Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1702 E. 2021/1313 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1702
KARAR NO: 2021/1313
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/09/2018
NUMARASI: 2016/1403 Esas – 2018/814 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının sahibi olduğu ve diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plaka sayılı aracın, müvekkiline ait … plaka sayılı araca park halindeyken çarparak kaçtığını, müvekkilinin yapmış olduğu şikayet üzerine çarpan aracın çalıntı olduğu yönünde ihbar yapıldığını öğrendiğini, Karayolları Trafik Kanunu ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince araç sahibinin gerekli özen ve dikkati göstermemesi durumunda çalınmış aracın karıştığı kazadan sorumlu olduğunu, davalı gerçek kişinin oto hırsızlığı müracaat formundan gerekli özen ve dikkati göstermediğinin açık olduğunu, bu nedenle kendisi ve dolayısıyla sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek 6.001,60 TL tamir ücreti ile 4.000,00 TL değer kaybı olmak üzere 10.001,60 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sahibi bulunduğu … plaka sayılı aracın 16/05/2016 tarihinde çalındığını, çalan kişinin kazaya karıştığını, kaza ile ilgili sorumluğunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taleplerinin teminat dışı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, aksi kabul edilse dahi sigortalının kazada kusurunun bulunduğunun tespiti halinde sorumluluğun kusur oranı ve poliçedeki teminat ile sınırlı olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Aracın çalınması ile davalının kusuru arasında illiyet bağı bulunduğunu, davalının aracın ruhsat ve anahtarını hiçbir güvenliği ve kilitli bir dolabı olmayan yere bıraktığını, araç anahtarı ile aracın çalındığı ve kazanın gerçekleştiğini, davalının yeterli dikkat ve özeni göstermediğinden çalınan aracın anahtarını güvenli bir yerde muhafaza etmediğinden kusurlu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dosya kapsamından; Davalı …’ ya ait çalıntı aracın, davacıya ait araca çarpması sonucu oluşan hasara ilişkin tamir ücreti ve değer kaybının, çarpan araç sahibi ve ZMMS sigortacısından talep edildiği anlaşılmaktadır. Çalınan veya Gasbedilen Araçlarda Sorumluluğu düzenleyen KTK’nı 107.maddesi ”Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse isleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmıs veya gasbedilmis oldugunu bilen veya gereken özen gösterildigi takdirde ögrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kisilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir.” şeklindedir. ZMMS Genel Şartlarının A.6-h maddesinde; çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararların, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin taleplerinin teminat dışında kaldığı düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta; dava dışı şüpheli …’un olay tarihinde inşaat alanına girerek bu inşaatta çalışmakta bulunan davalı …’ nın çalışmak üzere üstünden çıkartıp asmış olduğu pantolon ve gömlek ceplerini karıştırarak bulduğu … plaka sayılı aracın anahtarını alarak inşaat sahasına yakın bir yerde park halinde bulunan aracın kapılarını anahtarı ile açarak çaldığı, çalıntı araç ile bir çok hırsızlık suçu işlendiği ve davacıya ait araca çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, hırsızlık olayının akabinde davalı …’nın aracını çalan şahıslardan şikayetçi olması üzerine İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/88418 soruşturma dosyası ile yürütülen soruşturma sonucunda hırsızlık eylemini gerçekleştiren … hakkında kamu davası açıldığı ve İstanbul Anadolu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/355 Esas ve 2019/380 Karar sayılı kararı ile delil yetersizliğinden beraatine karar verildiği ancak istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 2019/3363 Esas ve 2020/2569 Karar sayılı kararı ile kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmamasına, aracın çalındığı anda kontak anahtarının üzerinde olduğuna dair herhangi bir delil bulunmamasına, aracın çalınması nedeniyle davalı …’ın tüm yasal başvuruları yapmış olmasına ve aracı çalan şahıs hakkında kamu davası açılmış olmasına, ceza davası ile ceza soruşturmasında toplanan ve ortaya çıkan maddi olgulara göre aracının çalınmasında davalı …’nın kusuru bulunmadığından KTK’nın 107.maddesi ve ZMMS Genel Şartlarının A.6-h maddesi uyarınca davalıların aracın çalınmasından sonra davacının aracına çarpması ile meydana gelen hasardan sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığıdan İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04/03/2019 tarih, 2018/4343 E. ve 2019/2389 K.sayılı kararı). Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/07/2021