Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1151 E. 2021/823 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1151
KARAR NO: 2021/823
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/11/2018
NUMARASI: 2015/1027 Esas – 2018/1139 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müteveffa … yolcu konumunda olduğu … plaka sayılı yolcu otobüsünün 14/06/2015 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … Romörk – … plakalı tankerin arka kısmına vurması neticesinde … vefat ettiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacılar anne, baba ve kardeşleri için toplamda 1.000,00 TL maddi, 120.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, olay tarihinden işleyecek avans faizi tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 130.730,04 TL’ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın şehirler arası yolculuk esnasında gerçekleştiğinin ispatının gerektiğini, sigorta poliçesinin sadece biletli yolcuyu kapsadığını, yolcunun biletinin bulunmadığını, yolcuların arkadaş olması sebebiyle yolculuğun gezi amaçlı olduğunun anlaşıldığını, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklanmadığını, ticari iş niteliğinde olmadığını, davacı vekilinin avans faizi talebinin bu nedenle yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir…. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin dava konusu olayın gerçekleştiği yer olan Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkillerinin olayda kusurlarının bulunmadığını, müteveffa kişinin kazaya sebebiyet veren araçta muavin/şoför olarak çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacıların maddi tazminat davasının kabulü ile; A-Davacı … bakımından 67.471,11 TL’nin dava tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,B-Davacı … bakımından 63.258,93 TL’nin dava tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,2-Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; Davacı … ve … için ayrı ayrı 6.000,00 TL, davacı …, …, …, … için ayrı ayrı 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bilirkişi tarafından %100 kusur oranı üzerinden hesaplama yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğunun belirtilmesine rağmen %100 kusur oranı üzerinden hüküm kurulduğunu, mahkemece %20 kusurlu olan aracın sigortasını tanzim eden kurumun kim olduğu, bu kurum tarafından davacıya kendi kusurlarına yönelik olarak herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmaksızın hüküm kurulduğunu, sürücünün kusurundan fazla olarak müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiğini, davacının kusur açısından müteselsil sorumluluk hükümlerine dayanmadığını, yalnızca sigortalı araç sürücüsü ve işleteni ile müvekkili şirket sürücüsünün kusuru kadar müteselsil sorumlu tutulduğunu, kazanın şehirler arası yolda gerçekleştiğinin ispatı gerektiğini, dava konusu olayda, davacının şehirler arası yolcu biletli taşınan bir yolcu olmadığını, olay yeri inceleme raporunda müteveffanın muavin olduğunu, ön tarafta araç sürücüsünün yanındaki koltukta oturduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla yolculuğunu biletle yapmadığını, Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası genel şartlarına göre şehirlerarası yolcu bileti bulunmayan kişilerin uğrayacağı zararların poliçe kapsamı dışında olduğunu, avans faiz uygulanmayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 14/06/2015 tarihinde … plaka sayılı yolcu otobüsü ile davalı … sevk ve idaresindeki … römork – … plakalı tankerin arka kısmına vurması neticesinde otobüste yolcu olan davacıların desteği … vefat ettiği, vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile … plaka nolu aracın müvekkili nezdinde 02/06/2015 – 2016 tarihleri arasında, … nolu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu beyan etmiştir. Davalı Sigorta Şirketince sunulan cevap dilekçesinde müteveffanın muavin olduğu iddia edilmemiş, biletsiz yolcu olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemece yapılan ön inceleme oturumunda “murisinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı otobüs ile” saptaması yapılmış, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 18/09/2018 tarih, 2018/1371Esas ve 2457 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddedildiği Mardin 1. ACM. 2017/252 E. 2018/43 K sayılı ilamında da müteveffanın otobüste yolcu olduğuna ilişkin belirtme yapılmıştır. Davalı sigorta şirketince müteveffanın biletsiz yolcu olduğu yönündeki iddia da ispat edilememiş olmakla ve kazanın Cizre Nusaybin arasındaki karayolunda meydana gelmiş olmasına göre bu hususlara değinen istinaf talepleri yerinde değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddesinde müteselsil sorumluluk halinde alacaklının, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebileceği, borcun tamamı ödeninceye kadar borçluların sorumluluğunun devam edeceği hüküm altına alınmıştır. Yine TBK’nın 166. maddesinde ise borçlulardan birinin, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olacağı belirtilmiştir.Somut uyuşmazlıkta; Dava dilekçesi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsil talep edilmiş olup, davalı sigorta şirketi … plaka nolu aracın 02/06/2015 – 2016 tarihleri arasında, … nolu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalayan olduğuna göre, doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Müteveffa çift taraflı kaza yapan sigortalı araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla kusur oranları da yolcu olan müteveffa için sonuca etkili değildir. Bu hususlara değinen istinaf talepleri yerinde değildir.Kazaya karışan araç otobüs olduğundan, davanın kabulüne karar verilmiş olmakla avans faize hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından faize yönelik, ayrıca 01/12/2018 tarihiyle sistemde de kayıtlı olan cevap ile davacı tarafın başvurusu sonucu hasar dosyası oluşturulduğu ancak ödeme yapılmadığı bildirilmiş olmakla, bu yönde araştırma yapılmaksızın hüküm kurulduğuna yönelik davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle; Davalı …Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı …Şirketi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 10.979,47 TL harçtan peşin alınan 2.745,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.234,47 TL harcın davalı … Şirketi’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/04/2021