Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1463 E. 2021/1026 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1463
KARAR NO: 2021/1026
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
NUMARASI : 2016/1071 Esas – 2019/93 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; 30.10.2015 tarihinde davalı … şirketine ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru ile müvekkilin sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkili …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, … plakalı aracın sigortacısı olan … A.Ş.’ye yapılan müracaat üzerine açılan … nolu hasar dosyasından taraflarına bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin maruz kaldığı dava konusu trafik kazasından dolayı daimi sakat kalmış olduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 5.000 TL is göremezlik tazminatının davalı … şirketinin sorumluluğu, kaza tarihi itibariyle şahıs başına azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirkete başvurusu üzerine maluliyet oranının tespit edilebilmesi için gerekli evrak ve raporların talep edildiğini, davacının işbu talep edilen belgeleri ibraz etmeden dava yoluna gittiğini, Torba Yasa ve KTK uyarınca dava şartı yerine getirilmediğinden usulden reddinin talep edildiğini, sigortalısının kusuru oranında maddi tazminat talebinden sorumlu olacaklarını, maluliyet oranı tespiti için ATK’dan rapor tanzimi talep ettiklerini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini ve poliçede belirtilen limitler dahilinde sorumlu olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 55.595,81 TL nin 15/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı …. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete başvurusu üzerine maluliyet oranının tespit edilmesi için hastane evrakı ve maluliyet raporu talep edildiğini, davacı tarafından bu belgeler ibraz edilmeden dava açıldığını bu nedenle dava şartı yerine getirilmediğinden başvurunun usulden reddi gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu, %1,8 teknik faiz ile yapılması gerektiğini, hesaplamalarda vergilendirilmiş belgelerin kullanılmış olması gerektiğini, belge olmaması halinde asgari ücretin dikkate alınması gerektiğini, tazminatın AX,N formülü ile hesaplanması gerektiğini, tazminat hesaplanırken devre başı ödemeli belirli süreli rant formülünün alınması gerektiğini, aktüer raporlarının Hazine Müsteşarlığının 2000/4 sayılı genelgesi uyarınca aktüer siciline kayıtlı aktüerler tarafından hazırlanması gerektiğini, bu hususlar değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, hesaplama raporunun hatalı düzenlendiğini, mağdurun askerlik yapacağını dikkate alınmadan söz konusu dönem içinde hesaplama yapıldığını, Genel Şartlar gereği geçici iş göremezlik zararı döneminden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, malül kalanın motosiklet üzerinde seyahat halindeyken araca uygun kıyafetleri giymemesi nedeniyle kusurlu olduğundan asgari %20 oranında indirim yapılması gerektiğini, davacının tescilsiz motosiklet ile ehliyetsiz olarak seyahat ettiğinden maluliyetin meydana gelmesinde mütarafik kusurunun fazla olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, davacı sürücü … tescilsiz motosiklet ile davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi getirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi olan 30/09/2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı … Şirketine yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine Sigorta Şirketi tarafından verilen cevap ile eksik görülen kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporu ve tedavi sürecine ilişkin tüm tıbbi kayıtlar talep edilmiştir. Eksik olduğu bildirilen kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekir. Bu durumda Mahkemece davalı … Şirketince verilen cevap talebi karşılamadığından dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek, davanın esasına girilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. 2918 sayılı KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmış olup bu giderler kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığı açıktır. Yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmesi ile aynı yönde değişiklik 2918 sayılı KTK’da yapılmadığından Anayasa Mahkemesi iptal kararı gereğince yeni Genel Şartların A.5.b maddesi sigorta şirketinin sorumluluğunu daraltan nitelikte olduğundan uygulanamayacaktır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olmadığına; Bilirkişi Yemin ve Teslim Tutanağına göre aktüerya raporunu düzenleyen bilirkişinin aktüerya konusunda uzmanlığı bulunduğundan bilirkişinin listede yer almadığına; Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece alınan aktüerya bilirkişi raporunda tazminat hesaplaması zaten TRH 2010 yaşam tablosuna göre, asgari ücret üzerinden %1,8 teknik faiz uygulanarak yapıldığına göre hesaplama yöntemine; Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında davacının uygun kıyafet giymediğine ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması göre müterafik kusura yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/03/2021 tarih, 2021/768 E. ve 2021/2172 K., 15/03/2021 tarih, 2020/835 E. ve 2021/2735 K.,16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları).Somut olayda, mahkeme tarafından hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 02/05/2018 günlü maluliyet raporunun kaza tarihine göre uygulanması gerken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği anlaşıldığına göre davalı vekilinin itirazı yerindedir. Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesaplaması yapılmış, davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan % 5,1oranındaki maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceği konusunda da herhangi bir araştırma yapılmamış olması da eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, ATK’dan ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması; Maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; anılan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması halinde, askerlikte geçireceği sürede gelir elde edemeyecek olan davacı için askerlik süresi dahil edilmeden tespit edilecek maluliyet oranına göre ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/05/2021