Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1659 E. 2021/1295 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1659
KARAR NO: 2021/1295
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI: 2015/670 Esas 2019/103 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.06.2014 tarihinde Kadıköy Suadiye yakınlarında davalılardan … Ticaret Ltd. Şti … plakalı araç ile müvekkili …’un içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçların karıştığı kaza sonucu müvekkili ağır şekilde yaralandığını, kazadan sonra görevlilerce tutulan tutanağa göre … Ltd. Şti ne ait … plakalı araç sürücüsü 8/8 oranda tam kusurlu görüldüğünü, kazada kusurlu … plakalı araç 08/07/2013-08.07.2014 tarihler arası … nolu karayolları zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkilinin kazada başından ve belinden yara aldığını bel kemiğinde çatlak ve açılma olduğunu, bir dizi ameliyat geçirdiğini, müvekkilinin kalıcı şekilde sakat kaldığını beden gücü kaybı maddi zararı oluştuğunu trafik kazası bedensel zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminat miktarına ileride artırmak kayıt ve koşulu ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan ve 40.000,00 TL manevi tazminat bedelinin olay tarihinden itibaren kusurlu araç ticari olduğundan % 12 ve artan oranda avans faizi ile birlikte sigorta hariç diğer işleten davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … LTd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … Ltd. Şti. çalışanı olduğunu, alt işverenlik ilişkisi içinde şirket işlerinde çalıştığını, sözleşme uyarınca iş kazaları hakkında talep edilen tazminat ve benzeri durumlar hakkında …’nın muhatap olarak kabul edilebileceği taahhüt edildiğini, bu sözleşme kapsamında şirketin sorumluluğu bulunmadığını, olay yeri kazanın oluştuğu üst geçit azami yüksekliği standartlara uygun olmadığı yüksekliğin kanuni sınırlardan daha düşük olması nedeniyle müvekkili şirkete isnat edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, bu bağlamda kazanın muhatabın ilgili belediyenin olması gerektiğini olay yerinde gerekli trafik işaret ve levhaların olmadığını, davacının kaza sonrası 13.06.2014-20.06.2014 tarihler arası istirahat ettiği 1 ay sonra çalışmaya başladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; 13/06/2014 tarihinde maluliyetle sonuçlanan yaralamalı trafik kazasına karıştığını belirttiği … plakalı araç 08/07/2013 başlangıç 08/07/2014 bitim tarihleri arasında müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, manevi tazminat talepleri poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacı vekilinin geçici ve sürekli iş göremezlikten doğan zararlar ile ilgili maddi tazminat talebi kabul anlamına gelmediğini, davacı vekilinin kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinde yasal isabet bulunmadığını, davanın haksız fiil esasına dayanmakta olduğunu davacı ile müvekkil sigorta şirketleri arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından kaza tarihinden itibaren avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 288,46 TL geçici iş göremezlik alacağının davalı … Ltd. Şti yönünden kaza tarihi olan 13/06/2014 tarihinden davalı … Sigorta AŞ yönünden dava tarihi olan 20/04/2015 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, 2.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Ltd. Şti’den kaza tarihi olan 13/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karara esas alınan ve kendilerince itiraz edilen Adli Tıp raporu Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarının aksine, kaza tarihinde geçerli olan Özürlülük Oranlarını Ölçme İşlemleri Yönetmeliğine uygun hazırlanmadığını, rapor 11.10.2008 tarihli yönetmeliğe göre değil 3 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmesi gerektiğini, manevi tazminat bedeli olarak çok az bir miktara hükmedildiğini, kusur durumu ve müvekkilinin geçirdiği kazanın ağırlığına uygun olarak münasip bir bedele hükmolunması gerektiğini, manevi tazminata yasal faiz işletilmesine dair kararın da hatalı olduğunu, takdir edilen 2.000 TL manevi tazminat davalı lehine hükmolunan vekalet ücretini ancak karşılayacak ve müvekkilinin eline bir şey geçmeyeceğini, bu durumun adil olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu kazada yolculuk öncesi yapılması gereken tüm hazırlık ve önlemler alınmış olup, kazanın yüksekliğin kanuni sınırlardan daha düşük olması nedeni ile oluştuğu izahtan vareste olduğunu, davacı yanın, kaza sonucu maddi ve manevi olarak büyük zarara uğradığı iddiası kendilerince kabul edilebilir olmadığını, davacı yan tarafından karara esas alınan ATK raporunun, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun düzenlenmediğini, hiçbir hukuk ve mantık zemininde kabulü mümkün olmayan söz konusu yerel mahkeme kararının aleyhe hükümlerinin kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm verilmesini, yeniden hüküm verilmesi mümkün değil ise aleyhe hükümlerin kaldırılarak dosyanın yeniden esas hakkında inceleme yapılmak üzere mahkemeye gönderilmesini ve müvekkili aleyhine yapılan haksız ve kötü niyetli istinaf başvurusunun reddini talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. 4857 sayılı Kanunu’nun 1.maddesinde kanunun kapsamı belirtilerek, “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddesinde ise “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi görevinin iş mahkemelerine ait olduğu” belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta trafik kazasının gerçekleştiği tarihte davacının davalı … Ltd. Şti. çalışanı yani işçisi olduğu ve davacının, davalı işverene ait araçta bulunduğu sırada gerçekleşen trafik kazasında yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda işçi ile işveren arasında oluşan bir ihtilaf bulunduğundan uyuşmazlığın çözümünde İş Kanunu hükümleri uygulanacağından davanın çözümlenmesinde İş Mahkemeleri görevli olacaktır. Mahkemece İş Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Daire kararının kapsam ve şekline göre; davacı vekilinin ve davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. maddesi gereğince resen yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- HMK’nın 355. maddesi gereğince resen yapılan inceleme sonucunda yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/07/2021