Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1546 E. 2021/962 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1546
KARAR NO: 2021/962
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI : 2017/220 Esas 2018/963 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; 16/05/2007 günü … sevk ve idaresindeki … plakalı hususi otomobili ile Adana’dan Osmaniye istikametine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek şarampole uçması ile maddi hasarlı, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada yolcu konumunda bulunan … olay yerinde hayatını kaybettiğini, müteveffa geride davacıları mirasçı olarak bıraktığını, davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan davalıdan müvekkillerinin uğramış oldukları zararlarının karşılanması talep edildiğini ancak 01/12/2008 tarihinde reddettiklerini, davalının temerrüde düşürüldüğünü, müvekkillerinin iş bu davayı ikame etmeden önce bir kez daha 01/02/2015 tarihinde başvurduğunu ancak davalı tarafından 16/03/2015 tarihli yapılan ödemelerin zararı karşılamaya yetmediğini, müvekkilleri … ve … herhangi bir ödeme yapmadığını belirterek HMK maddesi 107/1 gereğince şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere müvekkilleri için tam olarak belirlenen tazminatların kaza tarihi olan 17/05/2007 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte ayrı ayrı tahsiline, 42.511,00 TL ve 1.579, 00 TL ödemelerin … ve … ayrı ayrı mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı araç müvekkili şirketin … nolu, 29.12.2006- 29.12.2007 vadeli Mecburi Mali Mesuliyet (TRF) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava konusu ölüm sebebiyle davadan önce davacılara 44.090,00 TL ödendiğini, bakiye teminat limitinin 15.910,00 TL olduğunu, müvekkili şirket poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın kısmen kabulüne, davacı eş … için 6.904,22 TL, davacı çocuk … için 4.883,38 TL, davacı çocuk … için 3.904,60 TL, davacı çocuk … için 217,81 TL’nin temerrüt tarihi olan 25/02/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye talebin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas kök ve ek raporun eksik ve hatalı olduğunu, hakimin gerekçeye esas oluşturduğu YYHGK kararı talepleri ile ilgisiz olduğunu, mahkemece alınan 22.02.2018 tarihli bilirkişi raporunun (B) bölümü incelendiğinde bilirkişi zaten sigortanın ödeme yaptığı 16.03.2015 ile hesaplama tarihi olan 22.02.2018 tarihi arasındaki işlemiş faizi … ve … yönünden ayrı ayrı ekleyerek hesaplamayı YYHGK kararına uygun olarak yaptığını, ancak sigorta şirketi yönünden faiz hesabının kanuna uygun olarak yapılmış ise de davalının temerrüde düşürüldüğü 25.02.2008 ila 16.03.2015 arasındaki faiz hesabı yapılmadığını, yerel mahkemenin taleplerini anlamayarak zaten bilirkişi tarafından karşılanmış itiraz konuları ile ilgisiz bir hususun gerekçe edilmesinde isabet bulunmadığını, kaldı ki ana paraya temerrüt tarihinden itibaren faiz işletmeyen yerel mahkemenin bakiye alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz işletmesi konunun anlaşılmadığını açıkça gösterdiğini, eksik ve hatalı yerel mahkeme kararının kaldırılarak talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı … istinaf başvurusu değerlendirildiğinde:Davacı vekili dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla açtığı davada davacı … için ıslah dilekçesi ile talebini 521,00 TL’ye yükseltmiştir. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olacaktır.Bu halde, davanın reddedilen miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen davacı Zeynep yönünden karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı vekilinin davacı Zeynep bakımından istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.Diğer davacıların istinaf başvurusu değerlendirildiğinde:2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99/1.maddesinde “sigortacının, kendisine tazminat ödenmesi için gerekli ihbar yapılıp belgenin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapacağı” hükme bağlanmıştır. Davalı sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü ancak bu tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1617 Esas ve 2020/371 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere (ve yerleşik içtihatlarına) “… tarihine kadar olan faizi hesaplanarak tazminat miktarından düşülmüşse de yapılan hesaplama Dairemiz içtihatlarına uygun değildir. Şöyle ki, davalı tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım elde etmiştir. Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, her bir davacıya yapılan ödeme belirlendikten sonra ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de (güncelleme) ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir”. Somut uyuşmazlıkta, davalıya dava öncesi başvuruda bulunulduğu ve 25.02.2008 tarihinde temerrüde düştüğü yine davadan önce 16.03.2015 tarihinde davacılardan … ve … için ödeme yapıldığı hükme esas alınan raporla ödemenin yetersizliği tespit edilerek ve ödeme tarihinden rapor tarihine kadar yasal faiziyle güncellenmiş miktarın hesaplanan tazminattan mahsubu yapılarak ve limit aşımı garameten paylaştırılarak bulunan tazminat miktarlarına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülerek karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Davacılar vekili poliçede teminat miktarının tamamı olan 60.000,00 TL’ye sigorta şirketine başvuru tarihi olan 12.02.2008 tarihinden davalı sigorta şirketinin ödeme yaptığı tarihi 16.03.2015 tarihleri arası yasal faiz üzerinden faiz hesaplaması yapılması ve hesaplanan bu faizin bilirkişi raporundaki bakiye alacağa eklenmesi gerektiğini itirazında bulunmuş ise de yerleşik Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarına uygun hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin; davacı … yönünden istinaf başvurusunun 352/1-b maddesi gereğince reddine, diğer davacılar yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin; davacı … yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE, diğer davacılar yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 132,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 72,70 TL harcın talep halinde mahkemesince yatırana iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/05/2021