Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1560 E. 2021/964 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1560
KARAR NO: 2021/964
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI : 2017/226 Esas 2018/1001 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketine devrolan … A.Ş.’ne … no’lu ZMMS Trafik poliçesiyle sigortalı olan … plakalı aracın, 02.11.2011 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeyken kusurlu olarak, … sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpışması neticesinde çift taraflı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sebebiyle … plakalı araç sürücüsü olan müvekkillerinin murisi … vefat ettiğini, müvekkilinin yaşadığı acı ve üzüntünün telafisi mümkün olmamakla birlikte hakkaniyet ilkesi gereği eş ve çocukların destekten yoksun kalma tazminatı alma hakkı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkili eş … için 2.000,00 TL, çocuk … için 1.000,00 TL ve çocuk … için 500,00 TL olmak üzere toplam 3.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketinin azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 17/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, davacı … için 42.997,50 TL, davacı … için 9.974,56 TL ve …. için 7,572,03 TL olmak üzere toplam 60.544,09 TL TL’ye yükseltmiştir. Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, davacı … yönünden 42,997,50-TL destekten yoksun kalma tazminatının 2.000,00-TL’sine dava tarihinden, bakiye 40.997,50-TL’sine ıslah tarihi olan 18/09/2018’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … verilmesine, davacı … yönünden 9,974,56-TL destekten yoksun kalma tazminatının 1.000,00-TL’sine dava tarihinden, bakiye 8.974,56-TL’sine ıslah tarihi olan 18/09/2018’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … verilmesine, davacı … yönünden 7,572,03-TL destekten yoksun kalma tazminatının 500,00-TL’sine dava tarihinden, bakiye 7.572,03-TL’sine ıslah tarihi olan 18/09/2018’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … verilmesine, davacıların fazlaya dair faiz talebinin ayrı ayrı reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; faiz başlangıç tarihinin her bir müvekkili için toplam tazminat üzerinden dava tarihi olan 23/02/2017 olarak kabulü gerekirken bir kısım tazminat miktarı için dava tarihinden bir kısım tazminat miktarı için ıslah tarihinden itibaren faiz hesaplanması kanun ve içtihatlara aykırı olduğunu, tazminatın tamamı yönünden faiz başlangıcının sürücü ve işleten açısından olay tarihinden ZMM sigortacısı açısından ise temerrüt tarihinden itibaren uygulanacağını, somut olayda davalı sigorta şirketi her bir müvekkili için toplam zarar yönünden dava tarihi olan 23/02/2017 tarihinde temerrüte düştüğünü belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aracın sürücüsü olan davacıların murisi … kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kazaya ilişkin olarak davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilemeyeceğini, hiçbir şekilde tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamında olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığı araştırılarak hayatta iseler destek paylarının tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, aktüer hesaplaması esnasında hesaplanan toplam tazminattan sigortalımızın kusuruna denk gelen %60’lık kısım kadar indirim yapılmıştır. yani toplam tazminatın dava dışı … kusuruna denk gelen %40’lık bölümü hesaplanmış olup … plakalı araç sürücüsünün kusurundan müvekkil şirketin sorumlu tutulması hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini dolayısıyla müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 02.11.2011 tarihinde davacıların murisi sürücü … sevk ve idaresindeki davalıya ZMMS Trafik poliçesiyle sigortalı olan … plakalı aracın dava dışı … plakalı araçla çarpışması neticesinde çift taraflı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sebebiyle davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda olduklarından destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır. Davacıların desteği müteveffanın, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/17669 E. ve 2017/919 K.sayılı ilamı) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas, 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 Esas ve 2013/74 Karar sayılı ilamları).Davacılar murisinin sürücüsü olduğu araç ile 02.11.2011 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebilecekleri anlaşılmaktadır.KTK’nın 88. maddesindeki “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesi ile birden fazla kişinin zararı tazminle yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumluluk ilkesi benimsenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 51.) maddesindeki “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine göre de, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacı zararın tamamını, isterse sorumluların hepsinden isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı, açıkça kusur oranında sorumluluğa karar verilmesini istemediğine göre, dava dışı karşı araç sürücüsünün de kazada kusurunun bulunması davalı sigortacının müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre mahkemece; zarar gören 3. kişi konumunda olan davacının maddi zararının belirlenmesinde, desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansımayacağı; KTK’nun 88. maddesindeki müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kazadaki kusurunun da davacının sıfatı nedeniyle davacıya yansıtılamayacağı; zarardan müteselsilen sorumlu olan davalı sigortacının ödeme yaptıktan sonra diğer müteselsil sorumlulara rücu hakkını kullanabileceği hususları göz önünde bulundurularak, herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın hesaplanan tazminatın (davalı sigortacının poliçe limiti dahilinde) hüküm altına alınması gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/10657 Esas ve 2019/4682 Karar sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta da trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren … plakalı aracın işleteni ve trafik sigortacısı ile kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Mahkeme tarafından yaptırılan kusur incelemesinde, davacı desteğinin %60 ve kazaya karışan karşı araç sürücüsünün %40 oranında kusurlu olduğu saptanmış; aktüer bilirkişi tarafından destek kusurunun dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış, davacı vekili tarafından rapora göre ıslah talebinde bulunulmuş, mahkemece desteğin kusuru gözetilerek karar verilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin itirazları yerinde değildir. Ancak kaza tarihinde desteğin anne ve babasının sağ olduğu istinaf inceleme sırasında annesinin sağ olduğu halde destek paylarının hesaplanmasında dikkate alınmaması doğru olmamıştır. 2918 sayılı KTK ‘nın 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde bu tarihte, eğer davadan önce ihbar yoksa en erken dava tarihinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu durumda davacı sigorta vekilinin faiz başlangıcına değinen istinaf itirazı yerindedir.Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/05/2021