Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/132 E. 2021/279 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/132
KARAR NO: 2021/279
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİH: 01/10/2018
NUMARASI: 2016/1164 Esas – 2018/816 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 19/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigortalı aracın 25/08/2010 tarihli trafik kazasında hasarlanması sebebiyle müvekkili şirket tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatının, kazanın oluşumunda kusurlu olduğu tespit edilen … plakalı aracın maliki olan davalı ile mezkur aracın trafik ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı konumundaki davalı … şirketinden tahsili amacıyla Gaziosmanpaşa…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların süresi içerisinde borçlu olmadıkları iddiası ile borca itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalıların itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … San. Ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazlarının olduğunu, müvekkili şirketin adresinin İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi sınırları içerisinde olduğunu, bu nedenle Büyükçekmece İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadığı gibi itirazın iptali davasına da Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiğini, davacının iddialarının zamanaşımına uğradığını, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın hiçbir suretle taraflarına ihbar edilmediğini, eylemin zarar oluşumuna etki derecesinin araştırılması ve kusur dağılımının buna göre yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı olduğu şirket olan … kazadan itibaren bir hafta içinde gerekli bildirimde bulunduğunu, evrakları sigorta şirketine teslim ettiğini, hem zorunlu hem de ihtiyari mali mesuliyet sigorta sahibinin diğer davalı … durumdan haberdar olduğunu, bu nedenle müvekkilinin talep edilen maddi tazminattan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Takipte borçlunun yetki itirazı yasal ve yerinde olmakla yetkili icra dairesinde usulüne uygun takip yapılmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı … Şirketinin yetki itirazında bulunduğunu, bu itirazın kabul edilerek davanın usulden reddedildiğini, ancak dava konusu olar icra takibinin trafik kazası sebebiyle haksız fiil tazminatı alacağına ilişkin olduğunu, HMK 16.maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü mevcut olduğunu, kaza tespit tutanağında haksız fiilin işlendiği ve zararın meydana geldiği yerin Sultangazi ilçesi olduğunu, Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı İstanbul ili adli yargı çevresi tablosunda Sultangazi ilçesinin, Gaziosmanpaşa Adliyesi’nin yargı çevresinde bulunduğunu, Davalı … Şirketinin yetki itirazı kabul edilse dahil, diğer Davalı … Şirketi yetkisizlik itirazında bulunmadığından ve açılan davadaki yetki kesin olmadığından, yetki itirazının sadece Davalı Resim Ofset Şirketi için sonuç doğuracağını, dosya tefrik edilerek davanın davalı … Şirketi bakımından Gaziosmanpaşa Mahkemelerinde görülmeye devam edeceğini, bu sebeplerle davanın yetkisizlik nedeniyle reddinin hukuka aykırı bir sonuç doğurduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedeli açısından girişilen takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vukuu bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.İİK’nın 50. maddesi ile de “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.HMK’nın 16. madde hükmü, HUMK daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.2015 tarih, 2013/11-2359 E. 2015/1443 K.sayılı kararı)Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.Somut olayda, dava trafik kazasından kaynaklanmakta olup, trafik kazası netice itibari ile bir haksız fiildir. Bu halde kazanın meydana geldiği yer Sultangazi ilçesi, Gaziosmanpaşa yargı çevresinde kaldığından icra müdürlüğü yetkili olduğu gözden kaçırılarak ve mahkemenin yetkisine yapılan itiraz değerlendirilmeksizin, davalı şirketin tescil yerinin Beylikdüzü/İstanbul olduğu, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu değerlendirmesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Kabule göre de; Mahkemece, diğer davalı … şirketinin yetki itirazı bulunmadığından, davalı … şirketi yönünden dava tefrik edilerek davanın esası hakkında inceleme yapılarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, bu davalıyı da etkiler şekilde usulden red kararı verilmesi de doğru olmamıştır. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/12/2015 gün, 2015/18169 E.- 2015/14878 K. ve 17/10/2019 gün, 2017/4347 E. -2019/9548 K.sayılı kararları).
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/02/2021