Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1691 E. 2021/1153 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1691
KARAR NO: 2021/1153
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
NUMARASI: 2018/300 Esas 2019/90 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında … plakalı araç için kasko poliçesi yapıldığını, müvekkiline ait aracın 18/01/2017 tarihinde yanarak hurdaya döndüğünü, müvekkili şirketin araç kiralama işi yaptığını ve aracı 01/01/2017 tarihinde 25 gün için …’ a kiraladığını, kaza yapan araç üzerinde yapılan incelemeler sonucunda 67.212,05 TL zarar oluştuğunun tespit edildiğini, bu ödemenin gerçekleşmesi için davalı … şirketine ihbarda bulunulduğunu, davalı … şirketinin talebi reddettiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ancak davalı şirket tarafından İtiraz edildiğini beyanla, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla itirazın iptaline takibin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısı … için sigortalanan … plakalı aracın, 18/01/2017 tarihinde yanarak zarara uğradığını, sigortalı aracın uğradığı zararın müvekkili sigorta şirketince tazmin edilmesinin mümkün olmadığını, … plakalı aracın, hasar anında davacı tarafın ticari faaliyetleri gereğince … kiralanmış olduğunun davacı tarafça mahkemeye sunulan kiralama sözleşmesi ile sabit olduğunu, bahse konu aracın kendiliğinden mi yandığı yoksa kundaklama mı olup olmadığının anlaşılamadığını, … plakalı aracın “kasko + filo plus genişletilmiş kasko sigorta poliçesi” ile teminat altına alındığını, davalı tarafa ait ve yine davalı tarafın yürütmekte olduğu “Rent a Car” işlemleri aracılığı ile kiraladığını, davacı tarafın, aracı kiraya verdiği …’un olay ile bağlantısı olup olmadığına dair şüphe içerisinde olduğunu, davacı tarafça mahkemeye ibraz edilmiş birçok belgede ayrıca araç kapılarının kilitli bulunmadığı bilgisinin de yer aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin poliçede teminat dışı bırakılan hususlar hakkında bilgilendirilmemiş olduğunu, Rent a car olarak sigortalanan aracın, kiracı 3.kişi tarafından geri getirilmemesi, zayi edilmesi halinde meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu hususunda yanıltılmış, kısacası davalı … şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, operasyonel kiralama dışında hususi kiralama yapılması halinde proporsiyon indirimi yapılarak poliçe teminatının ödenmesi gerektiğini, söz konusu aracın müvekkilin dolandırılması suretiyle, dolandırıcılık eylemi sonucu kiralandığını, müvekkilinin ehliyeti emniyet sisteminde sorgulattığını ve sistemde herhangi bir uyarı gelmemesi sebebiyle kiralama işlemi yapıldığını, bu sebeple teminatın kendilerine ödenmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı olay nedeniyle hasar bedelinin kasko sigorta şirketinden tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı taraf, müvekkilinin poliçede teminat dışı bırakılan hususlar hakkında bilgilendirilmemiş olduğu, Rent a car olarak sigortalanan aracın, kiracı 3.kişi tarafından geri getirilmemesi, zayi edilmesi halinde meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu hususunda yanıltılmış olduğu, davalı … şirketi bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği yönündeki beyanlarını, 14/12/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyanlarında ileri sürmüştür. HMK’nın 141/1.maddesine göre “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” Somut uyuşmazlıkta; 31/01/2019 tarihli celsede davalı vekili “Poliçede teminat kapsamında olan ve dışında bırakılan hususlar açıkça düzenlenmiştir. Bu durum davacının bilgisi dahilinde olup bilirkişi raporunda bu durum tespit edilmiştir. Rapor yerindedir. Davanın reddine karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuş olup, davalı vekilinin açık muvafakati bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Taraflar arasındaki kasko + filo plus genişletilmiş kasko sigorta poliçesinde aracın “Hususi Otomobil” olarak sigortalandığı ve faaliyet alanının “operasyonel kiralık” olarak kararlaştırıldığı, poliçedeki özel şartın TTK hükümlerine aykırı olmadığından, mahkemece, kasko sigortalı aracın kullanım tarzına ilişkin olarak taraflar arasında kararlaştırılan “operasyonel kiralık” araç kullanımının değerlendirilmesi, gerekirse bu konuda davanın tarafı olan sigorta şirketi dışındaki sigorta şirketlerinden ve Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliğinden “operasyonel kiralık” kullanımının ve varsa “hususi kiralık” araç kullanımı ile prim farklılığı ve miktarının sorulması, bu hususun belirlenmesi sonucunda sigortaya konu aracın somut olayda kullanım tarzının belirlenmesi için taraf delillerinin değerlendirilmesi, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle davacının ticari defter, belge ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak davaya konu sigortalı aracın kiralık araç olarak kullanım tarzının belirlenmesi, davaya konu aracın “operasyonel kiralık” olarak kullanılmadığının tespit edilmesi halinde, tahakkuk ettirilen prim ile aracın “hususi kiralık” olarak kullanılacağının bilinmesi durumunda tahakkuk ettirilmesi (ödenmesi) gereken prim arasındaki oran belirlenerek bu orana göre hasardan bir anlamda proporsiyon indirimi yapılarak davalı … şirketinin ödenmesi gereken hasar miktarının hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile verilen karar eksik incelemeye dayalı olmuştur. Bu yöne değinen davacı vekili istinafı yerindedir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/09/2017 tarih ve 2016/7311 E., 2017/7804 K.; 10.10.2013 tarih, 2013/12007 E. ve 2013/13699K. sayılı kararları).Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021