Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1262 E. 2021/1038 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1262
KARAR NO: 2021/1038
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
NUMARASI: 2016/966 Esas – 2018/1321 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketine sigortalı … plakalı traktörün 27/06/2010 tarihinde tek taraflı olarak yaptığı kaza sonucu traktörde yolcu konumunda bulunan müvekkillerinin murisi …’in hayatını kaybettiğini, bu vefat ile gerideki annesi …, babası …, imam nikahlı eşi … ve imam nikahlı eşinden olma çocuğu …’ın murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, davalı tarafın davaya konu traktörün sigortacısı olması sebebiyle müvekkillerine destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerini ödemekle yükümlü olduğunu, tazminatın yargılama sırasında yapılacak hesaplama ile ortaya çıkacağından ilk aşamada her bir müvekkili için ayrı ayrı 500’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 500,00 TL cenaze, defin giderinin temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep etmiş, talebini … için 81.697,06 TL, … için 3.884,30 TL … için 24.921,32 TL, … için 24.921,32 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu aracın 08/12/2009-2010 tarihleri arasında müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumundan davacılara rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının/gelir bağlanıp bağlanmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu kazanın hatır taşıması sırasında meydana geldiğinden tespit edilen tazminat miktarından belirli bir oranda indirim yapılması gerektiğini, davacıların murisinin davaya konu kazada bindiği traktörün ehliyetsiz birisi tarafından kullanılıyor olması ve murisin bunu bilerek araca binmesinin bir kusur olduğunu, ayrıca talep edilen avans faizinin haksız olduğunu, yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Dava ve ıslah dilekçelerine göre davanın kabulü ile; Cenaze ve defin masraflarına ilişkin 500 TL’nin 15/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacı … yönünden 81.697,06 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, Davacı … yönünden 3.884,30 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, Davacı … yönünden 24.921,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, Davacı … yönünden 24.921,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacılar murisi % 25, müvekkiline sigortalı araç sürücüsü % 75 kusurlu olmasına rağmen, müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu gibi hüküm kurulmasının doğru olmadığını, hatır taşıması indirimi yapılmadığını, davacılar murisinin yolcu olduğu araç sürücüsünün ehliyetsiz olmasına rağmen aracına binmiş olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini açıklayarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve Cenaze ve defin masrafları istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında; Dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı römork takılı traktörün, 27/06/2010 günü aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek traktör ve römorkun sağ yanına devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında traktörde yolcu olan desteğin vefat ettiği, vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır. ATK Trafik İhtisas Dairesi’ nin 25/07/2018 tarihli kusur raporunda; Sürücü …’ in, sevk ve idaresindeki römork takılı traktör ile seyrederken, gayri nizami yolcu taşıdığı, hızını, yol, trafik, zemin durum icap ve şartlarına göre ayarlamadığı, direksiyon hakimiyetine gereken önem ve özeni göstermediği, sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybederek traktör ve römorkun sağ yanına devrilmesiyle meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve nizamlara aykırı hareketiyle asli kusurlu olduğu, yolcu …’ in traktöre takılı römorkta yük üzerinde gayri nizami yolculuk yaptığı, bu haliyle can güvenliğini tehlikeye attığı olayda tali kusurlu olduğu, Sonuç olarak, Sürücü …’in %75 oranında kusurlu, yolcu …’in %25 oranında kusurlu olduğu kanaati açıklanmıştır. Somut olayda da yolcu olan desteğin traktöre takılı römorkta yük üzerinde gayri nizami yolculuk yaptığı, bu haliyle can güvenliğini tehlikeye attığı, zararlı sonucun artmasına sebep olduğundan hükme esas alınan kusur raporunda müteveffanın gayri nizamı yolculuk yapması nedeni ile verilen %25 oranında ki kusur, müterafik kusur kabul edilerek, dava dışı sürücünün %100 kusuruna göre belirlenen tazminattan, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamaları gereğince, %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirse de (başka bir ifadeyle aslında müteveffa yolcu olduğundan kazanın oluşunda kusursuz kabul edilmesi, dava dışı traktör sürücüsü %100 oranında kusurlu kabul edilmesi ile belirlenen tazminattan ayrıca %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması) davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmadığından müteveffanın %25 oranındaki kusur oranına göre indirim yapılmış olması bakımından davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle sonuç olarak müteveffanın %25 kusur oranına göre tazminat belirlenmesi davalının lehine olduğundan, kusur ve müterafik kusura değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak, bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Kaza sonrasında müteveffa … olay günü 27/06/2010 tarihli jandarmadaki ifadesinde “bulduğu işlerde işçi olarak çalıştığını, olay günü …’ in kullandığı traktör ile Bostanlı köyüne çimento götürüyorduk, ben de bir günlük iş olarak yanlarına dahil oldum” yönünde, dava dışı sürücü … 21/07/2010 tarihli savcılıktaki ifadesinde “Olay tarihinde Bostanlı köyüne çimento götürüyorduk, şahıslar sürekli çalışmazlar, ancak iş yerinde yardım ettikleri için kendilerine yemek ve 15-20 TL verirdik” yönünde beyanda bulunmuşlardır. Somut olayda, cevap dilekçesinde ve süresinde hatır taşıması savunmasında bulunulmuş ise de müteveffanın hatır için taşınmadığı anlaşılmakla bu hususa değinen istinaf talebi de yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 9.284,96 TL harçtan peşin alınan 2.321,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.963,71 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.