Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/888 E. 2020/277 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/888
KARAR NO: 2020/277
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 21/12/2017
NUMARASI: 2015/819 Esas – 2017/1354 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/11/2014 tarihinde davalı şirkete ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olarak yaya olan müvekkiline çarptığını ve yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle bakıcıya muhtaç kaldığını, dava öncesinde davalıya yapılan başvurunun olumsuz sonuçlandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağındaki kusur durumunu katılmadıklarını, talep sonucunun açıklatılması gerektiğini, kusur durumunun, maluliyet oranının ve zarar tutarının tespitinin gerektiğini, dava öncesi başvuru sırasında gerekli belgeler sunulmadığından müvekkilinin dava öncesi temerrüde düşürülmediğini ancak yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Konusu kalmayan davanın esası hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına,-Alınması gerekli 31,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6,30 TL harcın mahsubu ile 25,10 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,-Davacı tarafça yatırılan 6,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,-Davacı tarafından yapılan 31,80 TL ilk masraf, 315,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.146,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın taraflarına tebliğini müteakip istinaf gerekçelerinin sunacaklarını belirtmiştir. Davacı vekili tarafından ayrıca bir istinaf dilekçesi sunulmamıştır. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Mahkemeye 01.02.2017 tarihli dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları 17.01.2017 tarihli ibranamede müvekkili şirket tarafından davacı yanın vekalet ücretinin ve 17/01/2017 tarihine kadar olan yargılama giderinin karşılandığını, buna rağmen vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi hatalı olduğunu, ibranameye rağmen davaya devam edilmesi tamamen davacı yanın ihtiyari davranışından kaynaklandığını, ibraname tarihine kadar yapılmış olan 750,00 TL masrafın üzerindeki yargılama giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile aksi durumda dahi mahkeme tarafından müvekkili şirket tarafından ödenen 750,00 TL yargılama giderinin, hesaplanan yargılama giderinden tenzil edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekili tarafından süre tutum dilekçesi verilerek istinaf başvurusunda bulunulmuş ancak bu dilekçede istinaf sebepleri ve gerekçeleri açıklanmamıştır. HMK’nın 342. maddesi uyarınca istinaf başvuru sebepleri ve gerekçesinin istinaf dilekçesinde yer alması gerekir. İncelenen dosya kapsamına göre İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından 22/12/2017 tarihinde istinaf incelemesi için süre tutum dilekçesi verildiği, istinaf sebeplerinin ve gerekçesinin süre tutum dilekçesinde belirtilmediği, istinaf gerekçelerinin gerekçeli kararın tebliğinden sonra sunulacağının bildirildiği, 25/01/2017 tarihinde davacı vekiline gerekçeli karar tebliğ edildiği ancak davacı vekili tarafından iki haftalık yasal süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesinin verilmediği ve istinaf harcının da aynı süre içinde yatırılmadığı görülmüştür. HMK’nın 355.maddesine göre inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabilecek; ancak kamu düzenine aykırılık durumunun resen dikkate alınacaktır. Davacı vekili tarafından gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süre içerisinde HMK’nın 342/2.maddesinin e bendi gereğince istinaf sebeplerini ve gerekçesini belirtir dilekçe verilmediği, HMK’nın 355.maddesi gereğince re’sen yapılan incelemeye göre de istinafa konu kararda kamu düzenine aykırı bir husus da bulunmadığı anlaşılmakla HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince davacı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmektedir. HMK’nın 331.maddesine göre, davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre, yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Somut uyuşmazlıkta, yargılama aşamasında davalı … ile davacı vekili arasında düzenlenen 17/01/2017 tarihli ibraname ve temlikname başlıklı belge davaya konu dosya kapsamında 46.000 TL ana para, 7.279,50 TL faiz,5.410,00 TL vekalet ücreti, 750,00 TL yargılama gideri olmak üzere 59.439,50 TL tutarında davalının sorumlu olduğunun, mahkemenin neticesinde fazla ödeme varsa iade edileceği, bakiye miktar oluşması halinde bakiye miktarın davacıya ödenmesi konusunda mutabık kaldıkları anlaşılmıştır. Davacı vekiline 30/01/2017 tarihli dekont ile 59.439,50 TL ödendiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince de bilirkişi incelemesi sonucunda bakiye tazminat kalmadığı için maddi tazminat talepleri hakkında HMK’nın 315.maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle dosya kapsamında yapılan kusur ve aktüer bilirkişi incelemelerine göre davacı tarafın haklı olduğu aşikardır. Davadan sonra yapılan ödeme nedeniyle maddi tazminat davası konusuz kalmıştır. Kaldı ki ibraname ve temlikname başlıklı belgede mahkemenin neticesinde fazla ödeme varsa iade edileceği, bakiye miktar oluşması halinde bakiye miktarın davacıya ödenmesi hususunun açıkça belirtildiği görülmekle davalı ödeme sonrasında yapılan yargılama giderlerinden de sorumlu olacaktır. Ancak yargılama sırasında davacı vekiline ibraname ve temlikname başlıklı belge ile vekalet ücretinin ödenmesine rağmen yeniden vekalet ücretine hükmedilmesi ve hükmedilen yargılama giderinden ödenen 750,00 TL ‘nin mahsup edilmemesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bilirkişi raporundaki maddi hatalara ilişkin taleplerinin davacıdan rücu edeceği miktar ile alakalı olduğu dosya kapsamında rücuya yönelik açılmış bir dava olmadığı nedenle bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : A- a-Davacı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince reddine, b-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Alınması gerekli 31,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6,30 TL harcın mahsubu ile 25,10 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davacının yatırdığı 6,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 31,80 TL ilk masraf, 315,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.146,80 TL yargılama giderinden ibraname ve temlikname başlıklı belge ile ödenen 750,00 TL yargılama giderinin mahsubu ile bakiye 1,396,80 TL davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5-Davacıya ibraname ve temlikname başlıklı belge ile vekalet ücreti ödendiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 45,50 TL posta ve tebligat gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2020