Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/158 E. 2021/214 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/158
KARAR NO : 2021/214
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI : 2015/121 Esas – 2018/671 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından kasko poliçesi ile sigorta edilen … plakalı aracın, 04/08/2013 tarihinde … plakalı aracın çarpması ile ağır şekilde hasarlandığını, mahallinde tutulan Trafik Zaptına göre, … plaka sayılı araç sürücüsünün olayda 8/8 kusurlu bulunduğunu, sigortalı araçta yaptırılan ekspertiz raporu sonucu 22.000,00 TL hasar tespit edildiğini ve bu bu hasar miktarının 09/10/2013 tarihinde sigortaladıkları araç sahibine ödendiğini ve TTK. 1472 md. göre, sigortalısının haklarına halef olduğunu ve halefiyete dayanılarak dava açıldığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 85 vd.maddelerine göre, kaza ve hasardan davalıların hukuken, müteselsilen sorumlu bulunduğunu belirterek, 22.000,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş cevap dilekçesinde özetle; davanın talebinin yerinde olmadığını, davacı şirketin müvekkili şirkete başvurmadan huzurdaki davayı açtığını, sigorta şirketlerinin birbirlerine başvuru yapmadan ve başvuru sonuçlanmasını beklemeden dava açamayacaklarını, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının tespiti gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun gerçek zarar miktarı ve sigorta poliçesinde yazılı limitlerle sınırlı bulunduğunu belirterek, öncelikle davanın protokol hükümlerine göre reddine, esas yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 16.500,00-TL’nin davalı … yönünden 16/05/2014, diğer davalı … yönünden 09/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olarak delillerin eksik değerlendirilmesi sonucu verildiğini, sundukları delillerin mahkemece dikkate alınmadığını, davacının soyut, asılsız iddialarının gözönünde bulundurulduğunu, ceza dosyasında bulunan ATK raporunda kendisinin kusursuz olduğunu, müşteki sürücü … asli derecede kusurlu olduğunun sonucuna varıldığını, bu rapor ile mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan son rapor arasında çelişki oluştuğun, bu çelişki giderilmeden ek inceleme ile karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur ve hasar raporunun, kusura ilişkin ATK raporunun istinaf talep eden davalıya tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği, dosya kapsamında davalı …’ın cevap ve delil listesi sunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur oranı davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusura ve mahkeme kabulüne ilişkin ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Bu nedenlerle; davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-lıınması gereken 1.127,11 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.091,21 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/02/2021