Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/17 E. 2021/210 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/17
KARAR NO : 2021/210
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
NUMARASI : 2016/736 Esas – 2018/536 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; maliki bulunduğu … plakalı aracı ile İstanbul İli, Alaşehir İlçesi, Palladium Alışveriş Merkezi önünde bulunan döner kavşaktan tam geçmek üzereyken, söz konusu döner kavşağın dış kısmından geçmekte olan davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkilinin geçiş hakkına üstünlük tanımadığı ve müvekkilin aracının sağ ön çamurluğundan çarptığını, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından verilen cevapta her ne kadar KTK’nun 57/c-2 maddesi çerçevesinde, “Motorlu araçlardan soldaki sağdan gelen araca geçiş hakkı verme zorunluluğu” uyarınca değerlendirme yapıldığı ve kaza anında sağ tarafta bulunan müvekkiline ait aracın bu hakkı soldan gelen diğer araca tanımadığından bahisle müvekkilinin kusurlu olduğu kanaatine varılmış ise de, aslında döner kavşağa giren araçların, dönel kavşak içerisindeki araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerektiği belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.500,00 TL maddi tazminatın rizikonun gerçekleşme tarihi olan 05.02.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı vekilinin dava dilekçesinde 05.02.2016 tarihînde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını belirttiği … plakalı aracın, 27.10.2015/2016 tarihli ve … numaralı ZMS (Trafik) Sigorta Poliçesi ile … adına maddi hasarda araç başına kaza tarihi itibarıyla 31.000,00 TL’sine kadar azamî sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, davalı müvekkil sigorta şirketinin işbu sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 7.250,00 TL tazminatın (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 05/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek) yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … A. Ş. istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;davanın KTK.97. Maddesi gereğince müvekkili şirkete başvuru yapılmadığı nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay kriterlerine uygun olarak hazırlanmadığı ve piyasa araştırmasını gösteren denetime açık bir rapor olmadığını, netice olarak hesaplanan 7.250 TL değer kaybının ise fahiş olduğunu, değer kaybı hesaplamasının 01.06.2015 yürürlük tarihli Trafik Sigortası Genel Şartlarının ekinde yer alan formüle göre yapılmadığını, davanın dayanağı olan sigorta poliçesinin 27.10.2015 başlangıç tarihli olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlara tabi olduğunu, bu nedenle değer kaybı hesaplamasının söz konusu genel şartlar ekinde formüle göre hesaplanmış olması gerektiğini, mahkemece bu husus gözetilmeksizin hatalı rapor esas alınarak fahiş tazminata hükmedilmiş olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemeye dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça Kadıköy …. Noterliği’nin 22/03/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile başvuru koşulu yerine getirilmiş olmakla davalı sigorta şirketinin başvuru şartına ilişkin istinaf itirazının reddi gerekmiştir.6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur ve hasar raporunun istinaf talep eden davalıya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde değer kaybı hesabı bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden değer kaybı hesabına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Bu nedenlerle; davalı … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı …A.Ş. vekillerinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 495,24 TL harçtan peşin alınan 123,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 371,43 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/02/2021