Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/156 E. 2021/259 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/156
KARAR NO : 2021/259
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI : 2014/1486 Esas – 2018/526 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/10/2009 tarihinde … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken meydana gelen kazada davacıların murisi müteveffa … vefat ettiğini, … plakalı aracın ise kaza tarihi itibariyle karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının bulunmadığını, 13/08/2008 tarihli genelgeye göre Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi kaza sigortasına tabii tutulan bir taşımanın varlığı halinde taşımanın yetki belgesiz yapılması teminatın varlığını ortadan kaldırmadığını, …nın varlık nedeninin yetki belgesinin veya sigortanın yapılmaması durumunda vatandaşları bu ihmalden kaynaklanan riskten kurtarmak olduğunu belirterek davacıların murisinin ölmesi nedeniyle 125.000,00 TL zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası teminat bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu tazminatın tespit edilebilir nitelikte olması davacının zorunlu ferdi koltuk sigortası kapsamında talebinin maktu ve hesaplamaya gerek olmayan bir tazminat türü olması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, murisin %100 kusurlu olması ve kazaya karışan aracın yasa gereği koltuk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 125.000,00 TL’nin 23/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın mevzuat gereği Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacıların murisi olan sürücünün %100 kusurunun sabit olduğunu, can sigortası kanuni mirasçıların lehtar sıfatı ile talepte bulunduklarını, …nın rücu hakkı gereği alacaklı borçlu sıfatının davacılar üzerinde birleştiğini, bu sebeple de davanın reddi gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faize karar verilmesinin de hatalı olduğunu, mahkemece KTK’nun 98/1 maddesi hükmü gereğince inceleme yapılmadan kaza tarihinden faize karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası teminat bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 23/10/2009 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda …plaka sayılı aracın sürücüsü davacılar murisi Bayram Köprülü’nün vefat ettiği, tescil bilgilerine göre … plaka sayılı aracın kullanım şekli “yolcu nakli” olduğu, aracın okul servis taşıması işine özgülendiği, kaza tarihi itibariyle ZMMS ve zorunlu ferdi koltuk kaza sigortasının bulunmadığı; olay nedeniyle vefat edenlerin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır.Mahkemenin gerekçesinde belirttiği Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5940 Esas 2017/11789 Karar sayılı ilamı na göre; “… Karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnalara ilişkin Hazine Müsteşarlığı’nın çıkardığı 28.06.2010 tarihli genelgede ise “01.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ticari amaçla yapılmayan taşımaların 4925 Sayılı Kanunun 2.maddesinin 2.fıkrası ile kanun kapsamı dışında bırakılan taşımalar ile yine aynı kanunun 2. Maddesinin 3. Fıkrasıyla düzenlenmesi, ilgili mahalli idarelere bırakılan il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km’ye kadar olan şehirlerarası taşımaların karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamı dışında olduğu kararlaştırılmıştır” ifadesine yer verilmiştir… …Somut olayın incelenmesinde; kazanın Diyarbakır’dan Düzce’ye mevsimlik işçi taşırken meydana geldiği ve şehirlerarası taşıma mahiyetinde olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bunun dışında, az yukarıda yazılı muafiyet ve istisnalara ilişkin diğer düzenlemelerin değerlendirilmesi halinde dahi, davaya konu kazanın Hazine Müsteşarlığı’nın 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren genelgesinden önce, 06.08.2008 tarihinde gerçekleşmiş olduğu gözetildiğinde, davaya konu aracın “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırma mecburiyeti bulunmaktadır. O halde, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti bulunan araçtan dolayı davalı …’nın sorumluluğu bulunduğu gözetilerek, davanın esasına girilmesi ve yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hatalı gerekçe ile red kararı verilmiş olması doğru değildir…” şeklinde olup somut uyuşmazlıkta kaza tarihi, kazanın öğrenci taşınması amacıyla müteveffanın sevk ve idaresindeyken meydana geldiği ve taşımanın il içi taşıma mahiyetinde olduğu görünse de kaza tarihi itibariyle Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’nün 2009/KUGM 06/Yolcu Sayılı Genelgesi kapsamında yetki belgesinde kayıtlı tüm araçların ZMMS ile Karayolu Yolcu Taşımacılığı zorunlu ferdi koltuk kaza sigortası yaptırması zorunludur. Keza yetki belgesinin ya da sigortanın yapılmaması teminat kapsamını ortadan kaldırmayacağı gibi kaza tarihi itibariyle okul servis taşıma işine özgülenen araçta meydana gelen kaza sebebiyle can kaybından kaynaklı limit sigortası niteliğinde olan zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası nezdinde 125.000,00 TL’nin davalı … hesabından tahsiliyle davacılara verilmesine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte …nın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. Somut olayda davadan önce başvuruda bulunulduğuna göre kaza tarihinden tibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin buna ilişkin itirazı yerinde görülerek, İlk Derece Mahkemesi kararı faiz başlangıç tarihi bakımından düzeltilmesine, bu bağlamda dosyada bulunan davacıların başvurusu üzerine davalının vermiş olduğu 06/11/2012 tarihli cevabi yazı tarihinin, temerrüt tarihi olarak kabulü ile 06/11/2012 tarihinden itibaren kabul edilen tazminata faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Diğer yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükmü aynen aşağıya aktarılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:Davanın KABULÜ ile;1-125.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 06/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 8.538,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL + 423,53 TL ıslah harcından oluşan toplam 448,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.090,02 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 12.750 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, 4-Davacılar tarafından yapılan; 25,20 TL başvuru harcı, 25,20 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet pulu, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 411,10 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 1.065,30 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, (ıslah harcı yargılama gideri olarak davalı yana yüklenemez)5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;
1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/02/2021