Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1092 E. 2021/820 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1092
KARAR NO: 2021/820
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/11/2018
NUMARASI: 2015/280 Esas – 2018/1014 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.08.2010 tarihinde sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonetin karıştığı tek taraflı kazada, kamyonette yolcu olarak bulunan davacı …’in sürekli sakat kalacak şekilde yaralandığını, … plakalı kamyonetin ZMS (Trafik) Sigortası Poliçesi bulunmadığını açıklayarak, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 1.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının kaza tarihi 28.08.2010 itibariyle avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 175.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiğini, hatır ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, temerrüde düşürülmediklerini, avans faizi istenemeyeceği açıklayarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile; 175.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarih olan 17/03/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ATK İzmir Şube Müdürlüğü’nce tanzim edilen 24/12/2015 tarihli raporda davacının % 41,20 oranında sürekli malul kaldığının tespit edildiğini, taraflarına tebliğ edilmeyen ve mahkemece aldırılan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nce tanzim edilen 11/04/2017 tarihli raporda ise maluliyet oranının % 92 olarak tespit edildiğini, mahkemenin tebliğ edilmeyerek itiraz haklarının elinden alındığı bu raporu esas alarak hüküm kurduğunu, maluliyet raporları arasındaki fahiş çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, yargılamada maluliyet oranı olarak %92 oranı üzerinden hesaplama yapılmasının tazminatın da bir hayli yüksek çıkmasına sebebiyet verdiğini ve mahkemece müvekkili kurum aleyhine teminat limiti üzerinde hüküm tesis edildiğini, maluliyet oranının tespitindeki bu hatanın tazminatın da yanlış hesaplanmasına sebebiyet verdiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava; 28.08.2010 tarihinde dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonetin karıştığı tek taraflı kazada kamyonette yolcu olarak bulunan davacının yaralanmasına bağlı olarak maddi tazminat istemine yöneliktir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı tarafa tebliği konusunda 02/02/2018 tarihli oturumda ara karar oluşturulmuş ise de 09/02/2018 tarihinde davalıya tebliğ edilen raporun tebligat üzerindeki şerhe göre “24/12/2015” tarihli rapor olduğu, 11/04/2017 tarihli raporun tebliği işleminin yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunu taraflara tebliği ile beyan ve itiraz hakkı tanınmamış olması adil yargılanma hakkı kapsamındaki hukuki dinlenilme hakkına (HMK m. 27) aykırılık oluşturmuştur. Ancak bahsi geçen rapor devamında alınan aktüer raporun davalıya tebliği devamında davalı vekilince sunulan 23/10/2018 tarihli itiraz dilekçesinde, hükme esas alınan maluliyet raporuna da itiraz edilmiş ve “Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırmasına” göre rapor alınması gerektiği beyan edilmiş, mahkemece karar oturumunda davalı vekilinin talebinin reddiyle hüküm kurulmuştur. Bu şekliyle rapora itiraz edilmiş ve itiraz ara kararla karşılanmış olmakla usulü eksiklik giderilmiş olduğundan, bu hususa değinen istinaf itirazı da yerinde değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları). Dosyada iki ayrı maluliyet raporu aldırılmış; 24/12/2015 tarihli ATK izmir Karşıyaka Şube Müdürlüğü raporu Adli Tıp Uzmanı … tarafından düzenlenmiş olup, hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda bir belirtme içermemektedir. Rapor ile meslekte kazanma gücünde % 41,2 oranında kayıp ve iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, ilk üç ay boyunca bakım ihtiyacı olduğu görüşü açıklanmıştır. 11/04/2017 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nce tanzim edilen adli sağlık kurulu raporu, Adli Tıp Anabilim dalı başkanı ve iki anabilim dalı üyesince imzalanmış olup, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre birden fazla yaralanması neticesi Bazalt Formülü uygulanarak, meslekte kazanma gücünde azalma oranı % 89,9, sonuç olarak şahsın olay tarihindeki yaşına göre % 92 ve bugünkü yaşına göre % 93 olarak bulunmuş, tıbbi iyileşme süresinin 18 ay olarak kabulü, ilk üç ay boyunca bakım ihtiyacı olduğu görüşü açıklanmıştır. Hükme esas alınan 11/04/2017 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nce tanzim edilen adli sağlık kurulu raporu, doğru yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olup, 24/12/2015 tarihli ATK izmir Karşıyaka Şube Müdürlüğü raporunun ise tek doktor tarafından düzenlenmiş olduğu gibi hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda bir belirtme içermediğinden raporlar arasında çelişkiden bahsedilemeyecektir. Ancak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nce tanzim edilen raporda, yaralının bugünkü yaşına ve olay tarihindeki yaşına denmek suretiyle ulaşılan sonuç oranlar karışık olup net değildir. Bu açıdan ATK dan maluliyet oranı açısından net oran bildirir rapor alınmadan karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve tespit edilecek maluliyet oranına göre ilk rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/04/2021