Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1654 E. 2021/1334 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1654
KARAR NO: 2021/1334
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/11/2018
NUMARASI : 2014/1156 Esas – 2018/1104 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİH: 07/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacılar vekili dava dilekçesi ile; yaya konumunda bulunan müvekkillerinin oğulları … kimliği belirlenemeyen plakası meçhul bir aracın çarpması neticesinde yaralandığını ve sakat kaldığını, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderlerinin tahsili için dava açıldığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Güvence Hesabı vekili, yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca davacıya yapılan 4.628,00 TL ödeme ve davacı tarafından imzalanan ibraname ile müvekkilinin sorumluğunu yerine getirdiğini ve borçtan kurtulduğunu, kazaya uğrayan çocuk olduğu için geçici iş göremezlik talep edilemeyeceğini, faizin temerrüt tarihinden ve yasal faiz olabileceğini, düzenlenen ibranameyle borcun ortadan kalktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması husunda taleplerinin değerlendirmeye alınmadığını, mahkemece kusur bilirkişisince tanzim edilen rapor hükme alınarak yeterli inceleme yapılmadığını, kusur ve buna dayanarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporlar ve müvekkiliniz Bedran Abi’nin son klinik muayene sonucu 21.01.2019 tarihinde alınan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığınca tanzim edilen bilirkişi kurul raporu ile arasında çelişkiler mevcut olduğundan Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesince alınan maluliyete ilişkin raporun yetersiz ve eksik olduğundan hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 09/07/2010 günü saat 22.00 sıralarında Antalya Kepez ilçesi Güneş Mah 6064. Sk Karaman Gıda İşyeri önünde yol üzerinde oynayan davacıya plakası tespit edilemeyen bir motosikletin çarpması sonucu yaralanması üzerine davalı Güvence Hesabına müracaat edildiği, Güvence Hesabı tarafından %2 maluliyet, 2/8 kusur üzerinden yapılan hesaplama sonucu toplam 4.628,00 TL ödendiği, 12/06/2014 tarihinde davacıya velayeten makbuz ve ibraname düzenlendiği, yapılan ödemenin yetersiz olduğu iddiasıyla maddi tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır. Dosyada bulunan Antalya Atatürk Devlet Hastanesi raporuna göre olay nedeniyle davacının %2 oranında malul olduğu, ATK 3. İhtisas Kurulunun 09/03/2016 tarihli raporuna göre maluliyeti gerektirecek araz bırakmadan iyileştiğ, geçici iş göremezlik süresinin 9 aya kadar uzayabileceği şeklinde rapor düzenlendiği, her iki rapor arasında çelişki olması nedeniyle de ATK Genel Kurulundan rapor istendiği, rapor tarihinin 23/02/2017 olduğu, trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmasının maluliyet gerektirecek araz bırakmadan iyileştiği sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği raporunun verildiği görülmüştür. ATK Genel Kurul raporuna karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmediği, müvekkilinin iyileşmiş olduğu iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği belirtilerek geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin hesabı için dosyanın celse arası duruşma günü beklenmeksizin kusur ve hesap bilirkişisine gönderilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan kusur raporunda, olay tarihinde 11 yaşında olan davacının yaşı itibariyle trafik tehlikesini bilecek durumda olmasına karşın araç trafiğine açık yol üzerinde dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde oynamak suretiyle Trafik Kanununun 68. Md ihlal ettiği araçlara karşı can güvenliğini kollamayıp yolu boşaltmada geç kaldığı için %50 oranında kusur verilmiş, plakası tespit edilemeyen sürücünün için meskun mahal içi olan sokak üzerinde oynamakta olan çocuklara karşı dikkatli ve tedbirli davranmayıp çocukları uyarmada ayrıca manevra yeteneği yüksek motosikleti ile yavaşlamada ve kazayı önlemeye maruf tedbirleri almada geç kaldığı için %50 oranında kusur verilmiştir. Yapılan hesaplama sonucu davacının %50 kusur üzerinden gerçek zararının 2.376,45 TL olduğu belirlenmiştir. Rapora karşı davacının kusur ve hesaplamaya itiraz ettiği, bakıcı gideri için de tazminat hesabı yapılması gerektiğini beyan edilmiştir. ATK 2. Üst Kuruldan rapor alınmış, bu raporda da önceki raporlar tekrarlanmak suretiyle maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresinin ilk 3 ayında bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği hususunda belirleme yapıldığı görülmüştür. Bu rapordan sonra aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınmış, bakıcı gideri 972,00 TL olarak hesaplanmıştır. Olay ile ilgili kaza tespit tutanağı olmadığı gibi davacı taraf kusur durumunu ispatlayacak, olayın nasıl meydana geldiğini ispatlayacak görgü tanıklarını da bildirmemişlerdir. Bu durumda dava dilekçesindeki anlatımlara dayalı bilirkişi incelemesi yapılmış ve kusur tespiti yapılmıştır. ATK’dan ya da başka bir bilirkişiden rapor alınabilmesi için davacı tarafından yeterli bilgi ve belge sunulmadığı için bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Dosya kapsamından hükme esas alınan ATK Genel Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun istinaf talep eden davacı vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile 28/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği halde davacı vekilinin süresi içerisinde rapora itiraz etmediği, kusur ve maddi tazminat hesabı için dosyanın bilirkişiye verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde maluliyet oranı bakımından davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden maluliyet raporuna ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince KTK’nın 111. maddesi uyarınca yapılan değerlendirme sonucu davacının kesinleşen maluliyet oranı ve kusur oranına göre davadan önce Güvence Hesabı tarafından yapılan 12/06/2014 tarihli ödemenin o tarihteki verilere nazaran yeterli ödeme olduğu, ibranamenin iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/07/2021