Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1169 E. 2021/1072 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/1169
KARAR NO : 2021/1072
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/10/2018
NUMARASI : 2015/1165 Esas 2018/987 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; 07/01/2014 tarihinde davalı … Sigortaya ZMMS poliçesi ile sigortalı davalı …’e ait davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı … plakalı aracın davalı sürücü …’ün yönetiminde iken Yenibosna Petrol Ofisi yakıt istasyonu girişinde … çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/43 Esas sayılı dosyasından yapılan keşifte sürücü …’ün 1. derecede tam kusurlu olduğu, kazaya karışan aracın maliki ve işleteni sıfatıyla davalı …’in toplu taşıma yetkisi ve kazaya karışan özel halk otobüsünün denetleme sorumluluğu nedeniyle İETT Genel Müdürlüğünün kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sıfatıyla … A.Ş’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, her bir müvekkili için 50.000 TL olmak üzere 150.000 TL manevi tazminatın müvekkillerinin uğradığı maddi zarar nedeniyle 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sürücü … cevap dilekçesinde; maktülün bakmakla yükümlü olduğu kimse olmadığını, davacılar asgari ücretle çalışan olup makdülden menfaat sağlayamayacaklarını, destekten yoksun kalma ve maddi tazminatın söz konusu olamayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya karşı cevabında müvekkilinin çalışanı olan sürücü …’ün ehliyet sahibi olup gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olduğunu, sürücünün müteveffayı görememesinin nedenlerinden birisinin müteveffanın kısa boylu oluşu olduğunu, meydana gelen zarardan sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü davaya karşı cevabında kazaya karışan aracın kurum tarafından işletilen bir araç olmadığını, zamanaşımı, görev, yetki itirazında bulunduklarını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili davaya karşı cevabında müvekkili şirketin sorumluluğunun araç işletenin sorumluluğu ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının müteferrik kusurunun bulunduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Maddi tazminat talebinin reddine, her bir davacı için 15.000 TL manevi tazminatın davalılar …, … ve İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … vekili, davalı İETT vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla hesaplanmış olduğunu, davacıların 51 yaşındaki annelerini kaybetmiş olduğundan destekten yoksun kaldıklarının şüphesiz olduğunu, manevi tazminat tutarının olayın oluş şekli ve kazayı gerçekleştirenin kusur durumunun değerlendirerek daha fazla olması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın hüküm kısmında müvekkil şirket aleyhine ne maddi ne de manevi tazminat bakımından karşı vekalete hükmedilmediğini, dosyayı vekaleten takip etmiş olmalarına rağmen lehlerine karşı vekalet hükmedilmemesinin hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı İETT vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, kazanın gerçekleştiği iddia edilen… plakalı aracın İETT’ye ait bir araç olmadığını, söz konusu aracın özel halk otobüsü olduğunun tespit edildiğini, davanın özel halk otobüsü malik ve işletenine yönlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıların maddi ve manevi herhangi bir tazminat talebinden sorumlu olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur yönünden ceza dosyasındaki bilirkişi raporu ile yetinip dosyayı kusur yönünden yeniden bilirkişiye göndermeden karar tesis etmesinin hukuku aykırı olduğunu, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya Dairemize gönderildikten sonra istinaf talep eden davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf talebinden feragat ettiklerine ilişkin ayrı ayrı dilekçe verilmiştir.Davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilinin istinaftan feragat yetkisini içere vekiline ait özel yetki barındıran vekaletnamenin dosyada bulunduğu görülmüştür.HMK’nın 349/2. maddesine göre istinaf başvurusu yapıldıktan ve dosya istinaf incelemesi için gönderildikten sonra istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilirse Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilir.Bu nedenlerle, dosyanın istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu yukarıda açıklandığı şekilde Davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilini istinaf başvurusundan feragat etmiş olması nedeniyle Davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davalı İETT vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. Kaza tarihi olan 07/01/2014 tarihi dava tarihi olan 22/12/2015 tarihi dikkate alındığında 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığından davalı İETT vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.2918 sayılı Kanun’un 85. maddesinde araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş, işletenin ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı belirtilmiştir.Somut olayda davalı İETT her ne kadar özel halk otobüsünün maliki olmasa da özel halk otobüsleri tamamen bağımsız değil, davalı İEET’nin denetim ve kontrolündedir.Bu nedenlerle davalı İETT’nin halk otobüsünün sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve otobüsün maliki ile birlikte işleten sıfatı ile sorumlu olacağı gözetilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/5513 Esas, 2019/1755 Karar).TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarlarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır.Açıklanan nedenlerle; davalı İETT vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Anonim Şirketi vekilinin dosyanın istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu sırada istinaf başvurusundan feragat etmiş olması nedeniyle istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı İETT vekilinin tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle REDDİNE, 3- İstinaf talep eden davalı İETT yönünden Harçlar Yasasına göre alınması gerekli 1.024,65 TL karar harcından peşin yatırılan 256,16 TL’nin mahsubu ile kalan 768,49 TL’nin davalı İETT’den tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,4-İstinaf talep eden davalıların istinaf başvuruları nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, artan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 5- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/06/2021