Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1099 E. 2021/796 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1099
KARAR NO: 2021/796
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
NUMARASI : 2016/1048 Esas 2018/1285 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı sigorta şirketine … numaralı ZMM poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın 25.06.2016 tarihinde, sürücüsü dava dışı …. sevk ve idaresindeyken asli kusurlu olarak, o sırada yolda yaya olarak bulunan davacıya çarpması neticesinde sürekli sakat kalmasına sebep olduğunu, tedavi süresince çalışamadığını, davalı sigorta şirketine 31.08.2016 tarihinde başvurulmuş olmasına karşın olumlu cevap alınamaması nedeni ile iş bu davanın ikame edildiğini belirterek, fazlaya dair haklan saklı kalmak kaydı ile şimdilik davalı sigorta şirketi poliçe limitleri dahilinde geçici ve sürekli sakatlık tazminatı olarak toplam 1.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin dava dilekçesine cevabında; husumet ve zamanaşımı itirazlarında bulunduklarını, davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulabilmesi için kusurunun tespit edilmesi gerektiği aynca Adli Tıp Kurumundan heyet raporu ile davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, davacının maluliyetinin tespiti halinde ise gelir durumu kesin delillerle ispatlanmasının ve sürekli ve düzenli olmasının gerektiğini, davacının davadan önce yeterli bilgi ve belge ile ihbarda bulunmadığını ancak dava tarihi itibariyle yasal faize talep edilebileceğini beyan ederek, davanın kazanın oluşumunda davacının tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın KABULÜ ile 38.882,16 TL maluliyet tazminatı, 342,95 TL si geçici kazanç kaybı olmak üzere toplam 39.225,11 TL tazminatın kaza tarihi itibariyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hüküm gerekçesiz bir biçimde kurulduğundan bozulması gerektiğini, dosyada kusur durumuna ilişkin teknik bilirkişi raporu bulunmayıp Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti vasıtasıyla rapor alınması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebilecek olup ıslahın mevcut olduğu durumlarda ıslah edilen kısım bakımından faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinden mahkeme tarafından kurulan faiz başlangıcı ile ilgili hükmün hukuka aykırı olduğunu, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kaza nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağı ile mahkemece aldırılan kusur-aktüer bilirkişi heyet raporundaki davacı ve davalıya sigortalı motor sürücüsünün kural ihlallerinin tespiti (davacı yaya KTK 68.maddesini ihlal ile%75, davalı sigortalı sürücü 52/b maddesini ihlal ile %25 oranında kusurlu) birbirini teyit ettiği olayın oluşuna uygun olduğu olduğu ayrıca Karayolları Fen Heyetinden kusur raporu alınmasının zorunlu olduğuna dair düzenleme bulunmadığı nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı; Mahkeme kararı gerekçe içerdiğinden gerekçeli kararının sözde gerekçeli olduğu istinaf itirazı yerinde değildir. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 89 ve 66/1-e maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 8 yıldır. Kaza tarihi olan 25.06.2016 tarihi ile dava tarihi olan 26/09/2016 tarihi dikkate alındığında 8 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığından davalı vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde bu tarihte, eğer davadan önce ihbar yoksa en erken dava tarihinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davacı tarafından davalıya dava öncesinde başvuruda bulunulduğu, ihbar dilekçesinin 31.08.2016 tarihinde ulaştığı nazara alındığında 8 gün iş günü süresinin bitim tarihi olan 12.09.2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıcının kaza tarihi olarak belirlenmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ileYukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın KABULÜ ile 38.882,16 TL maluliyet tazminatı, 342,95 TL si geçici kazanç kaybı olmak üzere toplam 39.225,11 TL tazminatın 12.09.2016 tarihinden itibaren davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,2- Alınması gereken 2.679,47 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 29,20 peşin harç ve 131,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 160,20 TL harcın mahsubu ile 2.519,27 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,3- Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL toplam harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk dava masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 586,00 tebligat-müzekkere ve talimat gideri, 1.200,00 TL Adli Tıp faturası olmak üzere toplam 3.419,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 4.665,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı …A.Ş. vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı … A.Ş. tarafından yapılan 24,38 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş.’ye verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2021