Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1570 E. 2021/1046 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1570
KARAR NO: 2021/1046
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2015/983 Esas – 2019/165 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın sürücü … yönetimindeyken 11/01/2011 günü sürücünün kusuruyla direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kaza yaptığını, tek taraflı maddi hasarlı ve yaralanmak trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in yaralandığını, kaza sonucu davacının sakat kaldığını, bilirkişi incelemesiyle davacının sakatlık durumunun tespit edileceğini, kaza sırasında araçta yolcu olan davacıya kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını, kaza tarihinde 30 yaşında oian davacının geriye kalan ömrünü sakat olarak tamamlayacağını, davacının kaza tarihinde öğretmenlik yaptığını, tazminat miktarı hesaplanırken aylık gelirinin dikkate alınması vc gerekirse bu hususta emsal ücret araştırması yapılmasını talep etliklerini, sürekli sakatlık tazminatının tahsili amacıyla huzurdaki davayı açmak gerekliğini belinmiş ve şimdilik 3.000,00 TL’nin davalı şirketten poliçe limitine kadar avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 10.409,56 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görev yönünden reddi gerektiğini, kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı şirkete 06.09.2010/2011 vadeli ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, poliçe teminat limitinin 200.000,00 TL olduğunu, davacının davadan önce davalı şirkete başvurduğunu, ancak gerekli belgeleri sunmadığını, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak alınması ve yasal faiz talep edilmesi gerektiğini, SGK ödemelerinin sorgulanması, davacının daimi sakatlık oranının ATK 3. İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kabulüne, 10.409,56 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan poliçe teminat limitleri dahilinde tahsiline,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı sınıf öğretmeni olup, davacının dava konusu trafik kazası öncesi ve tekrar çalışmaya başladıktan sonra almış olduğu ücrete ilişkin dökümün Sosyal Güvenlik Kurumunda mevcut olduğunu, emsal ücret araştırması ile kazancının belirlenmesinin anlamsız olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya toplamda 5.657,28 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığına göre, davacının 5.657,28 TL’lik zararının karşılanmış olduğunu, toplam zararından bu miktarın mahsubu gerektiğini, ödemenin sadece ½’sinin mahsup edilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 11/01/2011 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve davacını bu yaralanması nedeni ile kalıcı işgöremezlik tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince ATK’dan alınan mauliyet raporunda davacının sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüşü açıklanmış, aktüer rapor ve ek raporunda, geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanmıştır. Davacı vekilince ek rapor üzerine sunulan dilekçe ile sürekli işgöremezlik tazminat talebi, geçici işgöremezlik tazminat talebi olarak ıslah edilmiş ve dava değeri 10.409,56 TL’ye yükseltilmiştir. Davanın ıslahı 6100 HMK 176 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup özellikle Yasanın 176 ve 180. maddesi hükümlerine göre davanın tamamen ıslahı mümkündür. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 177. maddesi hükmüne göre mahkemece tahkikata tabi davalarda tahkikat bitinceye kadar ve tabi olmayan davalarda muhakemenin sonuna kadar davanın ıslah edilebilmesi mümkün olacaktır. Karşı tarafın muvafakatine gerek yoktur. Öte yandan davanın tamamen ıslah edilmesi durumunda davacı taraf HKM 180. maddesi hükmüne göre yeni bir dava dilekçesi sunmak üzere bir haftalık süre hakkına sahiptir. Davacı vekili dava dilekçesinde açtığı kalıcı işgöremezlik nedenine dayalı maddi tazminat talebini tamamen ıslah ederek (şartlarını yerine getirmek kaydıyla) geçici işgöremezlik nedeniyle tazminat davasına dönüştürebilir. HMK’nın 180 maddesi hükmüne göre bu mümkündür. Davacı vekilince ek rapor üzerine sunulan dilekçe ile sürekli işgöremezlik tazminat talebi, geçici işgöremezlik tazminat talebi olarak ıslah edilmesine rağmen 1 haftalık süre içinde ıslah dilekçesini hazırlayıp gerekli harç ve masrafları yatırarak davanın tamamen ıslah edilmesi için gerekli şartları yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Bu halde kalıcı işgöremezlik bulunmadığı gibi geçici iş göremezlik talebi bakımından usulüne uygun yapılan ıslah olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/18311 E. ve 2019/7225 sayılı kararı ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2020/2652 E. ve 2021/1340 K. sayılı kararı). Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde davanın reddi yönünde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Sübut bulmayan davanın REDDİNE, 2- Alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin yatırılan 65,10 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5,80 TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 5-Tarafların yatırdıkları gider/delil avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 23,63 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/06/2021