Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1199 E. 2021/1232 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1199
KARAR NO: 2021/1232
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/04/2017
NUMARASI: 2014/1312 Esas – 2017/484 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/01/2013 tarihinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün müvekkiline çarpması sebebiyle davacıda daimi iş gücü kaybı meydana geldiğini, davalının yaptığı ödemenin yetersiz olduğunu bu nedenle bakiye daimi iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline dava öncesi başvuruda bulunulduğunu ve müvekkilinin davacıya 16/07/2013 tarihinde 130.448,00 TL ödendiğini ibraname düzenlendiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişiden davacının kaza dolayısı ile zararının ne olduğu ve yapılan ödemenin bu zararı karşılayıp karşılamadığı yönünde görüş bildirmesi istenilse de bilirkişi tarafından müvekkilinin kaza dolayısı ile oluşan, kaza tarihindeki zararı hesaplanmış ve yapılan ödemenin yetersiz olmasına karşın arada fahiş bir fark bulunmadığından bahisle güncel zarar hesabı yapılmadığını, aradaki farkın fahiş olup olmaması bilirkişinin değil mahkemenin değerlendireceği bir husus olduğunu, bilirkişinin güncel zarar hesabı yapmamasının isabetli olmadığını, bu sebeple mahkemenin talebine aykırı olarak eksik bir şekilde düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak mahkeme tarafından hüküm tesisi hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve yerel mahkeme kararında yer alan fahiş fark kriteri esas alınsa dahi, buna ilişkin olarak somut bir ölçüt bulunmadığından dolayı davacının sosyal ve ekonomik durumu nazara alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, hükmün istinaf incelemesi ile bozularak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 13/01/2013 günü plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, davacının ATK raporuna göre %42 oranında malül kaldığı, davalı Güvence Hesabı tarafından müracaat üzerine 16/07/2013 tarihinde 131.448 TL ödeme yapıldığı, 11/07/2013 tarihinde ibraname makbuz düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından ödemenin yetersiz olduğu belirtilerek dava açılmıştır. Sürücünün 6/8 kusuru üzerinden ve davacının maluliyeti de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma Ve Uygulama Hastanesi Özürlü Sağlık Raporunda belirtilen %72 oranı kabul edilerek ödemenin yapıldığı anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında sürücünün asli kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde de sürücünün %75 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece aktüerya bilirkişisinden alınan raporda bilirkişi tarafından davacının kaza tarihinde 19 yaşında olduğu, %25 kusuru olduğu ve maluliyetinin %42 olduğu göz önüne alınarak PMF yaşam tablosuna göre 60 yaş sınırı aktif yaşam süresinin sonu baz alınmak suretiyle ödeme tarihindeki koşullara göre yapılan hesaplamada ödenmesi gereken miktarın 140.868,97 TL olduğu bunun ödenen miktarın %7 eksiği olduğu ödemenin yetersiz olmadığı raporu verilmiş güncel verilere göre hesap yapılmamış, bu rapora dayanılarak davanın reddi kararı verilmiştir. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Bu kapsamda bakiye 9.420,97 TL’nin Karayolları Trafik Kanunun 111/2 gereğince yetersiz veya fahiş fark olarak kabul edilemeyeceği, yapılan ödemenin orantısız olmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi tarafından davacı zararının yapılan ödeme ile karşılandığı ve ibranamenin geçerli olduğunun kabulü gerektiğinden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/06/2021