Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1264 E. 2019/3718 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1264
KARAR NO : 2019/3718
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/09/2018
NUMARASI : 2017/648 Esas – 2018/900 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 13/12/2007 tarihinde davalı nezdinde sigortalı bulunan … plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza sonucunda sakat kaldığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, tüm kusurun davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan araçta olduğunu, müvekkilinin bu kaza neticesinde yaralandığını, Pamukkale Üniversitesi Eğitim-Uygulama ve Araştırma Hastanesinde, Denizli Devlet Hastanesinde ve başka hastanelerde tedavi gördüğünü, müvekkilinde kaza nedeniyle vücut fonksiyon kaybı meydana geldiğini, davacının ana zarar talebinin maluliyete bağlı meslekte kazanma gücü ve efor kayıplarından oluşan maddi zararları olduğunu ancak kazaya bağlı başkaca maddi zararları da bulunduğunu, Yargıtay içtihatları ile sabit olmakla bu zararlardan da zararın sorumlusu ve sigortacısından tanzim edilmesini, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın davalı nezdinde sigortalı olduğunu, maddi tazminatın ödenmesinden ilgili poliçe limiti kapsamında maluliyete istinaden maluliyet teminatının tamamından ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderleri için tedavi teminatının tamamından sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine, başvuru yapıldığını ancak bu başvuruya rağmen müvekkilinin zararlarının karşılanmadığını belirterek davacının HMK 107. madde uyarınca belirlenecek meslekte kazanma gücü ve efor kaybından oluşan maddi zararının tazmini, geçici ve kalıcı bakıcı gideri, SGK tarafından karşılanmayan tedavi-yol-yemek-refakatçı giderinin tazmini ile kaza tarihi itibariyle ticari temerrüt- avansın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın kaza tarihi olan 13/12/2007 tarihini kapsayan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi bulunmadığını, … plakalı aracın müvekkili şirkette 02/07/2014-2015 tarihleri arasında yapıldığını, bu tarihinde kaza tarihinden çok sonra olduğunu, kaza tarihinde Trafik Sigorta poliçesinin şirketlerinde bulunmayan aracın karıştığı kazadan dolayı hiçbir sorumluluklarının bulunmadığını, davanın husumet yönünden reddedilmesini, dava konusu tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, kazada tarihi 13/12/2007 olduğunu, poliçe genel şartları ve karayolları trafik konunu gereğince sigorta sözleşmesinden doğan tazminat talepleri kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu süre hitama erdiğinden talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket aleyhine açılan hasar tarihini kapsayan poliçe olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “Davanın husumetten reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce Güvence Hesabına başvuru yapıldığını, Güvence Hesabı tarafından verilen cevap yazısında kazaya sebebiyet veren araca ait Tramer kaydı gönderildiğini, ilgili kayıtta aracın …A.Ş’den sigortalı olduğunun belirtildiğini, bu nedenle davalı aleyhine iş bu davanın açıldığını, dürüstlük kuralına aykırı olmayan maddi hata neticesinde taraf değişikliği talebinde bulunduklarını, mahkemenin gerekçeli kararında maddi hataya dair beyanları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, davanın Güvence Hesabı’na yöneltilmesi gerekirken husumet yoksunluğundan reddedilmesinin uygun olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
6100 Sayılı HMK’nun 124. maddesinde “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesi mevcuttur.Davacı vekilince taraf değişikliğine ilişkin sunulan dilekçe ekinde bulunan Güvence Hesabı’ nın davacı vekiline yönelik 13.03.2017 tarihli cevap yazısına ekli trafik poliçe detay dökümünde, sigortalı olarak belirtilen araç plakasının … olarak gözüktüğü, davaya konu aracın plakasının ise … olduğu değerlendirildiğinde, bu durumun yapılacak basit bir kontrol ile anlaşılabileceği ve bu nedenle HMK 124. maddesi şartların oluşmadığının kabulüyle, davacı vekilinin taraf değişikliği talebinin reddine ilişkin verilen mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç peşin alındığından, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/11/2019