Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1003 E. 2021/1879 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/1003
KARAR NO: 2021/1879
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2014/1490 Esas 2018/1336 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 03/02/2011 tarihinde … sefer sayılı yük treninin Tire mevkiinde bulunan hemzemin geçide geldiğinde yola kontrolsüz bir şekilde çıkan davalı sigorta şirketine ZMMS poliçe ile sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve sürekli sakat kaldığını, dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, müvekkilinin işbu kaza sonrası %17 oranında sürekli sakat kaldığını, kaza sırasında 45 yaşında olan müvekkilinin sigortalı olarak çalıştığını ve 3.192,00 TL brüt maaş elde ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 2.000,00 TL’nin (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; Islah dilekçesi ile talebini 140.185,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın 02/02/2011 – 02/02/2012 tarihlerini kapsayacak şekilde müvekkil sigorta firması tarafından sigortalandığını, müvekkili şirketin ZMSS sigortacısı olduğunu, dava konusu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin poliçeden doğan sorumluluğunun sona erdiğini ayrıca huzurda görülen davanın açılmasından önce … hasar numaralı dosya kapsamında yapılan ekspertiz incelemesiyle 59.815,00-TL ödeme yapıldığını, kazada hatır taşımacılığı söz konusu olabileceğinden tespit edilecek tazminattan hatır indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 118.706,92-TL’nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 10/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun c şıkkındaki müvekkilinin zararı olarak belirlenen 140.185,00 TL yerine mahkemece 118.706,92 TL olarak kabul edilmesinin hukuki gerekçesinin bulunmadığını, tespit edilen gerçek zararın poliçe teminat limitinin üzerinde olduğu durumlarda Yargıtay ilamlarında da belirtildiği üzere dava öncesi ödenen miktarların faiz güncellemesi yapılmaksızın doğrudan poliçe limitinden tenzilinin gerekmesi sebebiyle bu hususun ıslah dilekçesinde de açıklamak suretiyle ek raporun b seçeneğinde belirtildiği üzere 200.000,00 TL teminat limitinden davalı sigorta şirketi tarafından ödenen miktar tenzil edilerek kalan 140.185,00 TL üzerinden ıslah edildiği halde mahkemece a şıkkındaki gibi güncellenmiş bedel düşülerek 118.706,92 TL’ye hükmedildiğini, kararın Yargıtay ilamlarına aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın iş kazası olduğundan SGK’dan rücua tabi iş kazası kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığı hususunun sorulmadığını, davacının iş kazası nedeniyle SGK başvurusunun olup olmadığı hususunun sorulması gerektiğini, bağlanmış ise bu bağlanan gelirin istenmesi ve tazminattan rücu edilebilecek kısmının indirilmesi gerektiğini, davacının müracaatı sağlanmadan eksik karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 03/02/2011 günü saat 19.00 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı otobüsü ile Torbalı ilçesi istikametinden Tire ilçesi istikametine seyri sırasında tren yolu hemzemin geçidine yaklaştığında tren yolu ikaz levhalarının mevcut olduğu, ışıklı ikaz ışığının kırmızı yandığı, tren hemzemin geçit bariyerinin kapalı olduğu ve karayolundan geçen araçlara kapalı olmasına rağmen durmayarak bariyere çarparak geçmek istemesi ve bu esnada Çatal istikametinden Tire istikametine seyreden trenin çarpması neticesi meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talep ettiği; Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporunda araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun belirlendiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen maluliyet raporunda davacının trafik kazasına bağlı yaralanması sonucu % 20,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği anlaşılmıştır. Kazaya sebep olan aracın trafik sigorta poliçesinin kişi başı sakatlanma ve tedavi teminatının ayrı ayrı 200.000,00 TL olduğu, olayda davacının yaralananlardan birisi olduğu, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat hesabının yapıldığı, hesabın pmf yaşam tablosu ve progressif rant üzerinden yapıldığı, sonuç itibariyle geçici iş göremezlik tazminat tutarının 6.948,61 TL sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 185.501,55 TL olduğu toplam iş göremezlik tazminat tutarının 192.450,16 TL olduğu belirlenmiştir. Davacıya dava öncesinde sigorta şirketine müracaatı üzerine %17 maluliyet oranı dikkate alınarak 59.815,00 TL ödeme yapılmıştır. Davacı, dava açmadan önce davalıya başvurmuş olup davalı tarafından davacıya 10/09/2012 tarihinde 59.815,00 TL ödeme yapılmıştır. Mahkemenin hükme esas aldığı ek bilirkişi raporunda, 7.045,12 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 197.720,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmıştır. Ödenen tazminat miktarının güncellenmiş değerinin 86.058,83 TL olduğunu, toplam tazminat tutarının 204.765,75 TL’den güncellenmiş ödemenin indirilmesi halinde talep edilebilecek tazminat tutarının 118.706,92 TL, diğer yandan kaza anında poliçe teminat limitinin 200.000,00 TL olması nedeniyle bu miktardan güncellenmemiş ödeme miktarı olan 59.815,00 TL’nin düşülmesi ile bakiye talep edilebilecek tutarın 140.185,00 TL olduğu hesaplanmıştır. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 140.185,00 TL’ye yükseltmiştir. Davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacının sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi gerektiğinden hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davadan önce yapılan ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23.10.2017 tarih, 2016/ 9924 E. ve 2017/9413 K. sayılı kararı). Bu yöndeki davacı istinafı yerinde değildir. Davacı vekili dava dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, geçici iş göremezlik tazminatı ilgili bir talebi olmamıştır. Aktüer bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik tazminatı da hesaplanmış ve ıslahta buna göre yapılmıştır. Mahkemece de geçici iş göremezlik tazminatı ile sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı olan 204.765,75 TL’den güncellenmiş ödeme tutarının indirilmesi sonucu bulunan tazminata hükmedilmiştir. Oysa dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine HMK’nın 26.maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Dolayısıyla, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından usulünce açılan bir dava bulunmadığı (kaldı ki SGK’ya yazılan yazıya verilen yanıttan davacıya 11.086,80 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı) gözden kaçırılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesi ile davanın sürekli iş göremezlik tazminat tutarı olan 197.720,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatından davadan önce ödenen tazminat miktarının güncellenmiş tutarı olan 86.058,83 TL düşülerek 111.661,80 TL üzerinden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik tazminat talebinin reddine, geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, geçici iş göremezlik tazminatı talebi ile ilgili usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: (1)Davanın KISMEN KABULÜ ile 111.661,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olarak kabul edilen 10/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, Geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, (2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.627,61 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL + 471,97 ıslah harcı olmak üzere toplam 497,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.130,44 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (3)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 14.558,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, (4)Davacı tarafından yapılan; 25,20 TL peşin harç, 471,97 TL ıslah harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 25,20 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 237,10 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.763,27 TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.675,00 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına, (5)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, (6) Davalı sigorta şirketi duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine, (7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-(a)Davacı yönünden; alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (b)Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-(a)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, (b)İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 35,20 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/11/2021