Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1067 E. 2021/748 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1067
KARAR NO: 2021/748
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2015/1256 Esas – 2019/56 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 21/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalı sigorta şirketine ZMM poliçesiyle sigortalı .. plaka sayılı aracın 14/04/2007 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken asli ve tam kusurlu olarak sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu çift taraflı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sırasında … plakalı sayılı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve %27 oranında sürekli sakat kaldığını, müvekkilinin sürekli sakatlık sebebiyle geçimini sağlamakta zorlandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için sürekli sakatlık tazminatı olarak 1.000,00-TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davacının iddia olunan trafik kazası sonrasında müvekkil sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde müvekkil sigorta şirketi davacı yan için yapılan aktüerya hesabı neticesinde davadan önce 27.08.2013 tarihinde ibra ile 16.662,00-TL tutarındaki ödemenin davacıya ödendiğini, müvekkil şirket tarafından yapılan ödeme nedeni ile de müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu kalmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, müvekkil sigorta şirketinin dava konu edilen olayda temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kabulü ile, 43.338,00-TL nin temerrüt tarihi olan 27/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat miktarının yüksek olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, müvekkil sigorta şirketi tarafından alınan medikal raporda tespit edilen psikolojik bozuklukların kaza ile illiyeti olmadığını, bu durumun zaten ispatlanmadığını, Adli Tıp 3.ihtisas Kurulundan kaza ile illiyet bağının kurulabilmesi açısından gerçek maluliyetin tespiti gerekirken bu hususa riayet edilmeden dosyanın karara çıkartıldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/12953 Esas ve 2019/5180 Karar sayılı kararı). Somut olayda davacı vekilince dosyaya sunulan Ege Üniversitesi Tıp Hastanesi Adli Sağlık Kurulunun 20/10/2017 tarihli raporunda; davacının travma sonrası stres bozukluğu ve pelvis ve alt Ekstremite rahatsızlığı nedeniyle Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğünde Değişiklik yapılmasına ilişkin Tüzük hükümlerine göre meslekte kazanma gücünden kayıp oranı %64 olarak hesaplanmış olduğu görülmüştür. Davacının maluliyetin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Bilirkişi raporunda travma sonrası stres bozukluğu ile konsiltasyon raporu dışında bilirkişi heyeti tarafından bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenlerle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3215 E. ve 2020/7898 sayılı kararı). O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre davacının daimi maluliyet oranının ve özellikle psikolojik bakımdan da kazayla illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespit için maluliyet raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/04/2021