Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1223 E. 2021/1011 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1223
KARAR NO : 2021/1011
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI : 2015/439 Esas – 2018/959 Karar
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete ait … plakalı … marka 2009 model aracın davalı şirket nezdinde kasko sigortalı olduğunu, kasko bedelinin 397.000,00 TL olarak tespit edildiğini, … plakalı aracın 25.05.2014 tarihinde tam hasarlı olarak pert olduğunu, davalı … şirketi tarafından görevlendirilen eksperin araç bedelini 160.000,00 TL olarak tespit ettiğini, bu tutarın müvekkili tarafından fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak ve ihtirazi kaydıyla kabul edildiğini, aracın kasko bedelinin 397.000,00 TL olarak tespit edildiğini ve primlerin buna göre ödendiğini, müvekkili şirketin poliçe ile kendisine yüklenen tüm edimleri yerine getirdiğini, dava konusu otobüsün yangın tarihindeki rayiç bedeli araştırıldığında 220.000,00-280.000.00 TL arasında olduğunun tespit edildiğini, aynı şekilde sigorta poliçesi yapılırken araç bedelinin 397.000,00 TL olarak gösterildiğini ve ona göre prim ödendiğini belirterek hasar bedelinin hasar tarihine göre en az 220.000,00 TL olarak tespiti ile taraflarına ödenen 160.000,00 TL’den bakiye kalan 60,000,00 TL zararın meydana geldiği 24/08/2014 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde birleşik kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, ancak poliçenin olması demek aracın uğrayacağı hasarların her durumda karşılanacağını göstermediğini, davaya konu hasar ile ilgili müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açılarak araç üzerinde ekspertiz incelemesi yapıldığını, sigortalı aracın yanarak pert-total olduğunun tespit edildiğini, ekspertiz incelemesinde aracın hasar tarihindeki piyasa rayiç bedelinin 160.000,00 TL olduğunun belirlendiğini ve hu bedelin sigortalıya ödendiğini, davacının aracının sigorta bedelinin tamamının ödenmesi talebi kasko sigortası genel şartlarına aykırı olduğunu, sigortalı aracın kaza tarihindeki hasarsız emsalinin 2. el piyasa rayiç değerinin yani hasar anındaki gerçek değerinin karşılandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada karara esas teşkil eden bilirkişi raporlarında eksik inceleme olduğunu, son tarihli bilirkişi raporunda, internette aracın ikinci eline rastlanılmadığı beyan edilerek düşük bedel üzerinden tespit edildiğini, oysa ki 07/04/2016 tarihli rapora itiraz ederken dilekçe ekinde aracın bedellerini gösteren internet sayfaları ve icra satış muhammen bedelinin 200.000 TL olduğunu gösteren evrakları sunduklarını ancak dosya içeriğini incelemeyen bilirkişinin rapor oluştururken hangi gerekçelere dayandığını açıkça göstermeyerek gerçek bedel ile uyuşmayan bir rapor düzenlediğini, mahkemenin 160.000 TL bedelli ilk raporu 07/04/2016 tarihinde, 200.000 TL bedelli ikinci raporu 10/07/2016 tarihinde aldırdığını, davalı tarafın ikinci rapora itiraz etmediğini, HMK’nın 281 . ve ilgili maddelerine göre rapora itiraz için taraflara tanınan sürelerin kesin süreler olup hak düşürücü nitelik taşıdığını, itiraz etmeyerek kendi aleyhine olan miktarı kabul eden davalının aradan 15 ay geçtikten sonra mahkeme huzurundaki talebi ile dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, somut dayanaktan ve verilerden uzak davalı yanın kendi eksperlerinin oluşturduğu raporlara dayandırılarak hazırlanmış bilirkişi raporlarına isnad edilerek verilen kararı kabul etmediklerini, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davalının süresinde itiraz etmeyerek kabul ettiği 2. rapor (200.000 TL bedel) üzerinden değerlendirilme yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, tam hasara uğrayan davalı … şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış aracın ödenen kısım dışında bakiye ödenmeyen kısmın tazmini istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davaya konu … plakalı aracın davalı …Ş. nezdinde 03.04.2014/2015 vadeli Bileşik Kasko Poliçesi ile sigortalıdır. Aracın 25.05.2014 tarihinde yanarak pert total olması nedeniyle davalı … şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu hasar tarihinde aracın değeri 160.000,00 TL olarak belirlenmiş ve bu bedel davacı sigortalıya ödenmiştir.İlk Derece Mahkemesince davacı sigortalı tarafından aracın rayiç değerinin daha fazla olduğu iddiası ileri sürülerek dava açılmış olması nedeniyle makine mühendisi ve sigorta konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporunda, aracın trafiğe çıkış tarihinin 25.03.2009 yangın tarihinin ise 25.05.2014 olduğunu, olay anında otobüsün 5 yaşında ve şehirler arası kullanılmakta olup yatırım maliyetini çıkarmak için yoğun olarak kullanılması gerektiğini, yaşına göre kullanılmışlık oranının yüksek olduğunu, 26.04.2014 tarihli araç muayene raporunda 6 adet hafif kusurunun bulunduğunun görüldüğünü, bu kusurlar ve olay günü otobüs şoförünün ifadesinde otobüsün şanzıman arızası verdiğini belirtmesi hususlarından yola çıkarak otobüsün verimliliğini kaybettiğinin anlaşıldığını, aracın özelliklerine yakın satışa çıkarılmış otobüslerin piyasa fiyatları ve yapılan teknik değerlendirmelere göre otobüsün hasar tarihindeki rayiç değerinin 160.000,00 TL olduğunu belirlemişlerdir.Mahkemece itiraz üzerine makine mühendisi bir bilirkişiden rapor almıştır. Bilirkişi raporunda, internet üzerinden yaptığı araştırmada dava konusu aracın model marka ve tipindeki aracın ortalama değerinin kaza tarihi itibari ile 200.000,00 TL olduğunu tespit ederek bildirmiştir. Bu rapor davalı vekiline 10.08.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından itiraz dilekçesi verilmemiştir.İlk Derece Mahkemesince çelişkinin giderilmesi için alınan 3. bilirkişi raporunda, internette ve diğer yayınlarda yapılan araştırmada aynı model, aynı marka ve kilometrede 2. el araca pek rastlanmadığı, piyasada yapılan araştırma, eksper raporu, kasko bedeli, bilirkişi raporlarını birlikte değerlendirmek suretiyle dava konusu aracın hasar tarihi itibari ile piyasa rayiç değerinin ortalama 160.000,00 TL olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Bu durumda davalı vekiline HMK’nın 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalı vekilinin süresi içerisinde 2.bilirkişi raporuna itiraz etmediğinden HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmaktadır. Ancak HMK’nın 281/3 maddesine göre mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni belirleyeceği bilirkişi aracılığı ile resen tekrar inceleme yaptırabileceğinden raporlar arası çelişkinin giderilebilmesi için yeniden rapor alınmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi içtihatlarına göre değer kaybının belirlenmesinde fark kriteri esas alınmaktadır. Fark kriterine göre zarar gören aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise tamir bedelinin, ekonomik değilse; aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa rayiç bedelinde sovtaj değerinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının hesaplanarak değer kaybı belirmelidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/2972 Esas ve 2018/12903 Karar sayılı ilamı). Davacı vekili ilk bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde iki adet emsal satışa ilişkin internet çıktısı ibraz etmiş ise de emsal olarak satışlardan birinin ihale yapıldığı, ihale ile yapılan özel amaçlı satışın somut emsal olarak değerlendirilmeyeceği, diğer emsal satışın ise ilan tarihinin belli olmadığı, somut veri içermediği nazara alındığında emsal olarak alınmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 3. bilirkişi raporunda daha önce alınan iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde davacıya ait aracın değerinin piyasa araştırması ve ekspertiz rapor içeriği nazara alınarak fark kriteri yöntemine göre değer kaybının belirlenmiş olmasına göre ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun ve birbirini doğrulayan 1. ve 3. bilirkişi raporlarında belirlenen değer kaybı tazminatına ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığında, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/05/2021