Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1596 E. 2021/1065 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1596
KARAR NO: 2021/1065
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/02/2019
NUMARASI: 2017/328 Esas – 2019/71 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete ait … plakalı araç şoförünün 20/03/2016 tarihinde müvekkili şirkete … poliçe numarası ile kasko sigortalı bulunan … plakalı araca çarparak kaçtığını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkili şirketin sigortalısına ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen 4.716,00 TL hasar miktarını ödediğini, davalı firmaya ait araç sürücüsünün % 100 kusuru ile meydana gelen kaza sebebiyle ortaya çıkan hasar miktarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını belirterek davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkil firmaya ait … plakalı aracın, … plakalı araca çarpıp kaçtığını ve müvekkiline ait aracın sürücüsünün %100 kusurlu bir şekilde çarptığını iddia ettiğini, dava dilekçesinde olay yerine ilişkin delil listesinde sunulan fotoğraflardan ve olay yerinde bulunan site görevlisi tanık …’ nün ifadelerinden bahsedildiğini, davacının iddia ettiği kaza tespit tutanağının müvekkilinin bilgisi olmadan, tek taraflı olarak hiçbir somut bilgi ve belgeyle ispat edilemeden tutulduğunu, tanık olarak adı geçen …’ nün ifadelerinden bahsedildiğini ancak ifadelerinin yer almadığını, bu kişinin tanıklığı gerektirecek bilgiye sahip olduğu hususunun da tartışılmalı olduğunu, davacının icra takibine konu edilen borç dayanağının sigortalıya ödenen hasar bedeli olduğunu, davalı firmanın aracının bu kazayı yaptığına dair hiçbir evrak sunulamadığını, tek taraflı olarak davacı yanca tutulmuş “vurup kaçtı” denilen araç hakkında kaza tutanağı tutulduğunu ve taraflarına bunca zamandır hiçbir bilgilendirme yapılmayıp icra takibine konu edildiğini, müvekkili şirketin aracı tarafından böyle bir kaza yapılmış olsaydı karşılıklı olarak tutanak tutulup hasar bedelinin ödenecek olduğunu beyan ederek davanın reddi ile İİK .m.67 hükmü gereğince red veya hükmolunan meblağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere, davacı aleyhine uygun bir tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı … Plakalı araç site önünde park halinde olduğu, bu şekilde park edilmesinin kurallara aykırı olmadığı anlaşılmakla sigortalı otomobilin sürücüsüne kusur atfedilemeyeceği kanaatine varıldığını, dosyada bulunan fotoğraflarda incelendiğinde, sigortalı otomobilin sağ ön tarafından sürtme şeklinde darbe aldığı, davalı tarafa ait … plakalı beyaz renkli minibüsün sağ ön tamponundan içeri çökmüş olduğu ve yol üzerinde beyaz boya kalıntılarının bulunduğu görüldüğünü, davalıya ait minibüsün, olay mahallinde park ettiği yerden çıkış yaparken önünde park halinde bulunan müvekkili şirkete sigortalı otomobili görebileceğinin çok açık olduğunu, sigortalı aracın park ettiği yerin önünden araç geçebilecek kadar açıklık bulunmasına rağmen davalı gerekli dikkat ve özeni göstermediği için davaya konu kazaya neden olduğunu, davalı tarafın hasarın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, bilirkişinin raporu, ekspertiz raporu ve dava dosyasına sundukları fotoğrafların tamamen haklı olduklarını ispatlarken , yerel mahkemenin vermiş olduğu aleyhe kararla müvekkil şirketin uğramış olduğu müspet zararın tazmini engellendiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacıya kasko sigortası ile sigortalı … plakalı aracın uğradığı maddi hasar nedeni ile sigortalısına ödediği bedele ilişkin olarak davalıdan rücu tazminatı alacağı için başlatılan icra takibine itirazın iptali talep edildiği anlaşılmıştır. Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı düzenlenmediği, davacının dayandığı deliler arasında bildirilen ve keşifte dinlenen site görevlisi tanık … ifadesinde ” çarpma anını görmediğini, servis yaparken davacıya sigortalı aracın park halinde olduğu yerde ön tarafında çarpma izi bulunduğunu görerek araç sahibini bilgilendirdiğini, davacıya sigortalı aracın park ettiği yerin önünde araç girebilecek kadar açıklık bulunduğunu” beyan etmiştir. Bu durumda Mahkemece “… bilirkişi raporu ile davalı tarafa ait … plakalı beyaz renkli minibüs sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacıya sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığı deyimlenmiş ise de, çarpma ile ilgili olarak görgüye dayalı bilgi bulunmadığı, keşifte tanık sıfatı ile dinlenen site görevlisi …’nün gerek soruşturma ifadesinde gerekse mahkememizce alınan ifadesinde çarpma anını görmediğini beyan ettiği dikkate alınarak park halindeki davacıya sigortalı aracın ön tarafındaki çarpma izinin ne zaman ne şekilde, kim/ kimler tarafından gerçekleştirildiği hakkında görgüye dayalı bilgi bulunmadığından davalı tarafa ait … plakalı beyaz renkli minibüs sürücüsünün çarpmadan dolayı kusurlu olduğunun kabul edilemeyeceği, davalının itiraz sebeplerinin haklı olduğu, davacının sigortalısına ödediği … plakalı araç hasar bedelinin davalıdan rücuen tazmini talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.03/06/2021