Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1387 E. 2019/3737 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1387
KARAR NO : 2019/3737
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
NUMARASI : 2019/231 D.İş Esas – 2019/217 D.İş Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesi ile 18/10/2016 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … plakalı ve müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu …. yaralanarak malul kaldığını, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen raporda maluliyet oranının %14 olarak tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenle şimdilik sürekli maluliyet için 5.900,00 TL geçici maluliyet için 100,00 TL geçici bakıcı ücreti için 100,00 TL olmak üzere toplam 6.100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafın müvekkil şirkete başvurusunda sona istenilen belgeleri tamamlamamdan komisyona müracaatının usulsüz olduğunu ayrıca trafik sigortası şartlarına uygun bir maluliyet raporu sunulmadığını, adli tıptan rapor alınması ve rapor sunulduktan sonra aktüer tarafından hesaplama yapılması gerektiğini, kemer takılmadığından müterafik kusur indiriminin uygulanması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvuran … 63.536,00 TL sürekli maluliyet tazminatı, 40.712,00 TL geçici maluliyet tazminatı ve 40.712,00 TL geçici bakıcı ücreti talebi olmak üzere toplam 144.960,00 TL tazminat talebinin kabulüne, 14.960,00 TL’nin davalı … A.Ş’den alınarak başvuran … verilmesine, davacı tarafın 144.960,00 TL üzerinden ve 08/05/2018 tarihinden itibaren yasal direnim faizi talep edebileceğine” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararının kaldırılmasına, başvurunun kabulüne, 63.536,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik 40.712,00 TL ve geçici bakım gideri 40.712,00 TL olmak üzere toplam 144.960,00 TL’den %20 takdiri indirim sonucunda 115.968,00 TL tazminatın 08/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının KTK’nın 97. maddesindeki başvuru şartına uymadığını, davacının karşı araç sürücüsü olduğu, sigortalısının 8/8 oranında kusura göre yapılan hesaplamanın kabul edilemeyeceğini, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere başvuranın KTK’nın 52/1A kuralını ihlal ederek kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmaması sebebiyle kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, müvekkili şirket sigortalısının kusuru oranının maksimum %75 olabileceğini, müvekkili şirket sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, maluliyet hesabında genel şartlarda da açıkça belirtildiği üzere sakatlık oranı nazara alınması gerektiğini, davacının müvekkil şirkete sunduğu raporun hukuka ve genel şartlara aykırı olduğunu, raporun usulüne uygun olmadığı, yeni rapor talep edildiği, rapora olan itirazlarının dikkate alınmaksızın karar aşamasına geçildiği, davacının iş göremezlik süresinde bakıcı gideri zararına ilişkin talepleri tedavi gideri talepleri trafik sigortası yeni genel şartlar gereği teminat dışı bırakıldığını, %14 maluliyet için bakıcı gideri hesaplamasının yapılamayacağını, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, başvuran vekili için 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava iki taraflı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 18/10/2016 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından 14/05/2018 tarihli Özürlülük Ölçütü Tespit Yönetmeliği’ne göre düzenlenen sağlık kurulu raporunda, davacının kaza nedeniyle tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %14 olduğu, iyileşme süresinin 36 ayı bulacağı, bu sürede bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağının belirtildiği, hesap bilirkişisi tarafından tazminat hesabının TRH- 2010 erkek Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle yapıldığı, tahkim sürecinde alınan kusur raporuna göre … plakalı araç sürücüsünün %75 olduğu kabul olunarak yapılan hesaplamaya göre karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda davalı vekilinin sigortalı araç sürücüsünün 8/8 kusurlu kabul edilerek hesaplama yapıldığı ve kadın yaşam tablosu yönündeki istinaf başvurusu yerinde değildir. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.Karayolları Trafik Kanunu’nun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmekte mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek de mümkün olmayacaktır. Kaldı ki; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b maddesinde” Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklinde düzenlenmiştir. C maddesinde Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.KTK’nın 98. maddesine göre ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde  Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır (Ek cümle: 04/04/2015-6645 S.K./60. Md )Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez. Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini asmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı %50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir. Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüsü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir.Trafik kazası sebebiyle sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Her ne kadar yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiş ise de KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmıştır. Bu giderler kapsamında bakıcı gideri bulunmadığı açıktır. Bu doğrultuda poliçenin ve genel şartların tarafı olmayan SGK’yı yasal düzenleme olmaksızın tüm sağlık gideri teminatı kapsamındaki tazminat kalemlerinden sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Ayrıca sigorta şirketleri tarafından poliçe bazında KTK 98. maddesindeki sayılanlar kapsamında SGK’ya katkı payı aktarımı yapıldığı nazara alındığında, KTK 98.madde kapsamı dışında sağlık giderleri teminatı içinde kalan tazminat kalemlerine ilişkin sigortalıdan alınan prim ücretleri sigorta şirketlerinin uhdesinde kalmaktadır. Bu doğrultuda sigorta şirketlerinin KTK 98. madde dışında kalan sağlık gideri teminatı kapsamındaki geçici bakıcı gideri tazminatından poliçe limiti ile sorumluluğu devam edecektir. Mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan sürekli bakıcı bakıcı giderleri sürekli sakatlık teminatı kapsamında olacaktır. Kaldı ki sağlık giderleri teminatı açıklayan Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesinde “Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesiyle sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ermesini KTK’nın 98.maddesine bağlamıştır. Ancak kanun koyucu tarafından yeni Genel Şartlarda ki bu düzenleme doğrultusunda KTK’nın 98.maddesinde değişiklik yapılarak “geçici bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamına alınmadığı, açıkça SGK tarafından karşılanacağı ve Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona erdiği” yönünde değişiklik yapılmadığından Genel Şartların A.5.b bendinin son cümlesi kadük kalmıştır/ yürürlüğe girmemiştir. Başka bir ifadeyle halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinde, yeni Genel Şartlarda ki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98.madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edecektir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketine başvurusunu yaptıktan sonra verilen olumsuz yanıt üzerine Sigorta Hakeme başvurduğuna göre KTK’nın 97. madddesindeki başvuru koşulu yerine getirildiğinin kabul edilmesinde usul ve Yasaya bir aykırılık bulunmadığından bu yönde ki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Bu doğrultuda hakem heyeti tarafından davacının maluliyetinin belirlenmesi için Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak alınan raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu bende ilişkin istinaf başvurusunun yerinde değildir.Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesaplaması yapılmış; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan % 14 oranındaki maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceği konusunda da herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu yönden gerekli araştırmanın yapılmayışı, eksik inceleme niteliği taşımaktadır. Açıklanan vakıalar karşısında davacının kazadan kaynaklanan % 14 oranındaki maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; anılan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması halinde, askerlikte geçireceği sürede gelir elde edemeyecek olan davacı için askerlik süresi dahil edilmeden hesaplama yapılması için rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/01/2019 tarih, 2016/3946 Esas ve 2019/8 Karar karar sayılı ilamı). Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 01/0/2018 tarih, 2015/6820 Esas ve 2018/493 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin 13.fıkrasına “(13)(Ek:RG -19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin beşte biridir. ” hükmü eklenmiştir. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime ilişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak A.A.Ü.T’nin 13.maddesi gereğince 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından bu yöne ilişkin davalı istinaf başvurusunun yerindedir.Belirtilen nedenlerle; davalı vekilinin vekalet ücreti ve aktüerya raporuna ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 8-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. Tarsus / Mersin Şubesinin 12/03/2019 tarih ve… sayılı 169.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … A.Ş.’ye İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/11/2019