Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/830 E. 2020/347 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/830
KARAR NO: 2020/347
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI: 2017/22 Esas 2017/1266 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının maliki bulunduğu … plakalı aracı park halinde iken, davalı …’in kullanmış olduğu … plakalı araç ile geri geri çıkarken % 70 kusuru ile davacının aracına çarparak kazaya neden olduğunu, … plakalı aracın davalılardan … adına kayıtlı olduğunu, diğer davalı … Sigorta AŞ. tarafından … poliçe nolu ile sigorta ettirildiğini, kaza tarihine kadar hiçbir kazaya karışmayan ve tamamen orjinal olan aracın piyasa değerinin kaza sonrası yaklaşık 8-10.000 TL düştüğünü, zararın tazmini için diğer davalıya müracaat edildiğini, verilen cevapta bu talebin reddedildiğini, davacının uğramış olduğu zararın tartışmasız ve açıkça belli olmaması nedeniyle HMK gereği şimdilik 1.000 TL değer kaybının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 3.765,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; olay günü müvekkilinin kendi bahçesinden … plakalı araçla geri geri çıkarken, davacının aracıyla bahçeye hatalı şekilde aniden girmesi sonucu çarpıştıklarını, her iki araçta da hasar meydana geldiğini, dolayısıyla kazanın meydana geldiği anda davacı tarafın aracının park halinde olmadığını, olay anına kadar aralarında herhangi bir problem olmaması ve davacı tarafın aracında meydana gelen hasarın daha fazla olması dolayısıyla müvekkilinin komşuluk ilişkilerine binaen iyi niyetli olarak, trafik kaza tespit tutanağında karşı tarafın asli kusurlu olduğunu belirtmediğini, yalnızca geri geri çıkarken kaza yaptığını belirttiğini müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı sigorta şirket vekili cevap dilekçesi ile; sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacı tarafın aracının KTK hükümlerine uygun olarak park edip etmediği hususun kusur incelemesinde mutlaka araştırılması gerektiğini, davaya konu olan araçta değer kaybının oluşup oluşmadığının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması gerektiğini beyanla inceleme yaptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 3.765,00 TL’nin davalı … yönünden 20.07.2015 kaza tarihinden, davalı … Sigorta AŞ yönünden 09.01.2017 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş, süre tutum dilekçesi verilmekle beraber ayrıca dilekçe sunulmamıştır. Davalı … vekili süre tutum dilekçesinde özetle; kaza meydana geldiği anda tutulan tutanakta araçların herhangi birisinin park halinde olduğunun belirtilmemesine rağmen bilirkişi raporunda davacı tarafın aracının park halinde olduğundan, park halinde olan araca çarpan bir kişinin %100 kusurlu olduğunu belirtildiğini, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dinlenilmediğini, müvekkilinin tutanağı komşuluk ilişkilerine dayanarak tuttuğunu belirtmiş olmasına ve asıl kusurlunun davacı tarafta olduğunu belirtmiş olmasına rağmen bu hususların mahkemece tam olarak araştırılmadığından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Meydana gelen trafik kazasına ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında, davalı …’ in “geri geri çıkarken arkadaki … plakalı aracı farketmeyip çarptım” ibaresi, davacının “yanda yazıldığı gibidir” ibaresi mevcut olup, tutanakta park haline ilişkin belirtme bulunmamaktadır. Dosyada, 13.09.2017 tarihiyle düzenlenen kusur ve hasar bilirkişi raporunda; “Davalının geri geri giderek kural ihlali yaptığı, diğer aracın park halinde oluşu yada seyir halinde oluşunun sonucu değiştirmeyeceği” hususu da değerlendirilerek davalının % 100 kusurlu olduğu açıklanmıştır. Kusur raporunda kaza mahalli, kazanın meydana geldiği yere ilişkin oluş da irdelenmek ve KTK. 67/a maddesi ile diğer aracın park etmiş olması ve/veya bu istikamette seyir halinde olmasının soncu değiştirmeyeceği de değerlendirilmek suretiyle, davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu görüşü açıklanmış, bu rapor hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan rapor oluş ve değerlendirme açısından karar vermeye yeterli olduğundan, karar ve gerekçesiyle değerlendirildiğinde, kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 257,18 TL harçtan peşin alınan 64,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 192,88 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalı …’in istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/02/2020