Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1340 E. 2021/954 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1340
KARAR NO: 2021/954
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2015/526 Esas – 2018/322 Karar
DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli)
KARAR TARİHİ: 24/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline sigortalı … plaka sayılı … marka 2005 model aracın 05/05/2006 tarihinde kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındığını, söz konusu aracın tüm aramalara rağmen bulunamadığını, aracın rayiç değeri olan 27.675,00-TL’den 573,00-TL ödenmemiş pirim ücreti düşülerek 27.102,00 TL’nin sigortalıya 07/07/2006 tarihinde (… dain mürtehin olması nedeniyle ilgili banka şubesine) ödendiğini, böylece müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu, aradan geçen süre içerisinde aracın hasarlı olarak bulunduğunu,05/10/2007 tarihinde davacı sigortacıya teslim edildiğini, sigortalıya ulaşılamadığını, araç üzerinde hacizler bulunduğunu, bu yüzden müvekkili üzerinde devir işlemlerinin yapılamadığını belirterek davaya konu aracın sahipliğinin müvekkiline geçtiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının sigorta tazminatının ödendiği tarih olan 07/07/2006 tarihi itibariyle … plakalı aracın mülkiyetinin davacı şirkete geçtiğinin tespitine ilişkin talebinin araç üzerinde bulunan haciz kayıtları dikkate alınarak reddine, ancak aracın ikinci el değerinden onarım bedelinin mahsubu sonucu tespit edilen 26.330,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; açılan dava terditli dava olmamasına ve davanın konusu paranın ödenmesi olmamasına rağmen mahkemece taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek araç mülkiyetinin 07.07.2006 tarihi itibariyle müvekkili sigorta şirketine geçtiği yönündeki taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, davalının müvekkil şirkete tazminat ödenmesine karar verildiğini, esasen davalı şirketin de ortadan kaybolmuş olması nedeniyle hükmedilen tazminatın tahsil kabiliyeti bulunmadığı gibi aracın müvekkil şirketçe otoparka bırakılması nedeniyle çok yüklü miktarda otopark ücreti ödemek zorunda kaldığını, mahkeme kararının hatalı olduğunu, Yerel Mahkeme aracın kaydında hacizlerin bulunması ve hacizlerin davalı tarafça kaldırılmaması nedeniyle davacının mülkiyetinin tespitini talep edemeyeceğinin belirtildiğini, söz konusu dava tescil davası olmayıp mülkiyetin sigorta şirketine geçtiğinin tespitine ilişkin bir dava olduğunu, söz konusu çalınan sigortalı araç bulunmakla birlikte gerek sigortalı davalıya ulaşılamaması gerekse araç üzerinde muhtelif sayıda haciz konmuş olması sebebiyle aracın müvekkil şirketi adına devir ve tescili mümkün olmadığını, bu davadaki amacın alınacak Mahkeme kararının ilgili icra dosyalarına sunularak hacizlerin fek ettirilmesi olduğunu, yerel mahkemece hiçbir yasal dayanak gösterilmeksizin bu taleplerinin reddedilmesi ve üstelik de taleple bağlılık ilkesini ihlal eder şekilde talepte olmayan bir kararın verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, çalınan ve sigortaca sigorta tazminatı ödenmiş bulunan aracın sonradan bulunması halinde sigortaca aracın mülkiyetinin tespiti istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı davalıya ait aracın kasko sigortacısı olup çalınan aracın bedelini ödedikten sonra aracın bulunduğunu, araç kaydı üzerinde bulunan hacizler nedeniyle aracın mülkiyetinin devir işleminin yapılamadığını belirterek tespit ve tescil talebinde bulunmuştur. Aracın çalınmasından sonra bulunma tarihine kadar araç kaydı üzerine hacizler konulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında geçerli kasko sigortası genel şartlarının B.3.3.3.2. maddesindeki “çalınmış olan aracın bulunması için ilgili makamlarca yapılacak araştırmalar 30 gün içinde sonuç vermediği takdirde, sigortalı durumu ilgili makamlara başvurduğunu belgelemek suretiyle, sigortacıya bildirir. Sigorta ettiren ya da hak sahibi hakkında soruşturma açılmış ise bu soruşturmanın tamamlanmasına kadar sigortacı tazminat ödemesini bekletebilir. Çalınmış olan taşıtın bulunması, sigorta tazminatının ödenmesinden önce olmuş ise sigortalı taşıtı geri almak zorundadır. Sigortacı tarafından değeri ödenen taşıt, ödemeden sonra bulunursa, sigorta ettiren ve/veya sigortalı keyfiyeti derhal sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Bu durumda sigortalı tazminatı ya iade eder ya da taşıtın mülkiyetini sigortacıya devreder. Taşıtta çalınma dolayısıyla bir zarar meydana gelmiş ise sigortacı zararı öder” şeklindeki düzenleme mevcuttur. 6100 sayılı HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 6100 sayılı HMK m. 26 da düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Dosya kapsamından, tazminat ödemesi 07/07/2006 tarihinde yapıldıktan sonra 07/09/2007 tarihinde bulunmuş olup bu durumda sigortalı tarafından ya tazminatın iade edilmesi veya mülkiyetin sigortalıya devredilmesi gerekir. Ancak araç üzerinde ödeme tarihinden sonra ve davacının aracı teslim aldığı tarihten sonra koyulan hacizlerin bulunduğu, aracın devri için haciz kayıtlarının davalı tarafından kaldırılmadığından, aracın hasarlı olarak bulunmuş olması sebebiyle hasar bedelinden davacı sigorta şirketinin sorumlu olacağı dikkate alınarak bilirkişi raporunda belirlenen, hasar bedelinin aracın ikinci el değerinden mahsubu ile kalan miktarın sigorta şirketine ödenmesine karar verilmiştir. Oysa davacı tarafın tazminat talebi yine dava tespit talepli olarak açıldığından maktu olarak peşin harç yatırılmıştır. Bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesini ihlal edecek şekilde ve kabul edilen miktara göre peşin harç eksik yatırıldığı halde tazminata karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken ibraz edilen, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre tarafların iddia ve savunmaları ile davacının talebi ile bağlı olarak karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/05/2021