Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1701 E. 2021/1155 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1701
KARAR NO: 2021/1155
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2017/1020 Esas 2019/346 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar murisi …’un kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile meydana getirdiği trafik kazasına bağlı olarak vefat ettiğini, aracın sürücüsü …’un kazada tam kusurlu olduğunu, davalı şirkete 03/08/2017 tarihinde destekten yoksun kalma tazminatı başvurusu yapıldığını, davalının kimse kendi kusurundan faydalanamaz gerekçesi ile tazminat ödemesini reddettiğini, müteveffanın kaza tarihinde 25 yaşında olup davacının 2,5 yaşındaki küçük çocuğu ile birlikte onun desteğinden mahrum kaldığını belirterek davacı murisinin kendi kusuru oranında ve poliçe limiti kapsamında belirsiz alacağın tespiti ile her bir davacı için 1.500,00 TL olmak üzere 3.000,00 TL maddi tazminatın 11/08/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu … plaka sayılı aracın 17/04/2010-2011 tarihleri arasında müvekkili nezdinde ZMSS sigortalı olduğunu, olayda davacıların murisinin tam kusurlu olduğunu, bu nedenle KTK’nun 86/2 maddesi uyarınca davacılara tazminat ödemesinin olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacıların destekten yoksun kalma tazminatını ıslah ettiği kısma ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini, desteklik ve zamanaşımı yönünden de itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 142.152,50 TL destekten yoksun kalma tazminatının 10.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılardan …’a, 32.847,50 TL destekten yoksun kalma tazminatının 10.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılardan …’a verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Trafik Kanunu 86/2 maddesi gereğince davacı murisinin kazada asli kusurlu olması sebebiyle tazminat haklarının bulunmadığını, bu kapsamda davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacı murisi müvekkili şirkete sigortalı aracın sürücüsü olup, davacının ZMMS kapsamında 3.kişi konumunda kabulünün mümkün olmadığını, zorunlu trafik sigortasının, sigortalı aracın sürücüsünün kusurlu eylemi sonucu üçüncü kişilere verdiği maddi zararın poliçe limitleri ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında tazmini amacı ile oluşturulmuş bir sigorta türü olduğunu, mirasçının kazada vefat eden ağır kusurlu sürücünün külli halefleri olmaları sebebiyle, hukuken 3. kişi kavramı içerisinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, kendisi üçüncü kişi konumunda bulunmayan sürücünün ölümü sebebiyle desteğinden yoksun kalanların da 3. kişi olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.Araç işleteni olan murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )Somut olayda davaya konu trafik kazası 28/05/2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Davalı tarafça sigortalı aracın ZMSS poliçesinin başlangıç tarihi ise 17/04/2010 tarihidir. Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, kaza tarihi ile poliçe tarihi, sözü geçen Genel Şartlar ve Kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği ve poliçenin tanzim edildiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların sigortalı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan talepte bulunabilecekleri sonucuna varıldığından, davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebi yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 11.749,32 TL harçtan peşin alınan 2.988,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.760,75 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/06/2021