Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1096 E. 2021/634 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1096
KARAR NO: 2021/634
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
NUMARASI: 2017/1100 Esas – 2019/57 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik kazası nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı nezdinde 17/07/2017 kaza tarihini kapsayan 30/03/2017-2018 tarihleri arasında geçerli … poliçe numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu olarak tek taraflı sebebiyet verdiği kaza neticesinde davacı müvekkillerinin yolcu konumundaki 07/09/2009 doğum tarihli müşterek çocuğu …’nin vefat ettiğini, davacı müvekkillerinin haketmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatının tazmini için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, işbu başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından 20/12/2017 tarihinde 70.787,00 TL ödeme yapıldığını, söz konusu ödemeden eksik kalan miktarın tazmini sebebiyle huzurdaki işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 46.178,84 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahis geçen kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili nezdinde 27/03/2017-2018 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçe ile sigortalı olduğunu, poliçe limitinin kişi başı 330.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, bu nedenle dosyanın İstanbul ATK’ya gönderilmesi ile kusur hususunda rapor alınması gerektiğini, müteveffanın traktörün kasasında can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde yolculuk ettiğini, bu nedenle müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, dava öncesinde dava konusu kaza sebebi ile müvekkili şirkete başvurulduğunu, müvekkili şirket tarafından … numaralı hasar dosyasının açıldığını, 20/12/2017 tarihinde davacı anne için 37.556,62 TL, davacı baba için 33.201,91 TL olmak üzere toplam 70.797,00 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile davacı … yönünden 16.148,09 TL, davacı … yönünden 30.039,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müterafik kusur itirazları dikkate alınmaksızın karar verilmesinin Yargıtay içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini, müteveffanın traktörün kasasında can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde traktörün içerisinde yolculuk ettiğini, kaza tespit tutanağı ile istiap haddinin aşılmış olması ile kazanın meydana gelmesi arasında nedensellik bağı olduğunun sabit olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılarak hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 17/07/2017 tarihinde davalıya zmms ile sigortalı, dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı traktör ve bağlı römorkun karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde yolcu konumundaki davacıların küçük çocuğunun vefat ettiği, anne ve babası olan davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir. Somut olayda, kazaya neden olan araç, traktör olup yolcu taşımaya uygun olmadığı ve römork takılı olduğu savunmasında bulunulmuş ve müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmiştir. Desteğin traktörde yolcu olduğu anlaşılmaktadır. Traktör ve römorku yolcu taşımaya müsait olmayan araçlar olup ancak karayolları trafik yönetmeliğine göre belli şartlarda belli sayıda yolcu taşımasına izin verilmektedir. Kaza nedeniyle ceza yargılamasında traktör üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde römorkun yük taşımak için kullanıldığı, kaza tespit tutanağında 10 yolcu bulunduğunun yazıldığı taraflarca desteğin traktörün römork kısmında yolculuk yaptığı belirtilmiştir. Bu durumda desteğin traktör ve römorku yolcu taşımaya müsait olmayan araçta yolcu olduğu anlaşılmakla müterafik kusurunun bulunduğu gözetilerek her bir davacı için ayrı ayrı belirlenen tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmamış olması doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016 /18287 Esas – 2019/7224 Karar sayılı ilamı). Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek hesaplanan tazminattan sırasıyla kusur oranına göre tazminat belirlenmiş, ödeme düşüldükten sonra kalan kısımdan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması sonucu davacı … için 12.918,47 TL, … 24.031,80 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; Müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderlerinin hesabında nazara alınmamış ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın KABULÜ ile davacı … yönünden 12.918,47 TL, davacı … yönünden 24.031,80 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Karar ve ilam harcı 2.524,00 TL’den peşin alınan 820,40 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 1.703,60 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacılar tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 150,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 750,00 TL yargılama gideri ile 851,80 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 4-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.543,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 18,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/04/2021