Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/880 E. 2020/276 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/880
KARAR NO: 2020/276
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI: 2015/356 Esas – 2017/1081 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ZMM Poliçesi ile sigortalı olmayan … plakalı aracın sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeyken 08/09/2012 tarihinde asli kusurlu olarak, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde çift taraflı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sebebiyle müvekkilinin yaralandığını, müvekkili tarafından davalı kuruma başvurulduğunu müvekkiline 17/02/2015 tarihinde 39.059,00 TL ödeme yapıldığını ancak müvekkilinin mağduriyetinin kurum tarafından ödenen miktarın üzerinde olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalıdan sürekli sakatlık tazminatı olarak 2.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın talep ettiği maluliyet tazminatı için dava öncesi müvekkili kuruma başvurduğunu, aktüer raporu ile hesaplanan 39.059,00 TL tutarındaki maluliyet tazminatının 23/02/2015 tarihinde müvekkili kurum tarafından davacı yana ibraname mukabilinde ödendiğini ve müvekkili kurumun söz konusu zararın tazmini adına başka bir sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti, davacının daimi maluliyet durumunun tespitinin gerektiğini ayrıca davacının müterafik kusurunun varlığı halinde tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacı tarafın olay tarihinden itibaren talep ettiği ticari faiz talebinin mesnetsiz olduğunu, müvekkili kurum yönünden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın Kabulüne; 63.421,61 TL tazminatın 22/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Bakiye maluliyet tazminatının tespiti adına sayın mahkemenin aldırmış olduğu bilirkişi raporu hatalı olarak tanzim edildiğini, müvekkili kurum tarafından davacı yana 39.059,00 TL ödeme yapılmasına rağmen, sayın bilirkişi raporunda bu tutarı sehven 30.059,00 TL olarak hesaplamaya dahil ettiğini, böyle olunca da hesaplamanın davacı lehine olarak haksız şekilde tespit edildiğini, müterafik kusur indirimine gidilmeksizin hüküm tesis edilmesi hatalı olduğunu, somut olayda davacının alkollü olarak araç kullandığının hususu dosyadaki belgeler ile sabit olduğunu, usul ve yasa hükümlerine aykırı ve hatalı olarak kurulan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın Güvence Hesabı yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut olayda davacının kaza tarihi itibariyle yapılan genel adli muayenesinde 0.54 promil alkollü olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin 27/04/2016 tarihli raporunda davacı sürücünün meskun mahalde kavşağa yaklaştığında hızını azaltmadığı etkin fren tedbirine başvurmadığı nedenle % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş, sürücünün alkollü olması nedeni ile kusur verilmediği görülmüştür. Bu itibarla davacının alkollü olarak motor sürmesi nedeni ile Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları uyarınca % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek hüküm tesisi doğru görülmemiştir. HMK’nın 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davalı vekili tarafından yargılama sırasında verilen aktüerya bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacı tarafa ödenen miktarın yanlış miktar üzerinden güncellendiğine ilişkin bir itiraz ya da talepte bulunulmamıştır. Bu durumda HMK’nın 357/. maddesi çerçevesinde davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan bu yöndeki istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. Sonuç olarak HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat tutarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 50.737,29 TL sürekli iş göremezlik tazminat talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan yargılama giderinin hesaplanmasında nazara alınmamış, davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-DAVANIN KABULÜNE; 50.737,29 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 22/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alınması gereken 3.465,86 TL ilam harcından peşin alınan 237,70 TL harcın mahsubu ile kalan 3.228,16 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan 265,40 TL ilk harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 184,30 TL tebligat ve posta masrafı, 827,10 TL adli tıp faturası olmak üzere toplam 1.776,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 7.395,84 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2020