Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1297 E. 2021/875 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1297
KARAR NO: 2021/875
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2015/39 Esas – 2018/954 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 31/08/2014 tarihinde … yönetimindeki motosikletin tek taraflı trafik kazası yapması sonucu yolcu konumunda bulunan davacıların oğlu …’in öldüğünü, sürücü …’e ait motosikletin sigortasının olmadığını bu sebepten Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince …nın sorumlu olduğunu, trafik kazasında evlatlarını yitiren davacıların 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik her bir davacı için 5.000,00 TL. olmak üzere toplam 10.000, 00 TL’nin davalı … Hesabından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ile dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava sebebine göre kanunda, ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılacağını, haksız fiile ilişkin iş bu davanın kazanın vuku bulduğu ceza yargılamasının yapıldığı Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davanın belirsiz davası şeklinde açıldığını, 6100 sayılı HMK 109/2 maddesi kapsamında bu davanın kısmi dava olarak açılması mümkün olmadığını, … Yönetmeliği’nin 9. ve 15. maddelerine göre de zarar ile zarar sebebinin irtibatlandırılması ve ilgililerin zararlarının tazmini için gerekli evraklarla birlikte usulüne uygun şekilde …na başvurulması gerektiğini, hatır indirimi yapılması gerektiğini, araç malikinin araştırılması gerektiğini, dava açmadan önce başvuru yapılması hukuki bir ön koşul olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, davacı baba … yönünden 23.609,316 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 19/12/2014 tarihihden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacı anne … yönünden 33.900,12 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 19/12/2014 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hüküm hatalı bilirkişi raporu esas alınarak kurulmuş olup; kabulünün mümkün olmadığını, pay hesabının hatılı yapıldığını, müteveffanın yaşanan kazada kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, kask takmaması ile ölüm olayı arasında bağlantı bulunmadığını, hatır taşımacılığı indirimi yapılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece hükme esas alınan tazminat raporunda destek payları hesaplanırken davacı anne ve babaya ayrılan destekten yoksun kalma pay oranları Yargıtay 17. hatalı tespit edilmiştir. Şöyle ki, hayatın olağan akışına göre trafik kazası sonucu ölen küçük çocuk ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ve ana ve babaya bakması muhtemeldir. Desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesi gerektiği, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken ilk 23 yıl desteğin gelirinin 1/7 ‘şer annesi ve babasına, sonraki 5 yıl da sadece annesine ayıracağının kabulüyle hesaplama yapılması doğru olmayıp bu yöndeki bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetli değildir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Dosya kapsamına alınan Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2730 esas sayılı dosyasında düzenlenen 10/09/2014 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında desteğin beyin zarları arasında kanama,beyin-beyin sapında intraventriküler ve intraparankimal, iç organ yaralanması, tedavisinde gelişen bradikardi ve hipotansiyon nedeni ile öldüğü belirtilmiştir. Bu nedenle yaralanan bölgenin kafa bölgesi olması nazara alındığında desteğin kask takmamasının zarara etkili olduğu değerlendirildiğinde hesaplanan tazminattan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları da göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/16975 E. ve 2019/9179 K. sayılı kararı). Dosya kapsamı içerisine alınan Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı 2014/2730 esas sayılı dosyası kapsamında sürücü …’in alınan ifadesinde motosikleti destek … ile ortak aldıklarını beyan ettiği görülmüş, aksi yönde davalı tarafından bir delil sunulmamıştır. Bu kapsama mahkemece şartları oluşmamasına rağmen hatır indirimi uygulaması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021