Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1109 E. 2021/798 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1109
KARAR NO: 2021/798
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİH: 25/12/2018
NUMARASI: 2016/183 Esas – 2018/974 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; 11/07/2015 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Batman istikametinden Yeni Sanayi Kavşağına seyir halindeyken dönel kavşaktan ada etrafında dönmeden sola tersten sanayi istikametine dönüş yaptığı esnada müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçların çarpışmaları sonucu meydana gelen çift taraflı yaralamalı trafik kazası nedeniyle müvekkilinin ciddi oranda kalıcı sakatlığa duçar olduğunu, kazanın gerçekleşmesinde … ve … plaka sayılı araçların sürücüleri tazminatı gerektirir derecede kusurlu olduğunu, kusurlu olan … plaka sayılı ZMSS poliçe şirketinin … A.Ş olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalarak müvekkili için iş göremezlikten ileri gelen 100 TL geçici işgöremezlik, 100 TL kalıcı işgöremezlik olmak üzere toplam 200 TL’nin … A.Ş’den ve 100 TL geçici işgöremezlik ile 100 TL kalıcı işgöremezlik olmak üzere toplam 200 TL’nini … A.Ş’den olmak üzere toplam 400 TL maddi tazminatın kaza tarihinden, aksi halde dava tarihinden başlayarak işleyecek ticari faiziyle veya yasal faiziyle birlikte davalılardan tazmin ve tahsilini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; Sigortalı araç sürücü kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu nedeniyle poliçe sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil şirkete ihbar yapılarak temerrüde düşürülmediğini, usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından ve temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini, olay haksız fiilden kaynaklanmakta olup, avans faizi talebinin reddi ile yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; dava yetkili mahkemede açılmadığını, dosyanın davalının yerleşim yeri İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun kusur nispeti oranında olduğunu ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle kusur durumu tespiti gerektiğini, hatır taşımasının araştırılması gerektiğini, hükmedilmesi gereken faiz yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının, davalı … A.Ş’ye karşı açtığı davanın feragat nedeniyle reddine,davacının, davalı … A.Ş’ye karşı açtığı davanın kabulü ile; 10.147,24 TL maddi tazminatın 17/09/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararda ciddi hata yapıldığını, … A.Ş. yönünden verilen kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, dosya kapsamında alınan 02/08/2018 tarihli hesap raporunda müvekkilinin uzman çavuş olduğunun bildirildiğini ancak hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapıldığını, bu konudaki itirazlarının dinlenmediğini ve reddedildiğini, raporun taraflarına 28/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, rapora itirazlarını 27/08/2018 tarihinde UYAP üzerinden sunduklarını, rapora itirazlarının süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verildiği değerlendirilmesinin yapıldığını, öne sürdükleri itirazların çok ciddi hak kayıplarına sebep olacak bir hataya ilişkin olduğunu, kararda taraflarınca ıslah yapıldığını, bunun raporu kabul ettiklerini gösterdiğini ve davalılar yönünden kazanılmış bir hak niteliği oluşturduğunun belirtildiğini, bunun hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak niteliğinde olduğunu, yargılama kapsamında ayrı ayrı birer kere olmak üzere bedel arttırım ve ıslah yapma haklarının saklı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 11.07.2015 tarihinde davacının yolcu konumunda bulunduğu … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı otomobil ile … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talep edildiği, … plaka sayılı araç … A.Ş.’ye, … plakalı araç ise davalı …A.Ş.’ye kaza tarihini kapsar şekilde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dava dilekçesinde davacının mesleğinin uzman çavuş olduğu belirtilmiş buna ilişkin maaş bordrosunun istenilmesi talep edilmiş olmasına rağmen bilirkişi hesap raporunda dosyada başka evrak bulunmadığından asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması doğru olmamıştır.Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK’nun 176. maddesinde ıslah; “taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir” olarak tanımlanmıştır.Mahkemece hükme esas alınan hesap ve kusura ilişkin bilirkişi heyet raporu 06/08/2018 tarihli alındı belgesi ile Uyap Bilişim Sistemine kaydedildiği, davacı vekilince 07/08/2018 tarihinde bulunduğu yer mahkemesi aracılığıyla bedel arttırım dilekçesi ile talebini rapor doğrultusunda arttırdığı ve aynı gün ıslah harcını yatırmış olduğu, ıslah dilekçesinin davalılara 06-10/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Bilirkişi heyet raporunun davacı tarafa 28/08/2018 tarihinde ihtarlı tebliğ edildiği, davacı vekilince uyap üzerinden 16/08/2018 tarihinde evrak oluşturulduğu ilgili katip tarafından 27/08/2018 tarihinde açıldığı ve yazdırıldığı, istinaf dilekçesinde de 27/08/2018 tarihinde rapora itiraz ettiğinin belirtildiğine göre davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı süresindedir.Mahkeme gerekçeli kararında “….Her ne kadar davacı ıslah dilekçesinden sonra, hesap raporuna itirazla davacı asilin uzman çavuş olduğunu, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini beyan ederek yeniden hesap bilirkişisinden rapor tanzimini talep etmiş ise de davacının 02/08/2018 tarihli hesap raporuna süresi içerisinde itiraz etmediği gibi bu hesaba dayanarak davasını ıslah ettiği, bu durumda asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamanın davalı açısından usuli kazanılmış hak teşkil ettiği anlaşılmakla bu yöndeki itiraza iştirak edilmemiş” diyerek rapor doğrultusunda karar vermiştir.Oysa davacı vekili bilirkişi raporuna süresinde itiraz ettiği kaldı ki dava dilekçesinde dahi davacının uzman çavuş olduğunu belirttiği nazara alındığında İlk Derece Mahkemesinin asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamanın davalı açısından usuli kazanılmış hak teşkil ettiğine yönelik kabulü doğru değildir. Davacı davasını kısmi dava olarak açtığından ikinci ıslahın yapılması mümkün olmamakla birlikte davacının ek dava açma hakkı bulunduğu gözetildiğinde, davacının mesleğinin uzman çavuş olduğundan gerçek ücreti üzerinden ek rapor alınmasında hukuki yararı olduğundan ek rapor alınmaksızın karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2021