Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1256 E. 2021/950 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1256
KARAR NO: 2021/950
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI : 2015/516 Esas 2018/1158 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; 01/04/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ağır bir şekilde yaralanan … 6100 sayılı HMK’nun 107 sayılı maddesine göre bedensel zararının olay nedeniyle kusur oranının bilirkişi aracılığıyla tespitini, güç kaybı tazminatının ve kazanç kaybının, çalışma gücünün azalmasından doğan ekonomik durumun sarsılmasından doğan kaybın ve tedavi giderlerinin hesaplanarak şimdilik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL maddi tazminatın davalı … ve … açısından olay tarihinden davalı … yönünden ise dava tarihinden işleyecek avans faiziyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, kazaya neden olan … plakalı araca tedbir konulmasını, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;…. plakalı aracın tanzim edilen 308402913 numaralı poliçeyle sigortalı olduğunu, ZMMS’nin bir meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olması nedeniyle davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararı ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuruyla sınırlı olduğunu, meydana gelen kazadaki kusurun ve maluliyet durumunun tespiti için dosyanın ATK’ya sevkini, haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı sürücüye atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddini talep etmiştir.Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizde görülmekte olan davada tarafların tacir olmaması ve dava konusu ihtilafta ticari ilişkiden sadır olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkil …’a ait aracın kasko poliçesinin olduğu sigorta şirketiyle SGK’ya ihbarının gerektiğini, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesine müvekkil …’ın sebebiyet vermediğini ve davacının müvekkilin kırmızı ışıkta geçtiği iddiasının ispatlanmasının gerektiğini, davacının geçici işgöremezlik ve tedavi giderleri talebinin mevzuat hükümleri gereğince SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, reeskont avans faiziyle talebinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat talebi yönünden sulh sağlanmış olduğu ve dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; 35.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/04/2015’den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, somut olaya hiçbir şekilde uygun düşmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalılar … ve … vekili süre tutum dilekçesi vermiş iseler de istinaf dilekçesi vermedikleri görülmüştür. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 01/04/2015 tarihinde davalı … adına kayıtlı davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yarlanmasının mahiyeti ve %97 olan maluliyet oranı ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminatın bir miktar düşük belirlendiği, aynı kriterlere göre değerlendirme yapıldığında 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:(1)Maddi tazminat talebi yönünden sulh sağlanmış olduğu ve dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,(2)Manevi tazminat talebinin KABULÜNE; 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/04/2015’den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,(3)(Manevi tazminat istemi yönünden) Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 3.415,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 172,49 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.243,00 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,(4)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,(5)Talep gibi feragat yönünden maddi tazminata ilişkin sigorta şirketi ile davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,(6)Talep gibi feragat yönünden maddi tazminata ilişkin sigorta şirketi ile davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına, (7)Diğer davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, (8)Manevi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan; 172,49 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 300,90 TL posta, müzekkere ve tebligat masraflarından oluşan toplam 500,19 TL yargılama masrafının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,(9)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 77,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/05/2021