Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/829 E. 2018/358 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2018/829
KARAR NO : 2018/358
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 20/06/2017
NUMARASI : 2016/543 Esas 2017/658 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 19/03/2018
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2017 Tarih 2016/543 Esas ve 2017/658 Karar Sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … adına kayıtlı … plaka sayılı minibüsün, şoför … sevk ve idaresinde iken, davalı …’ın sevk idaresindeki …plakalı aracın çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilin aracında meydana gelen hasar sebebiyle …’ın sigortacısı diğer davalı sigorta şirketi tarafından 01/01/2016 tarihinde 24.000,00-TL araç pert bedeli ödendiğini, ancak ödenen bedelinin araç rayiç bedelinin çok altında kaldığının davalı sigorta şirketinin araç başına teminat limitinin 29.000,00 TL olduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu bedeli eksiksiz olarak ödemesi gerektiğini, ayrıca kaza nedeniyle, müvekkiline ait aracın ekonomik değerinde kayıp meydana geldiğini, yine kazaya karışan minibüsün kullanılmaması nedeniyle kazanç kaybı meydana geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araçta meydana gelen zarara ilişkin olarak şimdilik 500,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline yine kaza tarihi ile araç pert bedelinin ödendiği tarih arasında dönem için 500,00 TL kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle K.T.K.’nın 97 maddesi gereği dava öncesi müvekkil şirkete başvuru yapılmamış olması nedeniyle HMK 114/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin .. plakalı aracı 25/12/2015 -2016 tarihleri arasında geçerli olmak kaydıyla…nolu trafik sigorta poliçesiyle teminat altına aldığı, davacı yanın aracında meydana gelen maddi hasar dolayısıyla davacının kasko şirketi tarafından müvekkili şirkete yapılan başvuru sebebiyle pert bedelinin, davacının kasko şirketine ödendiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin davacının zararını karşıladığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…vekili cevap dilekçesinde; söz konusu trafik kazasında müvekkiline kusur izahı edilemeyeceğini, kazanın meydana gelmesine yol güvenlik ekipmanlarının bulunmamasının sebep olduğunu, davacının zararının sigorta şirketince karşılandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yargılama sonucunda; davalı … aleyhine açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, davacı tarafından davalı Anadolu Sigorta aleyhine açılan davanın KTK’nın 97. ve HMK’nın 115.maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, müvekkilinin aracında meydana gelen maddi hasar nedeniyle davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde, müvekkilinin kasko sigorta şirketine ödeme yapıldığının davalı sigorta şirketi vekili tarafından beyan edildiğini, davalı sigorta şirketine yazılan yazının cevabı dahi dosyaya dönmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkeme kararının eksik incelemeye dayanıp, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf incelemesi ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç bedeli ve kazanç kaybı istemine ilişkindir.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.
Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahiplerinin sigortacıya başvurusu hususunda yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Dava tarihi olan 03/05/2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup, davaya cevap dilekçesinden anlaşıldığı üzere, davacıya ait araçta meydana gelen maddi hasar nedeniyle, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde, davacının kasko sigorta şirketine ödeme yapıldığı, dolayısıyla davacı tarafça, davalı sigorta şirketine değil, davacı aracı için kasko sigorta poliçesi düzenlediği beyan edilen dava dışı Allianz Sigorta A.Ş’ye başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Ancak davacı vekili tarafından, davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru yapıldığı iddia edilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, davalı sigorta şirketine davacı tarafça dava tarihinden önce başvuru yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akıbeti sorulmalı, başvuru var ise, başvuru geçerli kabul edilip sigorta şirketinin verdiği cevabın talebi karşılamaması halinde, dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, başvurunun geçerli bir başvuru olmadığı düşünülür ise, davacıya bu şartın tamamlanması için kesin süre verilerek, kesin süre içinde yerine getirilmemesi halinde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir. HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilir nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeden, ön şart yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Bu nedenle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
2-HMK’nun 353/1(a)6 maddesi uyarınca, yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere, İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2017 Tarih, 2016/543 Esas 2017/658 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından, yatırana iadesine,
5- İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1(a)6. maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/03/2018