Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1562 E. 2021/937 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1562
KARAR NO: 2021/937
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2017
NUMARASI: 2014/172 Esas – 2017/645 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/08/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı yolcu otobüsünde yolcu olarak bulunan müvekkillerinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı sigortalı araç sürücüsünün 8/8 oranında kusurlu olduğunu iddia ederek trafik kazası sonucunda davacılarda oluşan bedensel zarar nedeniyle, HMK.107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın ilerde arttırılmak kaydı ile … için 1.000 TL maddi, … için 1.000 TL maddi tazminatın her iki taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 25.000 TL, … için 40.000 TL, … için 10.000 TL, … için 10.000 TL manevi tazminatın sadece davalılardan …den tahsiline, hükmedilecek tazminatlara olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi davacı … için talebini, 123.220,23 TL’ye, … için talebini 10.821,01 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle yetki itirazında bulunduğunu, davada zamanaşımı süresinin geçirilmiş olduğu ileri sürülerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, yine söz konusu olayda davalı …’in aracının arızalandığı için tamircilik yapan maktül İdris’e arızayı gidermesi için tamir masraflı olarak bıraktığı, ancak maktülün davalıdan habersiz olarak trafiğe çıktığı ve kazaya sebebiyet verdiği, dolayısıyla davalının araç üzerindeki zilliyetliğinin kesildiği, bu nedenle davalı hakkında husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı …na 09/05/2011 tarihinde 44.671 TL ödendiğini, bu nedenle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığını, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı Sigorta şirketi yönünden taraflar arasındaki sulh protokolü nedeni ile davanın esası yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı … yönünden davanın husumetten reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçesinde İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/195 Esas ve 2013/123 Karar sayılı kararda aynı şekilde … aleyhindeki talebin husumet yönünden reddedildiği ve bu kararın da Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğinin belirtildiğini, gerekçede söz konusu kararın tarafları farklı olsa da davada kesin delil olarak kabul edildiğinin de belirtildiğini, bu gerekçenin yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin taraf olmadığı ve savunma yapmadığı ve takip etmediği İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/195 e.sayılı dosyasından verilen karardan etkilenmesinin hukuken mümkün olmadığını, kaldı ki kısa süreli tamir işleri için tamirciye bırakılmasının işleten sıfatını kaldırmayacağını, kayden malik olduğu için davalı …’e husumet yöneltildiğini, trafik kaydına güvenerek açılan davanın husumet yönünden reddi söz konusu olduğundan aleyhe vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece verilen kararın istinafı üzerine Dairemiz 2017/2334-936 EK. sayılı karar ile “H.M.K.’nın 352.maddesi gereğince, İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/172 Esas ve 2017/645 Karar sayılı dava dosyasının temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkemesine Geri Çevrilmesine,” karar verilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/154 E.2019/4594 K. nolu ilamı ile ” iki mahkeme arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı, yargı yerini belirleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kararıyla giderilmiştir. Diğer bir anlatımla, davada Yargıtay’ın bir temyiz denetimi söz konusu değildir. Bu itibarla, 18/09/2017 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi “İstinaf” olup, görevli merciinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine Geri Çevrilmesine” karar verilmiştir. Mahkemece, İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2013 tarih ve 2007/195 Esas 2013/123 Karar sayılı kararı da değerlendirilmek suretiyle, davalı … yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiştir. İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2013 tarih, 2007/195 Esas ve 2013/123 Karar sayılı kararında, aynı trafik kazası nedeniyle davacı … tarafından davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … (… mirasçısı) hakkında tazminat davasının açıldığı, kazanın meydana geldiği tarihte, … plakalı … araç her ne kadar … adına kayıtlı ise de söz konusu tarihte, …’in aracında meydana gelen arızanın giderilmesi amacıyla aracın zilyetliğin fiilen kesilmesine neden olacak şekilde tamir ustası olan …’a devredildiği ve …’un, söz konusu araca yedek parça almak amacıyla, Afyon il merkezine doğru yola çıktığı esnada söz konusu kazanın meydana geldiği gerekçesiyle, davalı … yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 16/02/2015 tarih, 2013/16306 Esas ve 2015/2782 Karar sayılı ilamıyla onanarak 05/06/2015 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde bahsi geçen İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/04/2013 tarih, 2007/195 Esas ve 2013/123 Karar sayılı derecattan geçerek kesinleşen hükmünün eldeki dava yönünden kuvvetli delil niteliğinde olmasına göre davacılar vekilinin husumete yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Ancak; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 07/07/2014 tarih, 2013/10570 E. ve 2014/10824 K. sayılı kararında açıklandığı üzere davalı … hakkında işleten olduğu inancıyla dava açıldığından 3.kişi konumunda bulunan davacıların davalı …’ in işleten sıfatının bulunmadığından haberdar olmaları beklenemeyeceğinden, davalı … lehine hiç vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu gibi vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davalı Sigorta şirketi yönünden taraflar arasındaki Sulh Protokolü nedeni ile davanın esası yönünden bir karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 2-Davalı … yönünden davanın husumetten REDDİNE, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 772,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 740,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 4-Davacılar ve davalı sigorta şirketi arasında yapılan protokol kapsamında davacılar yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Davalı … tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 135,43 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, maddi tazminata ilişkin davacı … yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık, maddi ve manevi tazminata ilişkin davacılar …, … ve … yönünden kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/05/2021