenmediğini, dorsenin çalınması ile ilgili olarak da Körfez CBS’nın 2013/636 soruşturma nosu ile soruşturma dosyasının açıldığını belirterek alacak ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, … poliçe nolu sigorta poliçesi hükümleri gereğince, davacı müvekkil şirkete ödenmesi gereken 65.000,00 TL kasko bedelinin çalındığı günden itibaren hesaplanacak reeskont faiziyle beraber davalılardan müştereken ve mütelsilen tahsili ile müvekkile ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesini özetle; dava konusu kazaya karışan … palakalı vasıtaya ilişkin olarak, müvekkil şirket nezdinde 09/03/2012-2013 başlangıç ve bitiş tarihli … nolu genişletilmiş kasko poliçesi bulunduğunu, sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler alacağın muaccel oldğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482. Madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, buna göre çalınma olayı 25/01/2013 tarihinde meydana gelmiş olup iş bu dava olayın meydana gelmesinin üzerinden 2 yılı aşkın süre geçtikten sonra açıldığı için davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, poliçede yer alan çalınmaya ilişkin klozda hırsızlık sebebiyle oluşacak hasarlar römorkun çekici ile birlikte çalınması halinde teminat kapsamına alındığını ayrıca otopark veya güvenlik koruması olan bir yerden çalınması ve imzalı kaşeli bir makbuzla belgelenebilmesi halinde tek başına hırsızlık olayları da teminata dahil olacağını ancak davaya konu olayda bu klozda yer alan durumların gerçekleşmediğini, bu nedenle römorkun çalınmasından kaynaklı zararlar teminat kapsamı dışında tutulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile talep edilen alacakların TTK madde 1420 gereğince zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, Davaya konu römark, park halindeyken ve çekiciye bağlı durumda değilken çalındığını, … poliçe nolu Motorlu kara Taşıt Araçları Birleşik Kasko Sigorta poliçede çalınmaya ilişkin klozda, hırsızlık sebebi ile oluşacak hasarlar römorkun çekici ile birlikte çalınması halinde teminat kapsamına alındığını, ancak otopark ve güvenlik koruması olan bir yerden çalınması ve imzalı kaşeli bir makbuzla belgelenmesi halinde tek başına hırsızlık teminata dahil olacağını, davanın kabulü mahiyeti taşımamakla birlikte, davacının talep ettiği tutar yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte teminat tutarını aştığından kabulü mümkün olmadığını, açıklanan ve resen gözetilecek nedenler ile zamanaşımına uğramış ve teminat kapsamı dışında olan zararlar bakımından müvekkil şirketin sorumlu gösterilmesinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigorta hukukunda ehil olmayan bir bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, müvekkile sigorta sözleşmesi ve hükümleri ile ilgili herhangi bir bilgilendirme formu verilmediği gibi müvekkili sözleşmedeki römork klozu hakkında bilgilendirilmediğini, mahkeme bu hususlara hiç değinmeyen ve sigorta hukuku alanında ehil olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili usulüne göre bilgilendirmeyen davalının zararı gidermekle mükellef olduğunu, mahkemenin dosyadaki delilleri değerlendirmeden hüküm tesis ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. TTK’nın 1423/2. maddesi “Aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.” hükmünü öngörmektedir. Dosya kapsamından taraflar arasında düzenlenen kasko sigortası poliçesinin özel şartlar kısmında “Kullanım tarzı römork olan araçlarda oluşacak hırsızlık hasarları çekici ile birlikte çalınması halinde teminat kapsamındadır. Ancak otopark ya da güvenlikli olan bir yerden çalınması ve bunun fiş ya da resmi bir makbuzla belgelenmesi halinde tek başına hırsızlık teminata dahil olacaktır” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı şirkete ait sigortalı römork şoföre teslim edildiği ve sokağa park edilerek bağımsız bir şekilde bırakılmış, bir süre sonra çalındığı fark edilmiştir. Bu durumda mahkemece, sigortalı römorkun çekiciden ayrı şekilde, herhangi bir otopark veya benzeri güvenlikli bir yere bırakılmadığı gözetilerek tarafları bağlayıcı poliçe özel şartı gereği hırsızlık olayının teminat kapsamında olmadığının kabulü ile davacı sigortalının poliçe tanziminden sonraki 14 gün içinde itiraz ettiğine dair iddia ve delil de dosyaya sunulmadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2011/12324 Esas ve 2012/8377 Karar sayılı kararı). Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/06/2021