Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/826 E. 2018/1883 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/826
KARAR NO : 2018/1883
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: … 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/10/2017
NUMARASI : 2017/309 Esas – 2017/834 Karar
DAVA : Değer Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2017 tarih 2017/309 Esas – 2017/834 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı 3.kişi (davalının sigortalısı) …Ltd.Şti ait … plakalı aracın …’e ait … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı tarfik kazasının meydana geldiğini, mevcut kaza sonucu … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı alacağının araç sahibi 3.kişi … tarafından müvekkili …’a temlik edildiğini, bu kaza sonucu müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının bağımsız eksper tarafından 8.260,00 TL olarak tespit edildiğini, bu değer kaybının tespitinin sağlanabilmesi için 334,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, bu nedenle şimdilik 654,00 TL’sinin kaza tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu tazminatın trafik kazasından kaynaklandığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesinde iki yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğünü, davacı tarafın iki yıllık süreden sonra davayı açtığını iddia ederek, davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, “davanın zamanaşımı nedeni ile reddine” karar vermiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Kanun’un 109.maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkilinin, hasarı, ekspertiz raporu ile öğrendiğini, 22/02/2017 tarihinde de değer kaybına ilişkin raporun alınmasıyla değer kaybına ilişkin zararı öğrendiğini, zamanaşımının bu tarih başlandığını, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde 02/03/2017 tarihinde sigorta şirketine ihtarname ile başvurarak tazmin talebinde bulunduğunu, bu başvuru neticesinde değer kaybına ilişkin zararın sigorta şirketince karşılanmaması üzerine bu davayı açtıklarını iddia ederek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatına ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 28/02/2015 tarihinde, davalı … nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile davacının temilk alacaklısı olduğu dava dışı 3.kişiye ait … plakalı araçların çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacının temlik alacaklısı olduğu … plakalı araçta değer kaybının meydana geldiği, temlik alacaklısı olan davacının değer kaybı tazminatının tahsili amacıyla işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Yukarıda da belirtilidiği üzere, İlk Derece Mahkemesince Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesindeki iki yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açılmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda her ne kadar, temlik sözleşmesinden sonra yaptırılan bilirkişi raporuyla müvekkilinin zararı ve zarar vereni öğrendiğini, dolayısıyla 2 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin bilirkişi rapor tarihi olması gerektiğini iddia etmiş ise de, somut olayda zarar gören, … plakalı araç sahibi dava dışı 3.kişi …’dir. Zarar gören …, zararı ve zarar vereni 28/02/2015 kaza tarihinde öğrenmiştir. Dava ise 31/03/2017 tarihinde açılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1.maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi kaza tarihi olan 28/02/2015 olduğundan zamanaşımı süresi 29/02/2017 tarihinde dolmaktadır. Buna göre, somut olayda, dava 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığından, mahkemece zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasa açısından herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2017 tarih, 2017/309 Esas – 2017/834 Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken harç davacı vekili tarafından peşin yatırıldığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı taraf istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2018