Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/840 E. 2020/323 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/840
KARAR NO: 2020/323
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI: 2016/885 Esas – 2017/926 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 26/05/2016 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tek taraflı olarak kaza yapması neticesinde araç içeresinde yolcu olarak bulunan …’in vefat ettiğini, müteveffanın 27/01/1996 doğumlu olup davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını belirterek destek olacağı annesi … için 1.500,00 TL ve babası … için 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıya başvuru tarihinden 8 gün sonrası itibari ile avans faizi ile birlikte davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; daha önce müvekkili kuruma yapılmış olan müracaat sonrası kurum tarafından; davacılar …’e 9.783,00 TL ve …’e 12.517,00 TL 18/07/2016 tarihinde toplamda 22.300,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini, makbuz ve ibraname gereğince davacı taraf maluliyet tazminatına ilişkin olarak müvekkili kurumdan başka bir alacağının kalmadığını müvekkili kurumu işbu kaza ile ilgili olarak ibra ettiğini, davacı tarafın müvekkili kurumu ibra etmiş olması nedeniyle işbu davanın açılması hukuken geçerli olmadığını, davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafa ödenen tazminatı uzman aktüere hesaplatarak ödendiğini, açıklanan sebeplerle davanın reddine, aksi durumda kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kısmen kabulüne, 98.221,33 TL destekten yoksun kalma tazminatının (52.846,50 TL davacı …, 45.374,83 TL davacı … için) 18/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı taraf vekilleri istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; trafik kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü asli ve tam kusurlu olarak sebep olduğunu, vefat eden …’in kaza yapan araçta yolcu olup kusura etkisi bulunmadığını, kaza ile alkollü araç kullanma arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığını, bu nedenle yolcu konumunda olan destek …’e hiçbir şekilde kusur verilemeyeceğinden müterafik kusura dayanılarak indirim yapılmasının Yargıtay İçtihatlarına ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yine hatır taşıması indirimi yapılmasının da haksız olduğunu, sürücü … ile destek … sözlü olduğunu, ücret karşılığı taşıma yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olup hatır taşıması yapılmasının hatalı olduğunu, bu nedenlerle her bir davacı için %40 oranında tazminattan indirimin kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin haksız olarak bu indirimleri yaparken maddi hata yaptığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminatın içeriğinin yeni genel şartlara göre TRH tablosunun ve teknik faizinin uygulanması gerekeceğini, oysa hükme esas alınan raporda 1931 yaşam tablosuna göre hesaplama yapıldığını, bunun hatalı olduğunu, davacının gelirini belgeleyen herhangi bir belge sunulmadığı halde asgari ücretten farklı bir ücrete göre hesaplama yapılmasının doğru olmadığını asgari ücrete göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 26/05/2016 tarihinde … plakalı aracın tek taraflı yaptığı kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği vefat etmiştir. Aracın Zorunlu Mali Zorunluluk Sigortası bulunmadığından davacıların davalıya başvurusu üzerine 18/07/2016 tarihinde ödeme yapıldığı ancak yapılan ödemenin eksik olduğu nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda araç sürücüsünün %100 kusurlu, PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre ve desteğin Üniversite öğrencisi olduğundan üniversitede almış olduğu eğitime uygun mesleği yapacağı veya diğer değişik işlerde kazanç sağlayacağı kabul edilerek ve buna uygun emsalleri bildirilen emsal ücret ortalaması göz önüne alınarak hesaplama yapılmıştır. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12.08.2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Güvence Hesabının sorumluluğun belirlenmesi bakımından ise kaza tarihi esas alınacaktır. Somut uyuşmazlıkta, kaza tarihi 26/05/2016 olduğuna göre, tazminat hesabında bu tarihte yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılması gerekmektedir. Yeni Genel Şartların “Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” başlıklı Ek:2 maddesinin 3. bendine göre destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosuna göre davacıların ve ölen desteğin kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenerek, 4. bendine göre de işleyecek dönem için %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gerekirken hükme esas alınan aktüerya raporunda PMF 1931 Yaşam Tablosu’na göre hesaplama yapılmış olması ve bu rapor esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin buna değinen istinaf itirazı yerindedir. Hükme esas alınan raporda dosya kapsamına göre desteğin kaza sırasında Üniversite öğrencisi olduğu ve muhtemel yapabileceği meslekler göz önüne alınarak yapılan hesaplamanın Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına uygun olduğu anlaşıldığından desteğin gelirinin asgari ücretten hesaplanması gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. Somut olayda müteveffanın yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ile arkadaş olduğu, birlikte alkol aldıkları dolayısıyla sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği anlaşıldığından mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin hatır taşımasına ilişkin istinaf talebi bakımından ise; Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığı halde İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de desteğin anne ve babası olan davacılar için ayrı ayrı müterafik ve hatır taşıması indiriminden dolayı %40’ar indirim yapılırken maddi hata yapıldığı ve tazminatın eksik hesaplandığı anlaşılmakla davacı vekilinin maddi hataya ilişkin istinaf itirazı da yerindedir. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre Güvence Hesabı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. Gayrettepe şubesi tarafından düzenlenen 08/01/2018 tarihli 152.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davaya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/02/2020