Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1694 E. 2021/1335 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1694
KARAR NO: 2021/1335
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2016/477 Esas – 2019/183 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; …’in maliki olduğu … plaka sayılı kamyonun diğer davalı … sevk ve idaresinde 06.08.2014 günü Çanakkale İzmir karayolunda İzmir istikametine seyir halinde iken Bayramiç kavşağına gelindiği esnada … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, davacının ağır şekilde yaralandığını, müvekkili davacının kaza sonrası uzun süre yoğun bakımda kaldığını, birçok ameliyat geçirdiğini ve yüzünün sol tarafının felç olduğunu, sürekli maluliyet durumunun söz konusu olduğunu, davacı müvekkilinin kaza öncesinde asgari ücretle müşteri temsilcisi pozisyonunda SGK lı olarak çalıştığını, kaza neticesinde ise güç kaybına uğraması nedeniyle kaza sonrası oluşan sürekli maluliyeti yaşamını idame ettirebilmek için günlük yaşantısında aynı derecede zorluk yaşamasına sebebiyet verdiğini, kaza sonrasında kazaya karışan araçların zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçelerini tanzim eden davalı … Sigorta Şirketi ve … Sigorta A.Ş’ye taraflarınca müvekkili davacıya maluliyet tazminatı ödemeleri için başvuruda bulunulduğu ancak bir netice alınamadığını, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalı işleten ve sürücüden müştereken ve müteselsilen tahsilini, … plaka sayılı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmilini karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkili şirket tarafından 07.10.2013 – 07.10.2014 vadeli … nolu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının meblağ sigortası olmadığını, zarar sigortası olduğunu, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araç sürücüsünün dava konusu maluliyetin oluşumundaki kusuru ile sınırlı olduğunu, Yapılacak yargılamada tarafların, maluliyetin meydana gelmesinde etkili olan kusur oranlarının tespit edilmesi gerekmektiğini, ceza dosyası ve bu dosyada yer alan bilirkişi raporunun temininden sonra 06.08.2014 tarihinde meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini, davacının maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek kaza ile illiyeti bulunan maluliyete ilişkin rapor alınmasını, dava konusu olayda kusur dağılımı ve davacının maluliyet durumu tespit edildikten sonra, maddi tazminat taleplerinin netleştirilebilmesi için aktüer bilirkişiden aktüer raporu alınmasını, davacının faiz taleplerinin reddini, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını ve ticari iş niteliğinde olmadığını, davacı vekilinin avans faizine yönelik taleplerinin de reddinin gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddini, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … plaka satuku araç müvekkili şirket nezdinde … numaralı karayolları trafik kanununun zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin karayolları trafik kanununun zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacı vekili müvekkilinin daimi sakatlığının bulunduğunu iddiası ile müvekkili şirketten sakatlık tazminatı talep ettiğini, davacının herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılmasını, faiz yönünden davayı hiçbir suretle davayı kabul anlamına gelmediğini, davacı tarafın avans faizi talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç maliki olduğunu, kazaya karışanın … olduğunu, müvekkili davalının kaza ile bir ilgisi ve kusurunun bulunmadığını, kaza ile ilgili devam eden ceza yargılamasında davacı …in kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından talep edilen manevi tazminatın yüksek miktarda olduğunu davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın kısmen kabulüne, davanın … Sigorta A.Ş. yönünden feragat nedeniyle reddine, 4.464,73 TL geçici iş göremezlik, 23.813,14 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … Sigorta Şirketi yönünden dava tarihi olan 14/08/2015 tarihinden, davalı … ve davalı … mirasçları olan …, …, …, …, … yönünden kaza tarihi olan 06/08/2014 tarihinden itibaren tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … mirasçları olan …, …, …, …, …’dan kaza tarihi olan 06/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı …, …, … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminat miktarının, müvekkil davacının yaşadığı elem ve ıstırap ile kaza neticesinde oluşan kalıcı maluliyetin şahsında meydan getirdiği ruhsal ve yaşamsal olumsuzlukların karşılığı olmadığını, belirlenen manevi tazminat miktarının düşük kaldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …, …, … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün dava konusu olayda %75 kusurlu olduğunu ve kazaya sebebiyet veren asıl kişinin de bu şoför olduğunu, kaza tarihinin 2014 yılı olup tam kusura göre mahkemenin belirlediği manevi tazminatın 40.000 TL olduğunu, 2014 yılına göre paranın satın alma gücü ve döviz kurlarının o tarihteki değeri düşünüldüğünde mahkemece hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 06/08/2014 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, e bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği, … plakalı araç sürücüsü …’in %75 oranında, … plakalı kamyon sürücüsü …’ın tali %25 oranında kusurlu olduğu, davacının olayda %27,2 oranında malul kaldığı anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde; bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu olarak tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Sigorta şirketlerinin sorumluluğu da limit dahilinde olmak kaydıyla müteselsil sorumluluktur.Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 61.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş; müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişkisi ise 62.maddede düzenlenmiştir. Müteselsil sorumluluğa ilişkin TBK’nın 162/1.maddesine göre ise müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir. Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının ibra konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Açıklamalar doğrultusunda davalılar vekilinin istinafı değerlendirildiğinde, manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi ve müteselsil sorumluluk kapsamında davacının içinde bulunduğu araç malikine sürücüsüne dava yöneltilmemiş ise de mahkemece davacının kusursuz olduğu dikkate alınarak manevi tazminata hükmedilmiş olup salt davalı sürücünün kusuruna ilişkin bir belirleme olmadığından hükmedilen manevi tazminat miktarının tamamı 10.000 TL dir. Davalıların bu miktarı kusurları oranında düşünerek 40.000 TL olarak yorumlamaları yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, yolcu olan müteveffanın kusursuz olması, müterafik kusurunun bulunmaması, maluliyet oranı, iyileşme süresi, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı lehine verilen manevi tazminat miktarının bir miktar az olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekili istinaf talebi yerinde görülmüş ve aşağıda yazılı miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalılar …, …, … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin manevi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin istinaf başvurusunun istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalılar …, …, … vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 1-)Davanın … Sigorta AŞ yönünden FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-) 4.464,73 TL geçici iş göremezlik, 23.813,14 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … Sigorta Şirketi yönünden dava tarihi olan 14/08/2015 tarihinden, davalı … ve davalı … mirasçları olan …, …, …, …, … yönünden kaza tarihi olan 06/08/2014 tarihinden itibaren tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, 3-) Manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 15.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve … mirasçları olan …, …, …, …, …’dan kaza tarihi olan 06/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, 4-)a)Maddi tazminat yönünden alınması gereken karar harcı 1.931,66 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 175,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.755,61 TL harcın davalılar … Sigorta Şirketi, …, …, …, …, …, …’dan müştereken müteselsilen taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına, b)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 175,90 TL harcın davalılar … Sigorta Şirketi, …, …, …, …, …, …’dan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, c)Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.024,65 TL karar harcının davalılar …, …, …, …, …, …’dan müştereken müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına, 6-Davacı tarafından yapılan 927,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi (2 farklı bilirkişi) olmak üzere toplam 1.927,00 TL yargılama giderinin maddi tazminata denk düşen kısmı 696,12 TL’nin davalılar … Sigorta Şirketi, …, …, …, …, …, …’dan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminata denk düşen 1.230,12 TL’nin manevi tazminatın kabul red oranları gözetilerek 246,17 TL’sinin davalılar …, …, …, …, …, …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı … vekili tarafından yapılan 41,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranları gözetilerek 10,53 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalılara (… mirasçılarına) ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı … Sigorta A.Ş ile davacının talepleri doğrultusunda yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 9-Davalılar … Sigorta Şirketi, …, …, …, …, …, …, … tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 10-Davacı maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan maddi tazminat üzerinden hesaplanan ve hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.393,34 TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … Sigorta Şirketi, …, …, …, …, …, …, …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 11-Davacı manevi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan manevi tazminat üzerinden hesaplanan ve hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …, …, …, …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 12-Davalılar … ve … manevi tazminat yönünden kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’e verilmesine, 13-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından dosyaya sunulan sulh dilekçesindeki talebi doğrultusunda vekalet ücreti hususunda talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 14-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a.Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b.Alınması gereken 1.024,65 TL istinaf karar harcından istinaf talep eden davalıların yatırmış olduğu 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,88 TL harcın davalılar …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 144,08 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, İstinaf aşamasında davalılar …, …, … tarafından yapılan yargılama giderinin üzerilerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/07/2021