Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1202 E. 2021/919 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1202
KARAR NO: 2021/919
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2017/798 Esas – 2019/52 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile 01.06.2015-01.06.2016 tarihleri arasında davalı … adına sigortalı olduğunu, sigortalı aracın 14.02.2016 tarihinde dava dışı sürücü …’in 1,80 promil alkollü olarak sevk ve idaresinde iken … plakalı araca çarpması sonucu yaralanmalı/maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğunu, bu kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan …’in sürekli maluliyete düçar olduğunu, dava konusu kazada yaralanarak sürekli olarak sakat kalan …’in müvekkil şirkete başvurusu üzerine tespit edilen 12.858,00 TL maluliyet tazminatının 20.06.2017 tarihinde müvekkil şirket tarafından vekili …’e ödendiğini, dava konusu kaza nedeniyle maddi hasara uğrayan … Tic. ve … plakalı araç hasar tazminatı olarak toplam 5.412,50 TL’nin müvekkil şirket tarafından ödendiğini, müvekkil şirketin ödediği tazminatı sigorta poliçesinin karşı âkidi olan davalı sigortalıdan rücu etme hakkına sahip bulunduğunu, davalıya yapılan müracaatlardan bir sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 12.858,00 TL’nin ödeme tarihi olan 20.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sürücünün alkollü olmasının tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektiren bir neden olmadığını, meydana gelen trafik kazasının salt alkolün etkisiyle meydana gelmiş olduğunun, alkol dışında başka etkenlerin kazaya sebebiyet vermediğinin uzman bilirkişilerce kesin olarak belirlenmesi ve bu hususun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, huzurdaki dayaya konu trafik kazasının dava dışı …’nun asli kusuru ile meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde asıl etkenin trafik kurallarının ihlali olduğunu, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde tek ve doğrudan nedenin diğer sürücünün ağır kusuru ile trafik kurallarını ihlal etmesi ve kırmızı ışıkta geçmesi olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Genel şartlar uyarınca sigortalı araç sürücüsünün yasal sınırın üzerinde alkol almış olması tek başına rücu sebebi iken yerel mahkeme tarafından alkolün kazaya münhasıran etkili olup olmadığının irdelenmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, bu yöndeki taleplerinin değerlendirilmediğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Davacı sigortacı, ZMMS kapsamında sigortalı aracın kusuru ile sebebiyet verdiği kazada yaralanan 3.şahsa ve hasar gören araç için tazminat ödedikten sonra dava dışı sürücünün alkollü olması nedeniyle zararın poliçe kapsamında olmadığını iddia ederek kendi sigortacısı olduğunu iddia ettiği davalıya karşı eldeki davayı açmıştır. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımı verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevlidir. Somut olayda, davacı … şirketine ZMMS sigortası bulunan aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı 3. kişilere ödenen tazminatın aracı kullanan sürücünün alkollü olması sebebi ile rücuen tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Sigortalı araç hususi nitelikte araçtır. Bu durumda davalı sigortalı, 6502 sayılı Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici; sigortalı ile davacı arasındaki sigorta sözleşmesi ise aynı Kanun’un 3.maddesinin l bendi gereğince tüketici işlemidir. Bu durumda uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, Tüketici Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a/3. ve 355. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/05/2021