Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1272 E. 2021/926 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1272
KARAR NO: 2021/926
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2014/1325 Esas – 2018/1176 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/10/2010 Tarihinde meydana gelen ve plakası tespit edilemeyen kazada motorsiklette yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, kaza neticesinde sakat kaldığını, kaza olduğu sırada 37 yaşında olan müvekkilinin kaza nedeniyle iş ve güçten ayrı kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … için 1.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının davalı kurumun azami limiti ile sorumlu olmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 25.012,23 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan motorsikletin plakasının tespit edilerek kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu trafik poliçesinin bulunup bulunmadığının Sigorta Bilgi Merkezinden sorularak araştırılması gerektiğini, söz konusu motorsikletin kaza tarihi itibariyle geçerli bir trafik poliçesinin bulunmaması halinde müvekkili kurumun sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının sürücüsünü ve plakasını bilmediği bir araçta yolculuk ettiğinin kabulünün mümkün olmadığını, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, davacının avans faizi talebinin yasal dayanağının olmadığını, davacının kask takmaması nedeniyle kazada müterafik kusurunun bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kısmen Kabulü İle; Hatır taşıması ve müterafik kusur indirimleri re’sen uygulanmak suretiyle 17.508,56-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hatır taşıması olmadığı halde uygulanmasının ve % 20 olarak fazla oranda uygulanmasının doğru olmadığını, müterafik kusur uygulanmasının ve % 10 olarak fazla oranda uygulanmasının doğru olmadığını, reddedilen kısım olmadığından, takdiri indirim nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; Davacının, yolcu olarak bulunduğu motosikletin tek taraflı yaptığı trafik kazası nedeniyle, yaralanmasına bağlı olarak tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Davalı vekilince süresinde verilen cevap dilekçesi ile hatır indirimi yapılmasını talep edildiğinden ve davacının jandarmada verdiği ifadesinde, Hacıaliller kavşağında beklerken kendisini tanımadığı motosiklet sürücüsüne el kaldırdığını, motosikletin arkasına alması istediğini beyan etmesi karşısında ve bu esnada kazanın meydana geldiği anlaşıldığına göre davacının yolcu olarak taşınmasının hatır taşımacılığı kapsamında olduğu kabulü ile hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Kaza tespit tutanağında, davacının kask ve dizlik taktığına ilişkin bir belirtme bulunmayıp, kaza nedeniyle davacıdaki yaralanmanın ATK raporu ile “sağ ayak bileği plantar fleksiyon 45 derece, dorsifleksiyon 15 derece, sol diz fleksiyon 135 derece, ekstansiyon 0 derece, sol ayak bileği plantar fleksiyon 30 derece,” şeklinde meydana geldiği, kaza sırasında kask takmamış olmasının yaralanma bölgesine etkili olmadığı değerlendirildiğinde bu açıdan müterafik kusur uygulanması doğru olmamakla birlikte, dizlik takmamış olması ve sol dizinde hasar oluşması nedeniyle mahkemece müterafik kusur indirimi uygulanmış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları dikkate alındığında uygulanması gereken müterafik kusur ve hatır taşıması oranı ayrı ayrı %20 olup, Mahkemece %10 oranında müterafik kusur indirim yapılması doğru değilse de bu husus davalı tarafça istinaf konusu yapılmadığından eleştirilmekle yetinilmiş; Yine TBK’nun 52. maddesi gereği hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan, davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin göz önüne alınmayışı doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/10536 Esas – 2019/4385 Karar, 2016 /18287 Esas – 2019/7224 Karar sayılı ilamları).Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;Hatır taşıması ve müterafik kusur indirimleri re’sen uygulanmak suretiyle 17.508,56 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.196,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL + 82,00 ıslah harcı olmak üzere toplam 107,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.088,80 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan; 25,20 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 25,20 TL başvuru harcı, 82,00 TL ıslah harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 228,50 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 964,70 TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 675,28 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 37,63 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/05/2021