Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1143 E. 2021/1007 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1143
KARAR NO: 2021/1007
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI : 2016/886 Esas – 2018/1294 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİH: 28/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; 09/11/2015 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı yolcu otobüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek devrilmesi sonucu içinde yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği … vefat ettiğini, işbu trafik kazası müvekkillerden … eşi ve küçük …’ün annesi olan … vefatına sebep olduğundan davalı … şirketinden ve ayrıca işleten konumundaki otobüs firmasından uğranılan zararlara karşılık fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduklarını belirterek dava 6100 sayılı Yasanın 107.maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açılmış bulunmakla maddi tazminat miktarının mahkemece yapılacak inceleme ve bilirkişi tespitinden sonra belirlenmesini, davacı eş … için 10.000 TL, annelerini kaybeden diğer davalılar için ayrı ayrı 3.000’er TL olmak üzere toplamda 34.000 TL manevi tazminatın davalı … Tic. A.Ş.’ den haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada müvekkili şirketin bir kusurunun bulunmadığını, davacıların manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, Osmancık CBS’nın 2015/1406 Sor. sayılı dosyasıyla görülmekte olan ceza davasının bekletici mesele yapılmasını, … ve … Sigorta’ya davanın ihbarına karar verilmesini beyanla davanın reddini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından … no’lu poliçe ile sigortalandığını, davacının tazminat talebi nedeniyle 30/12/2015 tarihinde 67.377,37-TL ödeme yapıldığını ve yapılan ödeme gereği müvekkili şirketin sorumluluğunu yerine getirmesi nedeniyle haklarında davanın reddine karar verilmesini, husumet itirazlarının kabulü ile yapılan taşımanın şehiriçi olması ve 100 kilometreden az olması nedeniyle sigorta genel şartları gereği davanın kendileri yönünden reddine karar verilmesini, bileti bulunmayan yolcunun poliçe teminatı dışında kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davacılar … ve … yönünden maddi tazminat isteminin kabulü ile; … yönünden takdir olunan 31.302,32-TL ve … yönünden takdir olunan 8.816,10-TL olmak üzere toplam 40.118,42-TL maddi tazminatın davalı …. A.Ş. Yönünden kaza tarihi olan 09/11/2015, diğer davalı … Şti. Yönünden 10/12/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacılara verilmesine,Manevi tazminat isteminin kabulü ile;Davacı … için 10.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL,Davacı … için 3.000,00-TL olmak üzere toplam 34.000,00-TL manevi tazminatın 09/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …. A.Ş.’den alınarak adı geçen davacılara verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Tic. A.Ş. ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece 2 kişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, meydana gelen kazada kullanılan … plakalı otobüsün, müvekkili şirkete ait olmakla birlikte … uzun dönem kira sözleşmesiyle kiralandığını, kira sözleşmesinin geçerli olduğu süreler boyunca aracın fiili kullanımının tamamen kiracıya ait olup aynı zamanda personelin de kiracı tarafından istihdam edildiğini, sözleşmenin 7. maddesinin e. Bendi gereğince otobüs şoförüne yüklenilen kusurdan müvekkili şirketin değil, aracın fiili yöneticisi ve şoförün işvereni konumunda olan kiracının sorumlu olduğunu, bu nedenle şoförün müvekkili şirketin personeli olmaması ve meydana gelen kazada aracın fiili işleteninin müvekkil şirket olmaması sebebiyle müvekkili şirketin söz konusu kazada herhangi bir kusuru bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tüm ceza dosyası belgeleri, ifade tutanakları vs. celp edilerek dosyada Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi aracılığıyla kusur incelemesi yapılması gerekirken kazanın tek araçlı olmasına dayanılarak kusur incelemesi yapılmadığını, kusuru kabul etmemekle birlikte müvekkili şirketin yalnızca işletenin kazaya sebebiyet verdiği kusur oranında sorumlu olduğunu, yaya yahut yolcu olsa dahi, aracın kusursuz olabileceği dikkate alınarak her halükarda kusur incelemesi yapılması gerektiği, bir an için iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, müteveffanın iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılması gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 09/11/2015 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı şehirler arası yolcu taşımacılığı yapan otobüs ile Osmancık istikametinden Tosya istikametine seyir halinde iken olay yerine geldiğinde aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek şarampole savrulması ve sağ yan kısmı üzerine devrilmesi ile meydana gelen trafik kazasında otobüste yolcu olarak bulunan davacıların desteği … vefat ettiği, vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği; Kazaya karışan otobüsün … A.Ş nezdinde 07/10/2015- 07/10/2016 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.Kaza tespit tutanağında sürücünün kusurlu olduğu belirlenmiş, sürücü dışında kusur belirlemesi yapılmamıştır. Osmancık Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlık soruşturması aşamasında Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır. Raporda sürücünün asli kusurlu olduğu belirlenmiş başka kusur belirlemesinde bulunulmamıştır.Mahkemece her ne kadar kusur yönünden rapor alınmamış ise de desteğin kazaya karışan … plakalı araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla kusurun tespiti yolcu olan destek için sonuca etkili etkili değildir. Kaldı ki hükme esas alınan hazırlık soruşturması sırasında Ankara ATK dan alınan kusur raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu, kaza tespit tutanağı ile örtüştüğü nazara alındığında, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından kusura yönelik istinaf itirazının yerinde değildir. Mahkemece hesaplama için seçilen bilirkişi heyeti iki kişiden oluşuyor ise de her bilirkişinin alanının farklı olduğu, bilirkişilerin tek raporda kendi alanları ile ilgili rapor düzenlediği anlaşıldığından Mahkemece bu rapor esas alınarak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında müteveffanın emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması, başkaca bir müterafik kusur gerektiren halde ispat edilememiş olması nedeni ile müterafik kusura yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı).Davacıların desteği olan … davalı … Tic. A.Ş. adına kesilen bilet ile kaza yapan otobüste yolcu olduğundan işleten sıfatıyla davacılara karşı müteselsilen sorumludur. Aracın bir başkası tarafından işletilmesi, sürücünün kendi çalışanı olmaması da bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Bu nedenle Mahkemece davalı … Tic. A.Ş. yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, yolcu olan müteveffanın kusursuz olması ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen istinaf itirazının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı … A.Ş vekili ve davalı … Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … A.Ş vekili ve davalı …Tic. A.Ş vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a) Davalı … A.Ş. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.740,48 TL harçtan peşin alınan (44,40+1221,49) 1.265,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.474,59 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,b) Davalı … Tic. A.Ş yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.063,02 TL harçtan peşin alınan (44,40+1221,49) 1.265,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.797,13 TL harcın davalı … Tic. A.Ş’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/05/2021