Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1257 E. 2021/872 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1257
KARAR NO: 2021/872
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/04/2018
NUMARASI: 2017/1101 Esas – 2018/568 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete ait … plakalı araç park halinde iken, 15/11/2015 tarihinde, … plakalı aracın çarpması sonucunda müvekkili şirkete ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, söz konusu kaza neticesinde araçta KDV dahil 10.376,40 TL tutarında hasar oluştuğunu, kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, 10.376,40 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı vasıta, müvekkili şirkete … sayılı trafik poliçesi ile 14.10.2015-2016 tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, bu poliçeye göre maddi hasarlara karşı poliçe limiti azami araç başına 29.000,00 TL ile sınırlı bulunmakla birlikte ise de yapılan başvuru üzerine 11301701957 sayılı hasar dosyası açtırılmış, incelemede talebin zamanaşımından sonra yapılmış olduğu tespit edildiğinden talebin reddedildiğini, davaya konu hasarın 15.11.2015 tarihinde meydana geldiğini, KTK ilgili maddesine göre zamanaşımı süresi iki yıl olup süre 15.11.2017 tarihinde dolduğunu, davanın 13.12.2017 tarihinde açılmış olup zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda” Davalı vekilinin zaman aşımı itirazının kabulü ile davanın zaman aşımı nedeni ile reddine, ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını, zamanaşımı süresi içerisinde hem kendilerine noter kanalı ile ihtarname gönderildiği hem de müteselsil borçluya karşı dava yöneltildiğini, tazminat yükümlülüsü sigortalı … aleyhinde ikame edilen davada, … ile sulh olunmuş ve alacak müvekkil şirketçe tahsil edildiğini, aynı talepli huzurdaki dava konusuz kaldığından yerel mahkemenin red kararının kaldırılarak davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğini, karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ile birlikte, davanın açılmasına davalı taraf sebep olduğundan, davalı aleyhinde vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin gerektiğini, davada da dava tarafımızca alacağın tahsili sebebiyle ikame edildiğini, burada davanın açılmasına sebep olan ve haksız olan tarafın davalı taraf olduğunu, esasa dair karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi akabinde, davalı tarafın davada haklılığının bulunmadığı değerlendirilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.2918 Sayılı KTK.’nun 109 maddesi “(1)Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. (2)Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. (3)Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.” hükmünü içermektedir.2918 Sayılı Yasanın 109/3. maddesindeki hüküm dikkate alındığında, tazminat yükümlüsü yönünden kesilen zamanaşımının sigorta yönünden de kesilecek olmasına göre, müteselsil sorumlulardan her hangi biri hakkında zamanaşımının kesilmiş olması sigortaya karşıda zamanaşımını keser.Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde 14/11/2017 tarihinde İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/515 Esas sayılı dosyası ile araç maliki aleyhine dava açıldığını belirtmesine rağmen mahkemece ilgili dosya evrakları getirtilip incelenmeden KTK’nın 109/3 maddesi ve davanın konusuz kalıp kalmadığı yönünde değerlendirilme yapılmadan karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021