Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1468 E. 2019/3971 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1468
KARAR NO : 2019/3971
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 04/12/2018
NUMARASI : 2014/192 Esas – 2018/1196 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … 23.08.2013 tarihinde yürürken … plakalı vasıta sürücüsü olan … çok hızlı olması, trafik kurallarına uymaması nedeniyle yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davac…’nin yaralandığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları ile her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydıyla; Davacı … İçin 100.000,00 TL manevi, davac … için 30.000,00 TL manevi, davaca… için 60.000,00 TL manevi, davacı …e için 60.000,00 TL manevi tazminatın 23.08.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan … ile … Tic.A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesi, davacı … için 100,00 TL maddi, davacı … için 100,00 TL maddi, davacı … İçin 100,00 TL maddi, davacı … için 100,00 TL maddî tazminatın 23/08/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesi (Sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda yaya … “yaya asli kusurlarından kod 2” yani “yola birdenbire çıkmak” kuralını ihlal etmiş olduğu sabit olduğunu, bu bağlamda, müvekkiline atfedilebilecek bir kusur söz konusu olmadığını, davacı yaya … asli kusurlu olduğu olayda, trafiğin mevcut koşullarına göre gerekli tedbirleri almayarak, kurallara aykırı davranışı nedeniyle aniden sürücünün seyir şeridine çıkmış olması nedeniyle söz konusu kaza meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava dilekçesinin usul ve yasayauygun olmadığını, huzurdaki davanın maddi tazminat ve manevi talepleri yönünden kısmi dava olarak görülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin kazaya konu … plaka sayalı aracın işleteni olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … dışındaki diğer davacıların ne gibi maddi zararlarının olduğunun dilekçede açık olmadığının, müvekkili sigorta şirketinin işbu sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1.maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, faiz talebinde yasal isabetin bulunmadığını, davacı tarafından dava tarihinden önce müvekkili sigorta şirketine yapılmış herhangi bir başvuru bulunmadığından davalı müvekkili sigorta şirketinin davacıya karşı temerrüde düşmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin davaya konu edilen talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması durumunda müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddini, aksi halde davacı … için belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin reddini, kaza tarihinden itibaren yasal faiz talebinin reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 20.486,84 TL Davalı … kaza tarihinden 23/08/2013 tarihi itibari ile davalı sigorta şirketin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı … A.Ş yönünden açılan davanın husumet nedeni ile reddine, davacılar …. hakkında açılan maddi tazminat davasının reddine,Davacı … için takdiren 50.000,00 TL Anne …. için takdiren 30.000,00 TL , baba … için takdiren 30.000,00 TL kardeşi … için takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …. kaza tarihi 23/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı ….. A.Ş. vekili, davalı …. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş … plakalı aracın ruhsat sahibi olduğunu beyan ettiği gibi kazayı yapan …. plakalı aracı … Şirketine kiraya verdiğini beyan ettiğini, mahkemece, davalı … A.Ş yönünden davanın husumetten reddine karar verilerek vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedildiğini, davalı …. A.Ş yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş olsa bile şirket lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini, iki şirket arasında yapılan dava açıldıktan sonra ortaya çıkan adi sözleşmeden haberdar olma şanslarının olmadığını, ruhsat sahibine karşı dava açılması yerinde bir hukuki yaklaşım olduğunu, bu hususu göz ardı edip dava açmaya davacı olarak sebebiyet verdikleri yönündeki hüküm kuran, yargılama gideriyle vekalet ücretine hükmeden mahkeme kararının bu yönüyle kaldırılmasını talep ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı …. A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı küçüğün asli kusuru sebebi ile davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kazanın hemen sonrasında Bodrum İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekiplerce sigortalı araç sürücüsünün alkollü olmadığı (0.00 Promil) tespit edildiğini, yayanın yani davacının kusurlu olduğu açıkça vurgulandığını, mahkemece alınan 27.05.2015 tarihli Adli Tıp Raporu’nda da yine davacı …nin “asli ve ağırlıklı derecede kusurlu” olduğunun tespit edildiğini, davaya konu olay ile zarar arasındaki illiyet bağının kesilmiş olmasına rağmen bu hususun göz ardı edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda davacı küçüğün 18 yaşından küçük olmasına rağmen bu tarihten öncesi için de hesaplama yapıldığını, alınan bilirkişi raporunda açıkça davacının kaza tarihinde 8 yaşında olduğunun belirtildiğini, mahkemece hatalı değerlendirme ve hesaplama yapılan bilirkişi raporu esas alınmak sureti ile hatalı hüküm kurulduğunu, kararın açıklanan sebeple de kaldırılmasının gerektiğini, görevsizlik kararı sonrası ayrı bir vekalet ücretine hükmolunması gerekli iken bu hususta bir karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiğini, HMK’nın 331/2.maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemede nazara alınarak karar verilmesi gerekirken bu hususta bir hüküm oluşturulmaması hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı…. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … davaya konu olaya ilişkin olarak kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin karayolları ve trafik kurallarına uygun bir şekilde seyir halinde iken kaza tarihinde 8 (sekiz) yaşında olan davacılardan … birden yola atlayarak kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkili hakkında başlatılan soruşturma dosyası kapsamında Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı 18.09.2013 tarih, 2013/9396 Sor. No. ve 2013/4140 Karar No. sayılı “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” yazısında açıkça “…ayrıca şüphelinin meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla…” ifadesine yer verildiğini, -davaya konu olay ile zarar arasındaki illiyet bağı kesilmiş olmasına rağmen bu hususun göz ardı edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu olayda müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle ortaya çıktığı iddia edilen maddi-manevi zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığını, kararda belirtilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu davacı lehine sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda meydana gelen kazada … plakalı aracı kullanan davalı … %15 oranında, davacı küçük … % 85 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı… ile davalı Sigorta vekilinin kusura ve illiyet bağına yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesi özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.Somut olayda davacı küçük … kaza tarihinde 8 yaşında olup hükme esas alınan maluliyet raporuna göre davacı küçüğün sürekli maluliyet oranının %13 olduğu, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük … için kaza tarihinden itibaren 6 ay için geçici işgöremezlik tazminatı hesabı yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı küçük … bakımından daimi maluliyet yanında geçici iş göremezlik tazminatına da hükmedilmiştir. Küçük … kaza tarihinde henüz 8 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmamıştır. Bunun yanında davacı küçük …. bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeni ile evde ya da dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme, içme, oyun oynama vb. gibi tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarfetmesi gereken fazla çaba veya güç (efor) bir ekonomik değer olarak görülerek ve zarar oluştuğu kabul edilerek sürekli çalışma gücünü yitirdiği tarihten itibaren (olay tarihi) zararın oluşacağı kabul edilerek hesaplama yapılması doğru olmuştur. Bu kapsamda davacı küçük …’nın sürekli iş göremezlik tazminatının %13 maluliyet ve %85 kusurlu olduğu dikkate alınarak olay tarihinden itibaren yapılan resen hesaplamaya göre sürekli iş göremezlik tazminat miktarı 19.907,08 TL olduğu belirlenmiş olduğundan bu miktar üzerinden hüküm kurulmasının gerektiği kanaatine varılmıştır ( Yargıtay 17. HD.’nin 2016/18255 E. ve 2019/7657 K. , 2016/12688 E. ve 2019/6378 K., 2016/2455 E. ve 2019/1005 K. sayılı kararları).Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “.TBK’nın 56.maddesine göre, hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar halinde, zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması/ölmesi sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca, çocukları ve kardeşleri gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı … ATK raporuyla tespit edilen %13 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğine dair maluliyeti bulunmaktadır. Davacılar vekilince yaralanan … kardeşi için de manevi tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece; kardeşin manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacı … kardeşi davacı … kaza tarihi itibariyle bebektir. Bu doğrultuda davacı …’nın yaralanmasının niteliği ve davacı … yaşı dikkate alınarak davacı … lehine manevi tazminat hükmedilmesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Dosya kapsamında diğer davacılar lehlerine hükmedilen manevi tazminat miktarının meydana gelen kazada tarafların kusur oranları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde bir miktar fazla olduğu kanaatine varılarak hükümde yazılı miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacıların davasını ilk olarak İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı, bu mahkeme tarafından Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesiyle dosyanın İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği görülmektedir. Davalı Sigorta vekilinin, Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde yapılan yargılamada, dosyaya vekalet sunduğu bu itibarla kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti doğduğu açıktır. 6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca, görevsizlik kararı verilen mahkemedeki vekalet ücretinin görevli mahkemede hüküm altına alınması gerekirken, bu hususun mahkemece dikkate alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Dosya kapsamında davacılar tarafından trafik kaydına güvenilerek davalı … A.Ş hakkında işleten olduğu inancıyla davanın açıldığı, davalı … Ticaret A.Ş. ile dava dışı … Ltd. Şti arasında imzalanan sözleşmeden haberdar olmaları beklenemeyeceğinde, hakkında dava açılmasına sebebiyet veren … A.Ş lehine hiç vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu gibi vekalet ücretine karar verilmesi de doğru olmamıştır.Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … ve Davalı ….a vekilinin kusur dışındaki istinaf başvuruları ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı … ve Davalı …. vekilinin kusur dışındaki istinaf başvuruları ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:Davanın Kısmen Kabulüne Kısmen Reddine; 1-Davacı … için 19.907,08 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … kaza tarihinden 23/08/2013 tarihi itibari ile davalı sigorta şirketin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı … geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine,2-Davacılar … hakkında açılan maddi tazminat davasının reddine, 3-Davalı … Ticaret A.Ş. yönünden açılan davanın husumet nedeni ile reddine,4-Davacı … için takdiren 20.000,00 TL, davacı … için takdiren 10.000,00 TL, davacı … için takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 23/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … belirtilen miktarlarda adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, Davacı … yönünden açılan manevi tazminat davasının reddine,5-a-Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 1.359,85 TL ilam harcı ile manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 2.732,40 TL ilam harcının davacılar tarafından yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı 4.619,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye harcın talep halinde İlk Derece Mahkemesince davacılara iadesine, b- Davacı … tarafından maddi tazminat talebi için yatırılan 1.359,85 TL ilam harcının davalı … ile davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ödenmesine, c- Davacılar tarafından başvurma harcı olarak yatırılan 25,20 TL ile manevi tazminat talebi için yatırılan 1.359,85 TL ilam harcının davalı … tahsili ile davacılara ödenmesine, 6-a-Davacı … maddi tazminat yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve davalı sigorta şirketinden alınarak davacı … ödenmesine, b- Reddedilen maddi tazminat davası yönünden davalılar … ve … vekili kendilerini vekil ile temsil ettiklerinden reddedilen miktarlar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin gereğince hesap ve taktir olunan 879,76 TL vekalet ücretinin davacılar … … ve …’den alınarak davalılara müteselsilen ödenmesine, c- Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden davacılar … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalı … alınarak adı geçen davacılara ödenmesine,d-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … ödenmesine, e- Görevsizlik kararı verilen İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/478 Esas 2013/504 Karar sayılı kararında davalı … A.Ş kendisini vekille temsil ettirdiğinden görevsizlik kararı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 2013 yılı A.A.Ü.T uyarınca 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacılar …’den alınarak davalı sigorta şirketine ödenmesine, 7- a-Yargılama sırasında davacılar tarafından harcanan 1.187,65 TL bilirkişi ücreti, 826,10 TL tebligat ve yazı gidiş dönüş giderleri toplamı olan 2.013,75 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap ve takdir edilen 1.035,92 TL yargılama giderinin davalı … ve davalı Sigorta şirketinden alınarak davacılara ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, b-Davalı … yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,8-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacılar Davalı … ve Davalı … A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-a- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 35,73 TL posta giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalı … Ticaret A.Ş’den tahsili ile davacılara verilmesine, b- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalı … verilmesine, c- İstinaf aşamasında davalı … A.Ş tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalı … A.Ş’ye verilmesine, 3- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019