Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/862 E. 2019/3604 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/862
KARAR NO : 2019/3604
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI : 2015/1963 Esas – 2017/1306 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; 25.04.2008 tarihinde müteveffa sürücü …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile Ünye ilçesi istikametinden Fatsa ilçe istikametine seyir halindeyken bilinmeyen nedenlerle karşı şeride geçtiğini, karşı yönden gelen minibüse çarpması sonucunda meydana gelen kazada müvekkilinin eşi … hayatını kaybettiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla HMK’nın 107 maddesi uyarınca toplanacak delillere göre; şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 14.09.2017 harç tarihli ıslah dilekçesi ile; talebinin 80.726,98 TL’ye yükselmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına alındığını, müteveffanın davaya konu aracın işleteni ve sürücüsü olduğunu, müteveffanın mirasçılarının taleplerinin genel şartlar gereği teminat dışı olduğunu, davacının 3. kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını da ifadeyle, kabul anlamına gelmemek üzere kusur oranlarının tespitini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 80.726,98 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 15/12/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müteveffanın dava konusu sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun içtihadı ile değiştirmiş olduğu görüşü doğrultusunda kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili sigorta şirketi poliçe ile işletenin sorumluluğunu teminat altına almış olduğundan işletenin sorumlu olmadığı bir hususta sorumlu tutulamayacağı gözetilerek davanın tümden reddi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere müteveffa-işleten sürücünün kaza sırasında ehliyetsiz olarak araç kullanması sebebiyle mirasçılara rücu haklarının bulunduğunu, bu nedenle davacının tazminat hakkı doğduğu kabul edilse dahi alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeni ile davanın reddi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava vefat ile sonuçlanan çift taraflı trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamına göre 25.04.2008 tarihinde, sürücü … (Davacının Eşi) idaresindeki …plaka nolu motosikletin karşı şeride geçerek sürücü … idaresindeki … plaka nolu araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında sürücü … vefat etmiştir…. plaka nolu araç 09.10.2007 tanzim tarihli 1 yıl süreli Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile davalı … A.Ş.’ye sigortalıdır. Somut olayda kazanın 25.04.2008 tarihinde meydana gelmiş olup, yeni genel şartların 01.06.2015 tarihinde, Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde değişiklik yapan Yasa’nın ise 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girdiği değerlendirildiğinde, kaza tarihi itibariyle eski genel şartların yürürlükte bulunmasına, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmasının onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine ilişkin HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK’nun 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 Esas-2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca mahkeme tarafından davacının destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Açıklanan nedenle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 5.514,46 TL harçtan peşin alınan 1.379,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.135,46 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/10/2019