Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1571 E. 2021/938 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1571
KARAR NO: 2021/938
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2016/283 Esas – 2018/1293 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/12/2015 tarihinde, … plaka sayılı motosiklet ile … plakalı çekici arasında çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekilleri … ve …’nun oğlu, 07/07/2001 doğum tarihli …’nun kazada hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin oğullarını kaybetmeleri nedeniyle desteğinden yoksun kaldıklarını, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın poliçe bilgileri olmadığından meydana gelen zarardan davalı …nın sorumlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın (çekici), davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkillerinin, destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için davalı şirketlere başvurduklarını, davalı …’nın yapılan müracaat üzerine 04/02/2016 tarihinde müvekkili … için 10.840,00 TL, müvekkili … için ise 14.366,00 TL olmak üzere toplamda 25.206,00 TL ödeme yaptığını, davalı … Sigorta A.Ş.’nin de toplamda 16.340,00 TL ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin eksik olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 500,00’er TL’sinin davalı …ndan 04/02/2016 tarihinden ve 500,00’er TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde 19/03/2015-19/03/2016 tarihleri arasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili tarafından …’nun vefatı nedeniye, 28/01/2016 tarihinde toplam 16.354,54 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, hesaplama yapılırken destekten yoksun kalanlarının paylarının dikkate alınması ve TRH 2010 tablosunun kullanılması gerektiğini, müteveffanın müterafik kusurunun araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davadan önce yapılan başvuru üzerine yapılan ödeme ve ibraname nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kazaya sebep olduğu belirtilen aracın kaza tarihinde geçerli bir ZMMS poliçesinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, motorlu bisikletlerin kullanılmasından doğan zararlardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, müteveffanın kazada müterafik kusurlu olduğunu, müteveffa hatıra binaen kaza yapan araçta taşındığından müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, faiz isteminin başlangıç tarihini ve yargılama giderlerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın feragat nedeniyle Reddine, 2-Davalı … yönünden davanın Kısmen Kabulü ile davacı … için 18.854,96 TL ve davalı … için 10.383,42 TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili ile müdahil ve ihbar olunan vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının, ehliyetsiz olarak kullanılmakta olan motosiklette yolcu iken dava konusu kazaya karışmış olduğunu, motosikleti kullanan sürücünün motosiklet kullanmak için yeterli ve zorunlu ehliyete sahip olmadan ehliyetsiz araç kullandığını, kask ve dizlik takmamış olduğundan müterafik kusur bulunduğunu, hatır taşıması bulunduğunu, bilirkişi raporuyla öncelikle müvekkil kurum tarafından davacılara yapılan ödeme tarihi itibari ile tazminatın belirlenerek, bu tarihe göre arada fahiş fark olup olmadığının değerlendirilmediğini, ödeme tarihi 23/02/2016 tarihi olup davacı vekilinin ıslah dilekçesinde 04/02/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin yerinde olmadığını açıklayarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Feri Müdahil … ve ihbar olunan … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Usul Hukuku açısından her ne kadar müdahil, ancak lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz/istinaf hakkını kullanabiliyor olsa da Feri Müdahil … ve İhbar Olunan … vekili olarak Yerel Mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, öncelikle ihbar olunan … açısından müdahilliğine karar verilmesini talep ettiklerini, kazada başında kask bulunan suça sürüklenen çocuğun başındaki kask sayesinde hayatta kaldığı ortada iken başına kask almadan motorsiklete binen maktülün de kusurlu olduğunun dikkate alınması gerektiğini, aracı kullan müvekkil …’ya % 80 kusur isnat edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, olayda motosiklete kasksız binen müteveffa ve kavşakta hızını azaltmayan çekici sürücüsünün asli kusurlu olduklarını açıklayarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Feri Müdahil … ve ihbar olunan … vekili istinaf başvurusu açısından; HMK’nın Dördüncü bölüm, taraflar ve davaya katılan üçüncü kişiler başlığı altında, davanın ihbarı ve müdahale konusunda yasal düzenlemeler yapılmış olup, Madde 63- “(1) Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir.”, Madde 66- “(1) Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.”, Madde 69- “(1) Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir. (2) Fer’î müdahilin, tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiası dinlenilmez. Ancak, müdahil, zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince tahkikat sona erdikten sonra müdahale talebinde bulunan …’nın talebi süresinde değildir. Bu nedenle dosyada taraf olmaması ve usulüne uygun müdahilliğine karar verilmemiş olması nedeni ile istinaf talep etme hakkı bulunmadığından istinaf talebi inceleme konusu yapılmamıştır. Feri müdahil … 05/09/2016 havale tarihli müdahale dilekçesi ile … lehine müdahale isteğinde bulunmuş ve müdahilliğine de karar verilmiştir. Bu halde davalı …’nın da istinaf talebinde bulunmuş olması da gözetilerek feri müdahil …’nın istinaf talebi inceleme konusu yapılmıştır. Ancak davalı …’nın …’nın istinaf konusu yaptığı …’ya %80 kusur isnat edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğuna yönelik istinaf talebi bulunmadığından davacı yararına kusur oranı bakımından oluşan usuli kazanılmış haklarda gözetilerek feri müdahil …’ nın kusura yönelik istinaf talebi değerlendirilmemiştir. Davalı …’nın istinaf talepleri bakımından değerlendirme yapıldığında: Dosya kapsamından; 16/12/2015 tarihinde meydana gelen, … plaka sayılı motosiklet ile … plakalı çekici arasındaki çift taraflı trafik kazasında, …’nın motosiklet sürücüsü, müteveffa …’nun motosiklette yolcu olduğu, …’nun vefatı nedeniyle … plakalı araç ZMM sigortacısı … Sigorta A.Ş. ve motosikletin sigortası bulunmaması nedeniyle …ndan destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece kabul edilen tazminata zaten ödeme tarihi olan 23/02/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş olmasına göre ıslah dilekçesinde 04/02/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin yerinde olmadığına; yine %20 hatır taşıması indirimi yapılarak hüküm kurulmuş olmasına göre hatır indirimi yapılmadığına değinen istinaf talepleri yerinde değildir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir. İlk Derece Mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 13/03/2018 tarihli raporunda; A-Sürücü … yönetimindeki motosiklete kasksız vaziyette yolcu almış, bu hali ile olay mahalli ışık kontrollü kavşağa kendisine yanan kırmızı ışığa rağmen girip ilk geçiş hakkını yeşil ışıkta kavşağa girmiş olan çekici sürücüsüne bırakmamış, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup olayda kusurludur. B-Sürücü … yönetimindeki çekici ile olay mahalli kavşağa uygun hızda girmemiş, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmış olmakla olayda kusurludur. C-Müteveffa …, sürücü … idaresindeki motosiklette kasksız vaziyette yolculuk edip kendi can güvenliğini tehlikeye düşürmüş olmakla olayda kusurludur. Sonuç Olarak; A-Sürücü …’nın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, B-Sürücü …’in %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu, C-Müteveffa …’nun %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu kanaati açıklanmıştr. Dosyada aktüer bilirkişiden 09/05/2017 tarihli kök ve 18/07/2018 tarihli ek rapor alınmış, kök ve ek raporda davalı …nın sorumluluğu bakımından %80 kusur oranıyla hesaplama yapılmış, ek rapor hükme esas alınarak ve ayrıca %20 hatır taşıması indirimi yapılarak hüküm kurulmuştur. Somut uyuşmazlıkta; Öncelikle, olayda müteveffa desteğin araçta yolcu konumunda olması nedeniyle desteğin kazanın meydana gelmesinde kusurundan söz edilemeyecektir. ATK raporunda müteveffaya kask takmaması nedeni ile verilen %10 oranında kusur, zararın doğması ve artmasına neden olan müterafik kusur mahiyetinde olup, kazanın oluşumuna etki eden bir kusur değildir. Kazanın meydana gelmesinde sürüş kusurunun tamamı dava dışı araç sürücülerine aittir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince müteveffaya atfedilen kusurun müterafik kusur olduğunun kabulü ile kusuru ile kazaya sebebiyet veren motosiklet ve çekici sürücüsünün %100 oranında kusuru ile beirlenen tazminattan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken davalı …’nın sorumluluğu bakımından %80 ve destek için %10 kusur oranına göre yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ancak sonuç olarak yolcu olan davalıya kusur verilemeyeceğinden davalıların %100 kusuruna göre hesaplama yapılarak %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğinden davalının %80 kusuruna göre hesaplama yapıldığından yapılan hata sonuca etkili değilidir. Desteğin ölümü nedeniyle davacılara davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … tarafından da ödeme yapıldığı tarafların kabulündedir. Eldeki davanın, KTK’nın 111. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre de açıldığı anlaşıldığından Mahkeme davalı …nın yaptığı ödemenin yetersiz olup olmadığı belirlenmeden tazminata hükmedilmesi ve yine davalı … Sigorta A.Ş.’nin yaptığı ödemenin güncelenmeksizin düşülmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken usuli kazanılmış haklarda gözetilerek ilk rapor tarihi itibariyle davalı …nın yaptığı ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi amacı ile ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi; Ödeme yetersiz ise müteveffa yolcu olduğundan kazaya karışan araç sürücüleri % 100 kusurlu kabul edilerek tazminat hesaplaması yapılması, sonra davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı …’nın davadan önce ödediği bedelin, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faiz hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi, sonra da tazminattan indirim nedenleri olan TBK’nın 51. maddesinde düzenlenen hatır taşıması indirimi ve TBK’nın 52. maddesinde düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanarak tazminatın belirlenmesi için aktüerya bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarih, 2018/3903 E. ve 2020/3867 K. sayılı kararı). Açıklanan nedenlerle, feri müdahil … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, ihbar olunan … vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-a) Feri müdahil … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, b)Dava ihbar olunan … vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, c) Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı …, feri müdahil … ve ihbar olunan … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/05/2021