Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1312 E. 2021/930 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1312
KARAR NO: 2021/930
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
NUMARASI: 2016/854 Esas – 2019/116 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay günü olan 20.03.2016 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Nevşehir istikametinden Aksaray istikametine seyrederken aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması ve gidiş yönüne göre sağında bulunan boş tarlada takla atarak ilerlemesi sonucu tek taraflı,yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının araçta yolcu olarak bulunduğunu, kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kusurlu olduğunu, davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan toplam 1.000,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının başvuru tarihi olan 25.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 232.462,87 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Aleyhlerine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasına, poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı tarafından ikame edilen davanın kısmen kabulü ile 176.602,38 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile … numaralı zorunlu sigorta poliçesinde yazılı limit ile sınırlı sorumlu olmak üzere davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 9.367,92 TL geçici iş göremezlik tazminatının14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile … numaralı zorunlu sigorta poliçesinde yazılı limit ile sınırlı sorumlu olmak üzere davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davadan önce davacı tarafın müvekkili şirkete usulünce başvurusunun bulunmadığını, başvuru yapmışsa da gerekli evrakları sunmadığını, yaptıkları araştırma ile resmi kayıtlarda …’in sürücü gibi yazdırmış olduğunu, davacının sürücünün … olduğunu bildiği halde kayıtlarda … yazmasından yararlandığı, kazada sürücü değişikliği ve alkol kullanımı olduğunu tespit ettiklerini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, maluliyet raporunun meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre değil yeni genel şartlar uyarınca özürlülük ölçütü nazara alınarak saptanması gerektiğini, buna uygun olmayan raporun hükme esas alınmasının doğru olmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup dava tarihinden önce davalı … Şirketine yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Eksik olduğu bildirilen kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelikte belirlenen kriterleri sağlayan maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından KTK’nın 97. maddesine göre başvuru yapıldığının ancak başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekir. Bu nedenle davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Davacının tek taraflı kazaya karışan … plakalı araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından ve kaza tespit tutanağından anlaşılmakla olup tarafların da kabulündedir. Araç sürücüsünün kim olduğunun tespiti, davalı tarafından açılabilecek rücu davası açısından önemli olabilir ise de görülmekte olan davada yolcu olan davacı açısından sonuca etkili etkili değildir. Kaldı ki kaza tespit tutanağında sürücünün … olduğunun yazılı olduğu, kaza sonrası alınan ifadelerin de bu yönde olduğu nazara alındığında, bu hususa yönelik davalı vekili istinaf itirazı yerinde değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/03/2021 tarih, 2021/768 E. ve 2021/2172 K., 15/03/2021 tarih, 2020/835 E. ve 2021/2735 K.,16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları). Somut olayda, mahkeme tarafından hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 02/05/2018 günlü maluliyet raporunun kaza tarihine göre uygulanması gerken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediği anlaşıldığına göre davalı vekilinin itirazı yerindedir. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, ATK’dan ek rapor ya da başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve tespit edilecek maluliyet oranına göre ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/05/2021